Bölgemizde tarımsal üretim alarm veriyor

Bölgemizde tarımsal üretim alarm veriyor

Mazot, elektrik, gübre gibi birçok kaleme gelen zamlar çiftçinin belini büktü.

Mazot, elektrik, gübre gibi birçok kaleme gelen zamlar çiftçinin belini büktü. Artan fiyatlar nedeniyle birçok çiftçi yeterli miktarda gübre kullanamadı. Yaşanan sorunlar nedeniyle önümüzdeki dönemde rekolte düşüşlerinin yaşanmasından endişe ediliyor. 
Bandırma Ziraat Odası ve Balıkesir Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Süleyman Dönmez, tarımsal üretimde yaşanan sorunları düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.  
Açıklamasında destekler, artan gübre fiyatları ve çiftçinin yaşadığı ekonomik sorunlara değinen Dönmez, “2021 yılının Eylül ayından itibaren gübre fiyatlarındaki aşırı yükseliş beraberinde gübre kullanımında azalmayı getirdi. Artan gübre fiyatları dikkate alındığında, 2021 yılında hububatta dekara 20 lira, diğer ürünlerde dekara 8 lira olan destek çok yetersiz kaldı. Gübre desteğinin bazı ürünlerde gübre maliyetini karşılama oranı yüzde 1’lere kadar düştü. Gübre desteği de anlamını yitirdi. Gübre fiyatlarının yarısının devlet tarafından destek olarak verilmesi sağlanmalıdır. Önemli bir tarımsal girdi olan gübrede, Aralık ayı itibariyle son 1 yılda, amonyum sülfat gübresi % 437, üre gübresi % 403, amonyum nitrat gübresi % 371, DAP gübresi % 294 ve 20.20.0 kompoze gübresi % 261 oranında arttı. Gübre kullanımının sürdürülebilir olması için gübre fiyatlarının makul seviyelerde tutulması gerekiyor. 2022 yılında yetersiz gübre kullanımının ülkemize faturası ağır olur. Dövizdeki artış nedeniyle bazı tarım ilaçları fiyatlarında da % 70’e varan oranlarda artışlar yaşandı. Geçen yıla göre süt yemi % 97,1, besi yemi % 96,5 oranında arttı. Aralık ayının 20’sinden sonra döviz kurunda görülen düşüşlere bağlı olarak pek çok gıda ürününde ve tarımsal girdi fiyatlarında beklenilen düşüş yaşanmadı. Bu durumda gübre fiyatlarında da kayda değer oranlarda indirim olmadı. Kimyasal gübreleri ucuza ithal ettikleri halde fiyatlarını daha pahalıya ithal eden firmalarla bir tutan ve bunun yanında haksız bir şekilde kâr marjlarını artıran ithalatçılar ve dağıtıcılar bulunuyor. Gübre piyasasının istikrarsızlığından yaralanarak haksız kazanç elde eden bu firmaların ve dağıtıcıların, Ticaret Bakanlığı’nca denetlenerek piyasa fiyatlarının düzenlenmesi açısından gübre fiyatlarını maliyet ve onun üzerine adil bir kâr düzeyine getirmeleri sağlanmalıdır. Bu bağlamda gübre üreten ve ithal eden tüm sektörün dünya gübre fiyatlarının yüksekliği karşısında üreticilerin gübreye taleplerini haksız kazanca dönüştürme çabasına girmemeleri gerekiyor.” dedi. 
Üreticinin sırtından haksız gelir elde etmeye çalışmanın, tarımsal üretime vurulacak en büyük darbelerden biri olduğuna dikkat çeken Dönmez, “Diğer önemli bir girdi ise mazottur. Mazot fiyatları, 2021 yılında % 73,8 artarak 6 lira 68 kuruştan 11 lira 56 kuruşa yükseldi. Ancak, 31 Aralık 2021’den 8 Ocak 2022’ye kadar geçen sadece bir haftalık zaman diliminde mazotun litre fiyatına % 19,64 zam yapıldı. Tarımın bu en önemli girdisi 2022 yılının daha en başında 11 lira 56 kuruştan 13 lira 83 kuruşa çıktı ve 1 litre mazot 1 doları geçti. Gıda arzına olan ihtiyacın geçmiş yıllara göre daha da arttığı günümüzde, tarımsal üretimin başlangıcı olan tohumun önemi her geçen gün artıyor. Gıda zincirinin ilk halkası olan tohum, biyolojik ve kültürel çeşitliliğin ise temelini oluşturuyor. Dünyada ve ülkemizde ekim alanları giderek daraldığından, üretimi arttırmanın tek yolu verimliliği artırmaktır. Bu nedenledir ki tohum üretiminin artırılması ve tohum ihtiyacımızın yurt içinden karşılanması önem taşıyor. Sertifikalı tohum üretimi 2020 yılında bir önceki yıla göre % 8,6 artarak 1 milyon 242 bin 65 tona ulaştı. Sertifikalı tohum üretim miktarının içerisinde en fazla pay alan tohum türü, 500 bin 574 ton ile buğdaydır.  