Balıkesir İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Serkan Kadir Keskin, 10 Mart Dünya Böbrek Günü nedeniyle bir açıklama yaptı.
Kronik böbrek hastalığını dünyada ve ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu olarak kaydeden Uzm. Dr. Keskin, “Böbrek hastalığı erken saptanırsa önlenebilir veya ilerlemesi geciktirilebilir. Ancak hastalığın farkındalığının düşük olması, erken dönemde tespit edilmesine olanak vermemektedir. Bireylerin hastalığının farkında olmaması nedeni ile son dönem böbrek yetmezliği gelişmekte ve yaşam kalitesi bozulmaktadır.” dedi.
Uzm. Dr. Keskin, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Böbreklerimiz vücudumuzun boşaltım sistemini oluşturarak kandaki zararlı maddelerin atılmasını sağlar, Böbrek işlevinin kaybı kritik bir düzeye ulaştığında böbrek yetmezliği gelişir ve vücudun tüm organlarını etkileyen ciddi sorunlar ortaya çıkar. Kronik böbrek hastalığı için risk altındaki kişilere yönelik düzenli tarama ve etkin tedavi ile hastalığın gelişimi önlenebilir veya ilerlemesi engellenebilir. Kronik böbrek hastalığının tanısı oldukça kolay ve ucuzdur. Kanda kreatinin ve idrarda protein ölçümü tanının büyük oranda konulmasını sağlar. Kronik böbrek hastalığı için en yüksek risk faktörleri şunlardır: Şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, kalp-damar hastalıkları, ileri yaş, ailede böbrek hastalığı varlığıdır. Bu risk faktörlerine sahipseniz aile hekimliğinize danışıp böbreklerinizi mutlaka kontrol ettiriniz. Çocuklarda da böbrek hastalığı olabileceği unutulmamalıdır. Sık idrara çıkma, idrar yaparken zorlanma ve yanma, kırmızı kahverengi idrar yapma, damla damla idrar yapma, tuvalete yetişememe şikayetleri varsa mutlaka hekime yönlendirilmelidir. Kronik böbrek hastalığı erken dönemde saptanır ve uygun şekilde tedavi edilirse ilerlemesi engellenebilir veya yavaşlatılabilir ve yüksek ölüm riski azaltılabilir. Hastalığın tedavisi diyet ve bazı ilaçlardan oluşur. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa yararı o kadar fazla olur. Kronik böbrek hastalığı sıklıkla sessiz seyreder ve sinsi bir şekilde ilerler, özellikle erken evrelerde belirti vermeyebilir.
Bu bağlamda, sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerinin toplum tarafından benimsenmesi ve uygulanması hastalığın büyük oranda kontrolünü sağlayacaktır. Bunun için; Düzenli egzersiz yapmalı, sağlıklı beslenmeli ve ideal vücut ağırlığımızı korumalı, tuzu azaltmalı, yeterli su içmeli, gelişi güzel ilaç kullanılmamalı, kişisel temizliğe dikkat edilmeli, idrar uzun süre tutulmamalı, sigaradan ve aşırı alkol tüketiminden kaçınılmalıdır.”
Haber Merkezi