Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)-Konrad Adenauer Stiftung tarafından Kocaeli`nde düzenlenen 65. Meslek İçi Eğitim Semineri`nde, "içerik sorunları" konusunda konuşan TGC`nin önceki başkanı, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, gazetecilik ile ilgili ilginç değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına, Gezi Parkı nedeniyle yaşanan olayları dile getirerek başlayan Erinç, medyanın durumunu değerlendirirken, "Medyada verilen haberlerden çok verilmeyen haberler daha önemlidir. Gezi Parkı olaylarını medyanın çok büyük bir bölümü önce görmezlikten gelmiş, daha sonra bir bölümü yayınlamak zorunda kalmıştır. Bu gerçeği kavrarsak, otosansür ve basına yasalarla uygulanan sınırlamayı daha iyi anlarız" diye konuştu. Avrupa`da, insanların gazete almalarının nedenleri üzerinde yapılan bir araştırmanın, "bilme-anlama", "haz-estetik", "istikrar-güven", "çevre ilişkileri", "kaçış-oyalanma" başlıklı beş gereksinim üzerinde odaklandığına işaret eden Orhan Erinç, "İyi bir gazete, bu beş gereksinime yanıt vermelidir" dedi. Bir yayın organının, yayınına başlarken okurlarına, hangi konularda taraf olduğunu zaten açıklaması nedeniyle yayın organlarının tarafsızlığının değil, bağımsızlıklarının tartışılmasının daha doğru olacağının altını çizen Erinç, şunları söyledi:
"Siyasi iktidarlar, basının muhalefeti eleştirmesine asla karışmazlar. Ancak kendilerinin eleştirilmesine de tahammül edemezler. Gazetecilikte bağımsızlık son derece önemlidir. Gazete ve gazeteciler, güçlerini tarafsızlıktan değil, bağımsızlıktan almalıdırlar. Yayınlar, herhangi bir kişi veya gruba hizmet etmemelidir."
Gerçek basın özgürlüğünün gerçekleşmesi için haber kaynakları ve okurun da katkı sağlaması gerektiğine dikkati çeken Erinç, "Gazetenin gücü, tek başına sansürü önlemeye yetmez" dedi. Siyasi iktidarların, kendi hukuklarını yaratmaya çalıştıklarının da altını çizen Erinç, "Türkiye`de yıllardır uzlaşma anlayışı yok. Güçlünün dediğinin kabul edilmesi, uzlaşma değildir" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, yerel medyanın, yaygın medyaya göre daha güç koşullarda görev yaptığına da işaret ederken, "Yerel medyadaki arkadaşlarımız, daha küçük yerlerde yaşadıklarından, eleştirdikleri bir kişiyle her an bir köşe başında karşı karşıya gelebilirler. Yani onların güvenlik sorunu, yaygın basın çalışanlarından çok daha fazladır" diye konuştu.
Önder Balıkçı