Ekilişlerin bu yıl Kasım ayına sarkması ve kuraklık nedeniyle hububat piyasasında görülen aşırı daralma tohumluk fiyatlarını da etkiledi. Kasım ayında piyasada 2020’ye göre buğday tohumluğu için % 75’i, arpa tohumluğu için ise % 100’ü aşan fiyat farklılıkları oldu. Sertifikalı tohum fiyatlarında % 100’lere varan artışlar yüzünden çiftçimizin sertifikalı tohumluk kullanımında ciddi azalma yaşandı. Bu durum rekoltede ve kalitede kayıplara neden olacak. Bu nedenle sertifikalı tohum kullanımına verilen destekler artırılmalı, üretici teşvik edilmelidir. Sertifikalı tohum fiyatları da olabildiğince düşük tutulmalıdır.” diye konuştu. 
Tarımsal sulamada üreticinin karşı karşıya kaldığı sorunların başında elektrik fiyatları geldiğini kaydeden Dönmez, şunları söyledi: “Özellikle fon, pay ve vergi dahil, 2020 yılı Aralık ayı itibarıyla 85,2 kuruştan elektrik alan üreticilerimiz 2021 yılı Aralık ayında % 22,2’lik artışla 104,1 kuruştan elektrik kullanmak zorunda kaldı. Üreticilerimiz mesken abone grubuna göre % 16,34 daha pahalı elektrik kullandı. Diğer taraftan, 2021’de zaten çok pahalı olan elektrik fiyatları nedeniyle büyük maliyet artışlarını göğüslemek zorunda kalan üreticilerimiz indirim beklerken, 31 Aralık 2021 gece yarısı elektriğe gelen ve 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren geçerli olan astronomik zamlar sonucunda yıkıldı. 2022 zammıyla tarımsal sulamada kullanılan elektrikte, tek zamanlı alçak gerilim fiyatında 2021’e göre % 94,8 oranında fiyat artışı oldu. 2021 Aralık ayında, ‘KDV ve diğer kalemler’ hariç tek zamanlı alçak gerilim birim fiyatı kilovat saatte 86 kuruş iken, gelen zamla birlikte kilovat saatte 167 buçuk kuruşa yükseldi. Artan elektrik fiyatları üretimin sürdürülebilirliği için büyük bir tehdit unsuru haline geldi. Üreticilerimiz bu elektrik fiyatlarıyla üretim yapamaz hale geldi. Üreticilerimizin verimli bir şekilde üretime devam edebilmeleri için elektrik fiyatları makul düzeye çekilmelidir. Tarım sektörünün stratejik önemi göz önüne alınarak, tarıma pozitif ayrımcılık yapılmalıdır. Elektrikte uygulanmakta olan % 18 KDV oranı artan maliyetler karşısında ezilen çiftçilerimiz için % 1’e indirilmelidir. Elektrik mutlaka desteklenmeli, tarifede ciddi bir indirim yapılmalıdır. Aylık fatura düzenlenmesi de üreticilerimizi sıkıntıya sokmaktadır. Gerekli düzenlemeler yapılarak ürünlerin hasat dönemi dikkate alınıp, yılda bir ya da iki kez olacak şekilde tahsilat yapılması sağlanmalıdır. Çiftçilerimiz gübre, mazot, sertifikalı tohum, elektrik ve ilaç kullanmaktan korkuyorsa ve kaçıyorsa üretmekte ciddi bir sorun var demektir. Çiftçimizi toprağa ısındırmalıyız, korkularını bertaraf etmeliyiz. Üretmek için değil, sadece rant için toprak alanların sayısı hızla artıyor. Bu durumu seyredemeyiz, görmezden gelemeyiz. Acil olarak çiftçilerimizin tarlasını satmasını önleyecek, üretimde kalmasını sağlayacak tedbirleri almalıyız. Taşıma suyla değirmen dönmez. İthalatla ülkeyi doyurma imkânı yoktur. Çok üzülürüz. Son pişmanlık fayda etmez.”  
Haber Merkezi