Bandırma`ya bağlı Ergili Köyü`nün Hisartepe mevkiinde yer alan Daskyleion ören yerindeki 25. yıl kazıları sürüyor. 1 Temmuz`da başlattıkları bu yılki kazıları 15 Eylül`de sonlandıracaklarını belirten kazı ekibi başkanı, Muğla Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kaan İren, çalışmaları hakkında şu bilgiyi verdi:
"Kısa bir süre önce Kültür ve Turizm Bakanlığı`na bir dosyayla başvuruda bulunarak, Daskyleion ören yerinin turizme açılmasını istedik. Tabii, Bakanlığın bu konuda gerekli incelemeleri yaparak, ören yerini turizme açması, 1-2 yıllık bir süreci bulur. Bu yılki çalışmalarımız sırasında, Daskyleion kentinin görselliğini öne çıkarmak istiyoruz. Bu amaçla M.S. 11. yüzyıla ait bir Bizans suru, M.Ö. 8. yüzyıla ait Frig suru ve ören yerinin en yüksek noktasında bulunan Hellenistik döneme ait olduğunu düşündüğümüz bir bölgede çalışmalar yapıyoruz. Ayrıca, Daskyleion`da, törenlerde kullanılan, ortasından kanal geçen bir kült yolunun da üstünü kapatma çalışmaları gerçekleştiriyoruz."
Bu yıl, devletin kazılarımız için verdiği 110 bin TL`lik ödenekle, 23 kişilik öğrenci grubu ve 14 işçiyle çalışmalarını sürdürdüklerini, Muğla Üniversitesi`nin de kendilerine malzeme desteğinde bulunduğunu vurgulayan İren, şunları söyledi:
"Son beş yılda artmasına karşın elbette ki bu ödenekler yeterli değil. Ancak arkeolojik kazılar, uzun süreçlere dayalı olup, özverili çalışmaları gerektirir. Örneğin, Aydın`a bağlı Milet kazıları 125 yıldır sürmesine karşın ören yerinin ancak yüzde 10`u gün ışığına çıkarılabilmiştir. Ülkemizde, devlete bağlı proje üretebilecek kuruluşların da Türk Tarih Kurumu ve TÜBİTAK gibi çok sınırlı sayıda olduğu düşünülecek olursa işin başka bir zorluğu daha ortaya çıkar."
BÖLGEDEKİ TÜMÜLÜSLER TALAN VE TEHDİT ALTINDA
Daskyleion`da, iki nekropolis(mezarlık) bulunduğunu belirlediklerine işaret ederken, bölgede yer alan çok sayıdaki tümülüsün de kaçakçıların talanına uğradığını, birçoğunun da tehdit altında olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Kaan İren, şöyle konuştu:
"Bölgede, M.Ö. 6. yüzyıl başındaki Hellenistik dönemden, M.Ö. 150 yılına dek gerek krallar ve gerekse soylu kişiler için Tümülüs denilen mezarlar yapıldığını biliyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey daha var ki, bu Tümülüsler, yıllardır kaçakçılar tarafından sürekli yağmalanıyor. Bu Tümülüsleri bizim kazmamız gerekiyor. Çünkü biz, Daskyleion ören yerindeki evleri, yolları, cadde ve sokakları kazıyoruz, ancak aynı dönem içinde yer alan Tümülüsleri kazma hakkına sahip değiliz. Bu konuda başvurularda bulunduğumuz Bandırma Müzesi yetkilileri, bu hakkı kendilerinde görerek, bize izin vermiyorlar. Arkeoloji, insan yaşamına bir bakış şeklidir, aynı zamanda. Bu izin bize verilmediği içindir ki, Tümülüslerin soyulmasına paralel şekilde, bu yerlerdeki veriler de avuçlarımızın içinde akıp giderek, kayboluyor. Böylece kralların yaşamları da sonsuzluğa kadar sessizliğe bürünüyor, koleksiyonlara girmiyor."
VERİ TABANI OLUŞTURULMALI
Daskyleion ören yeriyle ilgili olarak bir "kültür envanteri"ne gereksinim bulunduğunun altını da çizen İren, şu değerlendirmede bulundu:
"Daskyleion için hâlen bir kültür envanteri yok. Örneğin, bölgede kaç Tümülüs var, bunlardan hangileri soyulmuş, çıkarılan yapıtlar hangi ülkelerin, hangi müzelerine kaçırılmış, soyulmayan veya devlet tarafından açılmayan kaç Tümülüs bulunuyor, bu konularda hiçbir bilgimiz yok. Daskyleion ve yöresinde400 yıllık bir Tümülüs geleneği bulunduğunu biliyoruz. Bu konuda çok daha duyarlı olmalı ve Tümülüslerin soyulmasına seyirci kalmamalıyız."
BÖLGEDE ALAN PLÂNLAMASI YAPILACAK
Daskyleion bölgesinde bir "alan plânlaması" da yapacaklarına dikkati çeken İren, şu bilgiyi verdi:
"Ören yeriyle bölgede bulunan Ergili, Eşenköy, Yeni Köy gibi köylerin de içinde bulunduğu bir alan plânlamasına giderek, turizm açısından bir yol haritası gerçekleştirmek istiyoruz. Sosyologlar ve biyologların da katkılarını sağlayarak, bölgedeki köylerle ören yerimizi bütünleştirmeyi, böylece yöredeki köylerde bulunan bazı zenaatleri de ortaya çıkararak, bu köylerde yaşayanların gelirlerini de artırmayı hedefliyoruz."
Haber: Önder Balıkçı
