Tarih: 28.12.2012 00:00
CHPli Havutça ve arkadaşları balıkçılık sektörünün sorunlarına el attı
CHP, balıkçılık sektöründeki sorunların çözümü için Meclis araştırması istedi.
CHP, Balıkçılık sektöründe yaşanan sorunların sektörde faaliyet gösterenlerle birlikte çözümü, korunması, geliştirilmesi, Meclis araştırması açılarak, sektörle ilgili sorunların ayrıntılarıyla incelenmesi, çözümüne yönelik politika ve önlemlerin en kısa sürede hayata geçirilmesi için TBMM Başkanlığı`na araştırma önergesi verdi.
CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça ve 21 CHP milletvekili balıkçılık sektörünün sorunlarının çözümü için Meclis araştırması açılmasını istedi. Havutça`nın hazırladığı önergenin gerekçesinde, Türkiye`nin toplam tarım alanları kadar deniz ve içsu toplam yüzey alanı 25 milyon hektar olduğu belirtildi. TÜİK 2011 verilerine göre deniz ürünleri olarak balıkçılıkta toplam 37.747 kişiye doğrudan istihdam sağlandığı anlatılan önergede, "Büyük bir potansiyel ve sektörel hacme sahip balıkçılığın GSYH`ye sağladığı katkı ise sadece % 0,4 oranındadır" denildi.
Önergenin gerekçesinde şu bilgilere yer verildi:
"Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımada konumunda ve 8.333 km`lik kıyı şeridine sahiptir. Diğer yandan 177.714 km uzunluğunda akarsuları bulunmaktadır. Türkiye`deki toplam tarım alanları kadar deniz ve içsu kaynaklarımızın toplam yüzey alanı 25 milyon hektardır. Bu nedenle balıkçılık kaynaklarının etkin verimli kullanılması son derece önemlidir. FAO - Balıkçılık ve Enformasyon ve İstatistik Servisi Su Ürünleri 30.11.2012 tarihli verilerine göre Türkiye`nin toplam su ürünleri üretim miktarı 2008 yılında 646.310 ton ve 2009 yılında 622.962 ton 2010 yılında da 653.660 ton olarak hesaplanmıştır. 2011 yılında 190 bin tonu yetiştiricilikten olmak üzere 703.545 ton su ürünleri üretimi gerçekleşmiş, 2012 yılı 750.000 ton hedeflenmiştir. TÜİK 2011 verilerine göre deniz ürünleri olarak balıkçılıkta çalışanların sayısı Karadeniz 16.486, Marmara 8.240, Ege 8.678, Akdeniz 4.343 olmak üzere toplam 37.747 kişiye doğrudan istihdam sağlamaktadır. 167.558 avcılık ruhsatının bulunduğu Türkiye`de balıkçıların 3.996`u tirol, 8.720`si gırgır, 2.752`si tirol-gırgır, 288`i taşıyıcı gemi, 21. 991`i de diğer gemi ve tekne türlerinde çalışmaktadırlar. Su ürünleri sektörü ihracatta yarattığı katma değer yönünden de büyük bir öneme sahiptir ve TÜİK verilerine göre, 2011 yılı ihracat 66.737 ton, 65.698 ton, içtüketim 468.040 ton, işlenen 228. 709 ton, değerlendirilemeyen 5.756 ton ve kişi başı tüketim ise 6.329 kg.`dır. Bu verilerden de anlaşıldığı gibi böylesine büyük bir potansiyel ve sektörel hacme sahip balıkçılığın GSYH`ye sağladığı katkı ise sadece % 0,4 oranındadır.
Denizdeki kirlilik balık stoklarını vurdu
Son yıllarda, komşu ülkelerle ortak kullanılan Karadeniz, Ege ve Akdeniz`de kirlilik nedeniyle balık stoklarında azalma görülmektedir. Bir iç deniz olan Marmara Denizi`nde de görülen kirlilik her geçen gün artmakta ve büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Kirliliği önlemek için ulusal ve uluslararası çözüm arayışlarına ağırlık verilmesi balıkçılık açısından büyük öneme sahip denizlerimizin korunup kollanması, balık türlerinin devamlılığı için tüm ülkelerin kurallara titizlikle uymasının sağlanması hayati önem arz etmektedir. Türkiye`de avcılık yoluyla elde edilen üretim miktarının, avlanabilir stok büyüklüğünün sınırına eriştiği de kabul edilmektedir. Bu nedenle ülkemizde avlanma miktarının artırılması yerine sürdürülebilir avcılığın sağlanabilmesi için önlemlerin alınması, bu amaçla stokları koruyucu ve geliştirici yönde araştırmaların yapılması ve koruma-kontrol çalışmalarının sektörden geçimini sağlayanların da düşünülerek yürütülmesi, balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturularak sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması hayati bir önem arz etmektedir. Bunun yanı sıra sektörünün sorunlarının çözümü için devletin koordinatörlüğünde özel sektör, kooperatifler ve sektörde örgütlü olan balıkçıların iş birliğinin sağlanması gerekliliği bulunmaktadır. Meclis araştırması açılarak, sektörle ilgili sorunların ayrıntılarıyla incelenmesi, çözümüne yönelik politika ve önlemlerin en kısa sürede hayata geçirilmesi için Anayasa`nın 98`inci ve TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105`inci maddeleri gereğince "Meclis Araştırması" açılmasını arz ve talep ederiz."
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —