Tarih: 08.08.2012 00:00

Bu Hastalıklar Oruç Tutmayı Zorlaştırıyor

Facebook Twitter Linked-in

Sindirim sistemi ile ilgili sorunlar yaşayanların Ramazan ayında iftar ve sahurda dengeli ve az yemek yiyerek sağlıklarını korumaları gerekiyor. Bu yıl Ramazan ayının yaz ortasına denk gelmesi nedeniyle yaklaşık 15-16 saatlik bir açlık süresi var. Bu süre sağlıklı kişileri bile zorlarken, birtakım hastalıkları olan kişilerin daha da dikkatli olması gerekiyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Saruç, Ramazana ayında hekimlerin önerilerine uyulmazsa oruca geçit vermeyen ve hekime sorulmadan oruç tutulmaması gereken başlıca 7 hastalığı şöyle sıralıyor: Reflü, ülser, karaciğer, karın ağrısı, kabızlık, safra kesesi, pankreas.
Reflünüz Varsa Sahurdan Hemen Sonra Yatmayın Bekleyin! 
Reflü hastalığı, midedeki asit ve gıdaların yemek borusuna geri gelmesi ve burada tahrişe ve kişide göğüs arkasında yanma gibi şikayetlere neden olması şeklinde tanımlanıyor. Uzun süren açlık sonrası, dikkatsizce yüksek kalorili ve fazla miktarda yiyecek yenilmesi reflüyü artıran en önemli nedendir. Bu nedenle reflü hastalarının şunları yapmasını öneriyoruz. 
Sahurda yemek yedikten hemen sonra yatmayın. Çünkü yatar pozisyonda yiyeceklerin mideden yemek borusuna geri gelmesi kolaylaşıyor. Bu da şiddetli reflü şikayetlerinin oluşmasına yol açıyor. Reflüye bağlı gelişen yemek borusu içini döşeyen dokunun iltihabı bazen çok ciddi boyutlara kadar geliyor. Şiddetli ağrıya, kanamaya ve yutma zorluğuna neden olabiliyor. 
Bu açıdan özellikle daha önceden reflü tanısı konulmuş olan hastaların, Ramazan ayı öncesi gastroenterologları ile görüşmeleri, yeni öneri ve ilaç değişikliklerini öğrenmeleri gerekiyor. 
Oruç tutarken iftarda yüksek kalorili ve yağlı yiyeceklerden kaçınmak gerekiyor. 
Ayrıca iftarda az miktarda yiyerek, iftardan 3 saat kadar sonrasına küçük bir öğün eklemek de mideyi aşırı doldurmayı önlüyor.
Reflü için, doktorunuzun kullanmanızı söylediği proton pompa inhibitörü” türünde bir ilacın da, iftarda ve sahurda alınması, gün boyu aç kalan ve yüksek miktarda asit salgılayan midenizin asit salgısını azaltıyor.  
Sigara ve alkol alınmaması, çikolata, kahve, biberli, yağlı baharatlı yiyeceklerden uzak durulmasında önemli yarar sağlıyor. Ramazan süresince kilo alınmaması, sıkı giysiler giyilmemesi ve gerektiğinde yatak başının yükseltilmesi de koruyucu önlemlerden.
Gastrit ve Ülser Varsa Doktora Sormadan Aspirin Almayın! 
Midesiyle ilgili sık şikayeti olan kişilerin Ramazan ayı öncesi doktorlarıyla birlikte oruç için hazırlanmaları ve gerekli önlemleri almaları gerekiyor. Gasrit ve ülser hastaları şu önerilere uyarlarsa Ramazan ayını daha rahat geçirebilir: 
Rahatsız olmamak için dengeli beslenmeye, gerekli tüm besin öğelerinden az miktarlarda yemeğe ve iftar ile sahur arasına yatmadan 2 saat kadar öncesine küçük bir ara öğün sıkıştırmaya dikkat etmek gerekiyor.
Ramazan ayı süresince ağrı kesicilerin ve aspirinin kullanımı da özen ister. Zaten mide için oldukça zararlı olan bu ilaçların doktor önerisi olmadan kullanımı, oruç sırasında tehlikeli kanama ve mide delinmelerine neden olabilir.
Ramazan`da Alkolü Kesin, Karaciğerinizi Rahatlatın! 
Ramazan ayı süresince uzun süre aç kalınmasına rağmen iftar ve sahurda yenilen yüksek kalorili hamur işleri ve tatlılar nedeniyle kilo kontrolü zorlaşıyor. Bu kısa süre içinde vücut ağırlığında ortaya çıkan artış karaciğerde yağlanmaya yol açıyor. Karaciğer yağlanması, ilerleyerek karaciğer iltihabına (hepatit) ve daha da ilerler ise karaciğer fonksiyon kayıplarına yol açabilen ciddi tablolara neden olabiliyor. 
Eskiden doktorlar tarafından pek de ciddiye alınmayan bu durum, son yıllarda pek çok nedeni bilinmeyen karaciğer yetmezliği durumunda altta yatan esas faktör olarak karşımıza çıkıyor.
Yüksek karbonhidratlı beslenme insülin kan seviyemizi yükseltmekte bu da karaciğerde daha kolay yağ birikime neden olmaktadır. Özellikle kronik karaciğer hastalığı (hepatit) olan kişiler oruç tutmaya başlamadan önce doktorlarına kontrol olmalı ve gerekli önerileri almalılar. 
