CHP Milletvekili Havutça, kendini savundu

Çanakkale´nin Bozcaada İlçesi´nde dönüş yolunda araçların girişinin yasak olduğu meydana, çakarları yanan özel aracıyla girdiği için polisle tartışan CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, yazılı bir basın açıklaması yaparak, kendisini savundu.          Olayın kendisini ve ailesini derinden üzdüğünü söyleyen Havutça, kendisini savunurken, polisin halkı kışkırtmaya çalıştığını öne sürdü.
Havutça, yaşananları şu şekilde anlattı: ?9 Temmuz tarihinde Çanakkale´nin Bozcaada ilçesinde yaşanan tatsız bir hadise, beni ve ailemi derinden üzmüştür. Öncelikle, polisimizin, askerimizin ve bütün güvenlik güçlerimizin terör başta olmak üzere birçok alanda zor şartlar altında verdiği mücadelelere verdiğim destek, gerek meclisteki çalışmalarımla gerekse de bu zamana kadarki beyanatlarımla ortadır. Lakin, Bozcaada´da yaşamış olduğumuz hadise, şahsıma yönelik olan hukuk dışı uygulama ve yaşanan olay neticesinde basına yansıtılan gerçek dışı haberler bir hukukçu olarak beni kamuoyunu aydınlatma adına bu açıklamaya mecbur bırakmıştır. Bozcaada´da feribot rezervasyonumun olmasına karşın kamuoyuna yansıtıldığı gibi, yaşanan olay feribot sırasında öncelik istenmesi gibi bir durumdan kaynaklanmamaktadır. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki; Adada, Geyikli´ye dönüş feribotları için akşam 20.00´a kadar rezervasyon sistemi işletilmekte olup, 20.00´dan sonra tüm araçlar rezervasyonsuz olarak sıraya alınarak feribota giriş sağlanmaktadır. Basına yansıyan bu olay da, 19.00 sularında yani rezervasyonlu geçiş sisteminin uygulandığı saatlerde gerçekleşmemiş saat 20.20 civarında gerçekleşmiştir. Nitekim, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarında milletvekili aracı olarak görünen otomobil ile olay yerine geldiğimde, feribot sırası bulunmadığı ve dolayısıyla sırayı aşarak feribota giriş konusunda öncelik talep ettiğime dair halkı yanıltıcı ve provoke eden açıklamaların gerçek olmadığı Bozcaada İlçe Emniyet Müdürlüğü´nde verdiğim ifadeye ilişkin hazırlanan tutanaktan ve olayın Emniyet´in önünde gerçekleşmesi nedeniyle İlçe Emniyet Müdürlüğü´nün kamera kayıtlarından da açıkça görülecektir. Öte yandan basına yansıtılanların aksine benim ve ailemin adadan ayrılış planı saat 19.00-20.00 dolaylarında değil, saat 24.00´daydı. Söz konusu hadisenin yaşandığı vakitlerde ise aracımı, Belediye Başkanı´nın da bilgisi dahilinde, İlçe Emniyet Müdürlüğü´nün ya da Belediye´nin önüne park ederek Ada merkezinde ailemle yemek yiyip, alışveriş yapmak amacıyla sahile doğru hareket etmekteydim. Seyir halindeyken, Ada´daki görevli ekip tarafından aracımın plakası anons edilmiş ve aracımın sağa çekilmesi istenmiştir. Araç durduktan sonra memur arkadaş araca yanaşarak araçta çakarların yandığını belirterek, kim olduğumu sormuştur. Kendisine CHP Balıkesir Milletvekili olduğumu ve TBMM Adalet Komisyonu üyesi olduğumu belirtmem üzerine memur bey milletvekili de olsam çakarları kullanamayacağımı tarafıma iletmiştir. Tarafımca memur beye tüm milletvekillerinin araçlarında çakar bulunduğu, TBMM´ye girerken dahi bu konuda uyarılmadıklarını, ancak bu konuda bir hukuka aykırılık bulunduğunu düşünüyorsa da araç plakamın Polnet´e kayıtlı olduğu ve ceza yazabileceğini ifade ederek aracımı park etmek üzere yoluma devam ettim. Ancak ilgili memur, ekip aracında yer alan megafondan "Sayın Milletvekili, vekil de olsanız kurallara uymak zorundasınız, aracı sağa çekin" diye anons yapmış ve halkı kışkırtmayı amaçlamıştır. Polis memurunun bu tutumu sonrasında aracımı İlçe Emniyet Müdürlüğü´nün önüne çekerek arabadan indiğimde ise, olayla hiçbir ilgisi bulunmayan bir vatandaşımız ağlamaya başlayarak "siz benim polisime böyle davranamazsınız, sizden şikayetçi olacağım" diye bağırmaya başlamış ve olayı farklı noktalara taşımaya çalışmıştır. Polis memuru bir başka arkadaş ise arabamın anahtarını, kimliğimi istemiş ve aracımı alıkoyacağını söylemiştir. Ben de kendilerine Anayasal Haklarımı hatırlatarak ve böyle bir işleme izin vermeyeceğimi söyleyerek bu muameleyi görecek hangi suçu işlediğimi kendilerine sordum. Daha sonra da ailemle birlikte Emniyet Müdürlüğü´ne giderek bu hususun tutanak altına alınması amacıyla ifade vererek ve ilgili memura karşı herhangi bir şikayetimin olmadığını belirterek olay yerinden ayrıldım. Şunu da önemle ve tekrar vurgulamak gerekir ki; iddia edildiği gibi feribota öncelikli binmek gibi bir niyetim ve teşebbüsüm olmadığı gibi, olay saatinde basında belirtildiği gibi bir feribot sırası da bulunmamaktadır. Benim ve ailemin seyahat planı da gece saat 24.00´da adadan ayrılmak olup, sahile inmekteki tek amacımız aracımızı Belediye´nin ya da Emniyet Müdürlüğü´nün park alanına park etmekti. Ancak polis memurunun, herhangi bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının dahi karşılaşmaması gereken bir davranış ile teamüllerin dışında ve tamamen hukuka aykırı bir şekilde evraklarıma ve aracıma el koymaya çalışması, doğal olarak ailemin yanında benim de tepki vermeme ve haklarımı savunmama neden olmuştur. Kamuoyuna farklı yansıtılarak tarafıma yönelik yapılan karalama kampanyaları; gerçeklerin kayıt ve delil ışığında ortaya çıkmasıyla, şahsıma atılan iftiraların asılsız olduğunu ortaya koymaktadır. Bu yaşanan tatsız olaydan ötürü öncelikle tüm kamuoyuna üzüntülerimi bildirir, asker, polis bütün güvenlik güçlerimize bundan sonrada verdikleri mücadelede ülke güvenliğimiz adına duruşumdan ödün vermeyeceğimi bildirerek iyi görevler dilerim.?
Haber Merkezi