CHP Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Ahmet Akın, Akkuyu Nükleer Santral Projesi´ndeki belirsizlikler hakkında bir basın toplantısı düzenledi.
Akın, konuşmasından şunları kaydetti: ?Bugün size bir aşk hikâyesinden bahsedeceğim, AKP´nin yandaş sermaye aşkından! Bildiğiniz gibi milletimize küfür etmesine rağmen yıllardır süren AKP-CKK aşkı sayesinde, ülkemizdeki ihale pastasından en büyük payı CKK aldı, hatırlarsanız son olarak da Akkuyu´dan pay almışlardı fakat % 49 hissesini devralmayı planladığı Akkuyu Nükleer Güç Santralı ortaklığından çekilmesi kararı aldılar. Yani aşk tek taraflı olarak hasar almıştır. İşte bizim dediğimiz gibi aşkımız da, sevdamız da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımız olsun; bırakın yandaş sevdasını sevdanız halkımız, emeklimiz, çiftçimiz, köylümüz, işsizlerimiz, gençlerimiz, halkımız olsun. Bakın bu ihaleden çekilme nedenleri ise bizimde taa en başından beri söylediğimiz gibi Akkuyu Nükleer Santral Projesi´ndeki belirsizlikten kaynaklanıyormuş; ayrıca Kolin İnşaat Yönetim Kurulu üyesi Celal Koloğlu şu şekilde açıkladı; ?Çünkü çok fazla belirsizlik var. (...) Biz belirsiz bir şeyin içinde yer almak istemeyiz. Bu hızla projenin 2023´e yetişmesi zor görünüyor? dedi. Firmalar ortada büyük bir belirsizlik olduğunu ifade ediyor, yaklaşık 8 yıldan beri gündemde olan ?Akkuyu? projesi ile ilgili sorunların hala devam ettiği net olarak anlaşılıyor. Şimdi de bu hisseleri bir kamu şirketi olan EÜAŞ´ın, vergi cenneti olarak ünlenen Jersey kanal adalarında Sinop Nükleer Santralı için kurduğu EUAS International ICC şirketinin satın alacağını duyuyoruz, düşünün vergi cennetinde kurulmuş ama tamamı kamunun. Bunu hem Sayıştay denetiminden hem de vergiden kaçınmak için yapıyorlar. Şimdi soruyoruz ?Devlet devletten vergi mi kaçıracak?? Şeffaflıktan yana olmayan, neredeyse attığı her adımı ?halk yararına değil de yandaş sermaye yararına atan hükümet yandaşlarını korumak için Nükleer Santral projesinde Türk şirketlerini ortak olarak değil de ?yüklenici ve tedarikçi? olarak kabul edecek. Yani bu şirketlere her hâlükârda kar etmesi sağlanacak ve denetimden uzak tutulacak. 22 milyar dolar gibi bugüne kadarki en pahalı yatırım olması ve kamu kaynaklarından milyarlarca TL´lik elektrik satın alma taahhüdüne girilmesine karşın Akkuyu NGS´nin finansmanı konusunda neler olup bittiğini, resmi makamlar ve kaynaklar atlatmıyor, açıklamıyor ve hatta saklıyor. Şimdi ben halkımız adına soruyorum, ?ne tezgâh çeviriyorsanız bize açıklamak zorundasınız!?. Şimdi de yeni torba yasa tasarısına nükleer santral yatırımları için ´devlet desteklerinden yararlandırılır´ maddesi konuldu. ?Bu düzenleme ile koşulsuz, şartsız nükleer santral projelerine yatırım sağlanmasının önü açılacaktır?. Yasayla böyle bir dayatma öngördüklerine göre, destekleyecekleri projelerin tutarlılığı konusunda kuşkuları var ve bunun sorgulanmasını, denetlenmesini istemiyorlar. Ayrıca, Akkuyu Nükleer konusunda bir diğer sıkıntı ise projeye verilen süper teşvikler. Biz demiyoruz, ?süper teşvik? diye bakanın kendisi diyor. Gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, yatırım yeri tahsisi, faiz desteği. Teşvik teşvik üstüne maşallah! Allah aşkına bu kadar teşviki Yenilenebilir enerjiye, tarlasını ekemeyen çiftçiye, dünyanın en pahalı mazotunu kullanan köylüye, emekliye, çiftçiye verseniz inanın hem halkımız kazanır, hem de devletimiz zenginleşir. İnsan sağlığına zararlı, halkımıza tehdit olan, tutarsız ve belirsiz bu projelerde maliyet yine halkımıza çıkacaktır. Yani kaymağı yandaş yerken, çilesini halkımız çekecektir. Bu projenin ne kadar pahalı olduğunu defalarca dile getirdik, bakın proje olarak ekonomik olmadığı açık ve ortadadır. Hükümetin tüm kaymaklı işlerini alan şirketler bile bu işte bir sürü bilinmezlikler var diyor ve biz sadece taşeronluğunu yaparız diyor. Projenin maliyetinin ne kadar fazla olduğu da tespit edildi. Halkımız açısından baktığımızda zaten büyük bir tehdit olan, yeterli bilim kadroları, uzmanları olmayan, bilgi birikim ve tecrübemiz olmayan nükleerin sağlık ve gelecek açısından oluşabilecek risklerin üstüne bir de zaten yüksek olan elektrik fiyatlarını daha da yükseltecek. Oysa ki hükümetin görevi temel bir ihtiyaç olan elektrik fiyatını düşürmektir. Bakın nükleere 12.35 cent fiyat verildi şuan elektrik fiyatı 17-20 TL civarında ama burada verilen fiyat yaklaşık 47 TL, şöyle düşünün rüzgar ihalesi yapıldı 3.48 dolar yani 13 TL civarında, gelin bu milletin canıyla da malıyla da uğraşmaktan vazgeçin.?
Nükleer santrallerin insan sağlığına zararlı olduğunu savunan Akın, kürsüde, siyaha boyanmış portakalları göstererek, "Halkımız açısından baktığımız zaman zaten çok büyük bir tehdit olan, yeterli bilim kadroları ve uzmanları olmayan, bilgi, birikim ve tecrübemiz olmayan nükleerin sağlık ve gelecek açısından oluşabilecek riskleri çok yüksektir." değerlendirmesinde bulundu.
Haber Merkezi