Bu nedenle iftarda ve sahurda yediklerimize çok dikkat etmeli, gereğinden fazla yemek yerine, dengeli ve ölçülü miktarlarda beslenmeye Ramazan ayında da özen gösterilmeli.  
Diğer bir faktör de alkol tüketiminin Ramazan ayında azalmasıdır. Türkiye'ye özel olan bu durum, günlük hayatlarında çok miktarda alkol alanlar ve alkol bağımlıları için de geçerli olabilmekte ve bu kişiler Ramazan ayı boyunca alkol kullanmamayı başarabiliyor. 
Alkole bağlı karaciğer, pankreas hastalıkları bulunan alkol bağımlısı kişilere Ramazan ayında yapılacak destek ile alkolden uzaklaşmaları sağlanabilir. Bu alkole bağlı karaciğer hastalığı gelişmiş kişiler için çok büyük bir kazanç. Karaciğer hastalığının ilerlemesi durabilir ve kişi bu dönemden sonra normal karaciğerli kişilerinkine yakın bir yaşam sürebilir.
Safra Kesenizde Taş Varsa Oruca Dikkat Edin! 
Safra kesesi taşı orta yaş ve üstünde, kilolu kişilerde, çok doğum yapmış kadınlarda sık görülüyor.  Uzun süre açlık sırasında safra kesesi içinde kalan safra koyulaşmakta, akışkanlığı azalmakta ve yeni taşların oluşumu artmaktadır. Safra kesesinde taşın bulunması hazımsızlığa, çok miktarda yağ içeren besinlerin yenmesi karın ağrısı, bulantı ve kusmaya neden olabiliyor. İftarda yenilen çok miktardaki besinden sonra şiddetli karın ağrıları ve akut kolesistit denilen safra kesesi iltihapları ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda zaman kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.
Pankreas Hastalığı Olan Doktora Danışmadan Oruç Tutmasın! 
Kronik pankreatit, geçirilmiş akut pankreatit, pankreas kanseri gibi pankreas hastalığı bulunan kişilerin oruç tutmadan önce mutlaka doktorlarından onay almalarında yarar var. Safra kesesinde oluşan taşların safra kanalına düşmesi pankreasda iltihaba neden olarak istenmeyen durumlara yol açabiliyor. Doktor izni olmadan kronik pankreatit hastalarının oruç tutmaması, tutacaklar ise önerilere sıkı sıkıya bağlı kalmaları, insülin düzeylerinin ayarlanması ve pankreas enzim takviyesi yapılması gerekiyor.
Ramazan`da Evde Yiyin, Besin Zehirlemesi Riskini Düşürün! 
Ramazan süresince daha sık ev dışında yemek yendiğinden besin zehirlenmeleri, parazit ve enfeksiyon hastalıkları da artıyor. Bu sebeple yemek yenilen yerlere ve gıda temizliğine dikkat edilmesi gerekiyor. Safra kesesi, pankreas hastalıklarında da özellikle yağlı beslenme sonrası karın ağrısı ortaya çıkabiliyor. Ramazan'da da akut apandisit, barsak tıkanıklığı veya barsak delinmesi gibi acil tedavi gerektiren ve her zaman karşılaşılabilecek durumlar görülebileceğini akıldan çıkarmamak gerekiyor.
Hazımsızlığa Karşı Bol Su İçin! 
Kabızlık posası az ve yüksek kalorili yemek yeme nedeniyle ortaya çıkıyor. Yiyecekler dengeli olarak seçilir, yeterince çiğ sebze, meyve tüketilir, unlu gıdaların kepek içermelerine özen gösterilirse; bu davranış değişiklikleriyle düzenli barsak alışkanlıklarını sürdürmek zor değil. Dengeli ve sağlıklı beslenmenin ana kurallarına uyulduğunda, gazlı ve katkı maddeli içeceklerden çok tüketmek yerine, yeterli miktarda su içilmesiyle bu sorunun da kolayca çözülmesi mümkün. Bu önlemlere rağmen kabızlık düzelmezse, doktorunuz tarafından önerilen, alışkanlık yapmayan ve vücudunuza zararlı etkileri bulunmayan bazı ilaçlardan yararlanmak mümkün.
Kusarsanız Doktora Başvurun! 
Bulantı ve kusmanın birçok organa bağlı hastalığın bulgusu olması mümkün. Solunum yolu enfeksiyonundan, beyin ve kulak ile ilgili hastalıklara, hormonal hastalıklardan, diğer enfeksiyon hastalıklarına kadar uzanan bir çok nedeni var. Ramazan'da uzun bir açlık dönemi sonrası iftarda bol miktarda alınan gıdalardan sonra bulantı ve kusma görülebiliyor.  En sık rastlanılan nedeni gastrit, mide veya oniki parmak ülseri, besin zehirlenmeleri, safra kesesi iltihabı, pankreas iltihabı gibi durumlardır. Kusma genellikle yemekten yarım ile iki saat sonra ortaya çıkar. Ramazan'da ortaya çıkan kusmanın da önemli ve acil tedavi gerektiren nedenleri olabilir, bu nedenle kusma ortaya çıktığında doktorunuza başvurunuz.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —