Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem felaketinin ardından bölgeye giden eski Milletvekili Tüm, edindiği gözlemleri kamuoyu ile paylaştı.
Depremin yaşandığı andan itibaren herkes gibi kendisinin de çok endişelendiğini söyleyen Tüm, “Bizler o gün deprem bölgesinde olmadığımız için yaşanan felaketi gün aydınlanınca öğrenme fırsatını yakaladık. Deprem bölgesinde ilk olarak Kahramanmaraş’a gittim. Maraş’a gittiğimde gördüğüm tablo gerecekten çok vahimdi. Depremden kurtulan vatandaşlarımız enkaz altında kalan canlarının çıkması için bir yandan dua edip bir yandan da endişeli ve yaşlı gözlerle enkaza bakıyorlardı. Enkazdan sağ ya da vefat etmiş kişiler çıktıkça hem acı hem de umut dolu bir durum vardı. İnsanların yüzünde çaresizliğin, elden bir şeyin gelmediği bir belirsizlik hakimdi. Depremzedelerle görüştüğümde müdahalenin geç yapıldığını ve ilk başta belirli yerlere müdahale edildiğini söylediler. Eğer zamanında müdahaleler yapılmış olsaydı belki de 30 bin üstünde hayatını kaybeden vatandaşımız olmazdı.” Dedi.
Türkiye’de 10 şehrimizi vuran depremin birçok vatandaşımızı aramızdan aldığını ifade eden Tüm “Eğer bilime güvenseydik ve bilimin gereğini yerine getirseydik binlerce vatandaşımız bugün aramızda yaşıyor olacaktı. ‘Kader’ anlayışı ile hareket ettiğimiz sürece canlarımız yanmaya devam edecek. Yoksulluk kader olmadığı gibi deprem de kader değildir. İktidarın kader anlayışı ülkeyi kocaman bir mezarlığa çevirmektedir. Bir canımızı daha kaybetmeye tahammülümüz yok. Depremden sonra yaşanan manzara acilen bir sosyal devlete ihtiyaç olduğunu ortaya koymaktadır. Yolsuzluk, hırsızlık ve denetimsizliğin hâkim olduğu bir devlet anlayışı ancak ve ancak bize gözyaşı, acı ve keder getirmektedir. Gözyaşı acı ve keder coğrafyamızın kaderi değildir. İnsanlarımıza bu kaderi reva görenleri tarih en kısa zamanda gereken cevabı verecektir. Acının ve gözyaşının bulunduğu bu bölgelerde ‘Devlet Baba’nın acilen babalığını yapması gerekir. Aksi takdirde ‘Devlet Nerede’ söylemi kulaklarımızda çınlamaya devam edecektir. Enkaz alanına müdahalenin geç yapılması yönetim zafiyetini açığa çıkarmış ve yönetim zafiyeti de birçok acıya neden olmuştur. Bu konunun acilen üzerinde durulması ve uzmanların olası bölgelerde beklediği depremler için önlemlerin alınması gerekir. Aksi takdirde aynı manzaralar ile karşılaşmamız içten bile değildir. Yaralarımızı sarmak istiyorsak farklı seslere de kulak vermemiz gerekir. Bu farklı seslerin dile getirdiği çadır ve seyyar tuvalet ihtiyacına kulağımızı kapatmadan çare olmalıyız. Acılarımızı birlikte hafifleteceğimize inanıyoruz. Sahada sergilenen dayanışma örneği bize bunu net olarak göstermektedir. Yeter ki bu dayanışmaya engel olunmasın.” diyerek sözlerine ekledi.
Haber Merkezi