Savaş Koç´un, bir "can"ın yürek burkan ölümünü ve Erdek Belediyesi´nde görevli veterinerlerin ilgisizliğini anlatan mesajını okurlarımızla paylaşıyoruz:
"Otomobilin çarptığı kedi bahçeye atılmış. İşin asıl üzücü yanı, bahçeye atıldığında yaşıyormuş. Yani alıp veeterinere götürülse kurtulacaktı, belki de. Komşu, akşam üzeri çimleri biçerken fark etmiş. Zedelenen beli nedeniyle sürünüyormuş. Önüne su ve ekmek koymuş. Çok su içmiş. Belki de birkaç gündür sessizce yatıyordu, orada! Hâlâ yaşadığını gören vatandaşımız Erdek Zabıta Müdürlüğü´nü arayarak, veterinerlerin telefonlarını istemiş. Bin nazla, istemeyerek vermişler. Veterinerleri aramış ama ´Saat 18.00´i geçti ve mesaimiz bitti´ diyerek gelemeyeceklerini söyleyip, ´Ancak yarın gelebiliriz´ yanıtını vermişler. Ben, kedinin bu durumunu gördüğümde saat 19.00 sıralarıydı. Saat 21.00´e dek ısrarla aramama rağmen her ikisi de maalesef cep telefonlarını açmadılar. Erdek´teki tek özel veteriner olan Günay beyi aradım. Kedinin tedavi harcaması neyse üstlenecektim. Kendisi, Eskişehir´de olduğunu ve haftaya döneceğini söyledi. Otomobilim olsaydı, o saatte bile Bandırma´ya götürecektim ama ne yazık ki yoktu! Kediyi bulan komşuların her ikisinin de otomobilleri var ama sabahı beklemeyi tercih ettiler. Yani komşular ve Erdek Belediyesi´nin görevli iki veterineri hayvanı bile bile ölüme terk ettiler. Ben veterinerleri doktorlar olarak görürüm. Her ikisi de can kurtarır. Hayvan deyip geçmeyin, çünkü onlar da CAN taşıyor! O kedicik, o insanlar yataklarında mışıl mışıl uyurlarken kim bilir ne acılar çekerek CAN verdi! Sorum, Erdek Belediyesi yetkililerine. Siz, bu veterinerler ile anlaşma yaparken neden ´Acil durumlara müdahale etme´ koşulunu koymuyorsunuz? İki veteriner sıra ile bu durumlara müdahale etse ki, (Erdek´te bu durumlar sık yaşanmıyor) ölürler mi? Günaha mı girerler? Ellerine mi yapışır? İçinizden, ´Alt tarafı bir kedi´ diyenleri duyar gibi oluyorum. İşte ben o ayrımı yapamıyorum. İnsan da olsa, hayvan da olsa CAN diyorum, CAN!"