Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ?Toprak, kutsal anlamda hepimiz için ?vatan´ demektir.
Kalkınmanın ilk kaynağı olan toprak, her karışına emek veren çiftçimiz için kutsal anlamına ilaveten gelir kapısı, bereket ve can demektir? dedi.
Bayraktar, Toprak Bayramı´nın 76´ncı yılı nedeniyle yaptığı açıklamada, ?Ülkemizde toprağın üreticilerimiz açısından taşıdığı önem dikkate alınarak 11 Haziran 1945 yılında ?Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu kabul edilmiştir. Bu kanunla, toprağı olmayan ya da yetersiz olan çiftçilerin aileleriyle birlikte geçimlerini sağlayacak ve iş güçlerini değerlendirecek ölçüde toprak edinmeleri amaçlanmıştır. Toprağın önemini vurgulamak amacıyla aynı yıl 4760 sayılı ?Toprak Bayramı Kanunu çıkarılmıştır. Bu kanunla birlikte her yıl Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu´nun kabul edildiği 11 Haziran tarihini takip eden ilk pazar günü ?Toprak Bayramı´ olarak kutlanmaktadır? bilgisini paylaştı.
Pandemi sürecinde toprağın ve üretimin öneminin bir kez daha ortaya çıktığına değinen Bayraktar, ?Toprağın önemini kavrayan ülkeler, artan gıda talebinin karşılanmasını, çevre ve tarımın sürdürülebilir olmasını sağlamak için tarım politikalarını buna göre şekillendirmektedir. Gıda fiyatlarının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı göz önünde bulundurulduğunda tarım sektörü daha da stratejik hâle gelecektir? diyerek şöyle devam etti:
?Yaşadığımız pandemi döneminde dünyada ülkelerin ihracatlarına kısıtlamalar koyması, paranız olsa bile tarımsal ürünlere ulaşılamaması, yerli ve millî üretimin ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu tüm ülkelere göstermiştir. Bu nedenle, dünyada yaşanacak gıda krizleri birçok ülkede ulusal güvenlik sorunu oluşturacaktır. Ülkemizde böyle bir sorun yaşamak istemiyorsak Allah´ın bize bahşettiği bereketli Anadolu topraklarını korumak ve kollamak zorundayız. Bu verimli topraklarda üretmeye mecburuz. Dünyada beklenen gıda krizlerine karşı, ülkemizin bu krizlerden etkilenmemesi ve ülke insanımızın yeterli gıdaya erişebilmesi için topraklarımızın korunması, imara açılarak kaybedilmemesi ülkemiz için hayati önem taşımaktadır. Üreticilerimizin üretimden kopmaması için tüm önlemlerin alınması gerekmektedir. Pandemi nedeniyle ?Evde Kal Türkiye´m´ sloganı elbette çok önemliydi. Lakin ?Tarlada Kal Türkiye´m´ sloganı tüm zamanlar için çok daha önemlidir. Herkesin bu gerçeği asla unutmaması gerekir. Toprak yoksa üretim yok, üretim yoksa gıda yoktur, gıda yoksa dışa bağımlılık kaçınılmazdır.
?Toprak, yaşayan ve korunması gereken çok önemli bir canlıdır. Bir santimetre kalınlığındaki toprak 100 yılda oluşmaktadır. Böylesi hayati bir hususun toprak bilinci aşılanırken önemle üzerinde durulması gereklidir ve bu tüm nesillere bıkmadan anlatılmalıdır? vurgusu yapan Bayraktar, şunları ifade etti: ?Ülkemiz topraklarının en önemli sorunları; erozyon, tuzluluk-çoraklaşma, tarım arazilerinin yanlış ve amaç dışı kullanımı, arazilerimizin küçük, parçalı, dağınık, çok hisseli olması ve toplulaştırmanın henüz bitirilememesidir. Erozyon, uzun yıllar sonucu oluşmuş verimli toprakların kısa bir sürede elden çıkmasına neden olmaktadır. Dünyada aralarında ülkemizin de yer aldığı pek çok ülkede erozyon nedeniyle çölleşme tehlikesi bulunmaktadır. Ülkemiz topraklarının yüzde 63´ünde şiddetli ve çok şiddetli, yüzde 20´sinde orta, yüzde 7´sinde ise hafif derecede erozyon görülmektedir. Topraklarımızın yüzde 90´ında görülen erozyon nedeniyle yılda 1,4 milyar ton toprak kaybedilmektedir. Bu kadar toprak, su ve rüzgâr etkisiyle taşınmaktadır. Yani her yıl Kıbrıs kadar bir toprağı kaybediyoruz ve buna engel olamıyoruz. Ülkemiz topraklarının organik madde açısından % 65´i çok yetersiz, % 25´i orta, % 7´si iyi ve % 3´ü ise çok iyi durumdadır yani topraklarımızın yaklaşık % 90´ının organik madde yönünden yetersiz olduğu görülmektedir. Turizm, madencilik ve ulaştırma için verimli tarım arazilerimiz kullanılmamalı, meyve ağaçları, zeytinlikler kesilip buralara yazlıklar inşa edilmemelidir. Belediyeler faaliyet alanlarındaki tarım arazilerinin korunmasına daha fazla özen göstermelidir.? dedi.
Haber Merkezi