Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi´ne bağlı Denizcilik Fakültesi´nin dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, hâlen yöreyi tanımak için arazi çalışmaları yaptıklarını belirtti.
Bu amaçla gerçekleştirdikleri çalışmaların son derece yararlı geçtiğine işaret eden Sarı, şunları söyledi:
?Balıkçılara görüşüyoruz, Manyas Gölü´nde incelemelerimiz oldu. Kapıdağ, inanılmaz güzel bir eko sisteme sahip. Önce ada olup, daha sonra yarımadaya dönüştüğü her şeyi ile belli. Turizmin öne çıktığı eski köy, şimdiki kırsal mahallelerde balıkçılık terk edilmiş. Sahil Yeniceliler, fidancılığa başlayınca balıkçılığı bırakmışlar. Alternatif ortaya çıkıp kârlı bir iş bulunca balıkçılığın bırakılması, balıkçılıkta gelecek görmediklerini ortaya koyuyor. Erdek´te küçük ölçekli balıkçılık var. Bölgede araştırmalarımız devam ediyor. Bölgede balıkçılık yapan tüm köyleri dolaştım.
Musakça ve Şirinçavuş´u, balıkçılığa çok uygun yerler olarak gördüm. Ancak oradaki balıkçılar da kaçak avcılık ve trolle avlanmalar nedeniyle mutsuzlar. Bu iki köy, bu konuda bilinçliler, keşke aynı bilinç, diğer köylerde de olsa. Çakıl ve Karşıyaka mahallelerinde büyük ölçekli balıkçılık var. Erdek´in diğer bazı köylerinde ise küçük ölçekli balıkçılığın bulunması onlar için avantaj oluşturuyor. Çünkü, o balıkları, yörelerindeki lokantalara satma şansları var. Yapay resifler, balıkçılığa kesinlikle yararlıdır. Çünkü, yapay resiflerin bulunduğu alanlara trol çekilemez. Avlanma olmadığı için balık popülasyonu gelişir. Yapay resif için en uygun malzeme taştır. Taş yerine beton blok da kullanılabilir. Ancak bunlar da kimyasal çözülmeye devam ediyor. 20 öğrencimiz, Erdek´teki Dalış Kulübü´nde eğitim görerek, tek yıldız dalgıç oldu. Önümüzdeki eğitimde ikinci grup öğrencilerimiz ve hocalarımız da dalgıç olacak.?
YAPAY RESİFLERİ İNCELE-YECEĞİZ
Önceki yıllarda Erdek Körfezi´ne ve Ocaklar sahiline atılan yapay resifleri inceleyeceklerini vurgulayan Sarı, ?Bu dalışlarımız sırasında, yapay resiflerin ne durumda olduğunu görme olanağı bulacağız? dedi.
Amaçlarının önce denizciliği öğretmek olduğuna dikkat çeken Sarı, şu değerlendirmede bulundu: ?Denizcilik fakültesinden, denizi öğrenmemiş, bilmeyen bir ortamda güçlü denizci yetişmeyeceğini düşünüyorum. Bu nedenle önce denizi öğretmeyi, sonra gemi inşa, gemi makineleri, deniz ulaştırma gibi eğitimleri vermeyi amaçlıyoruz. Şu anki öğrencilerimiz denizcilik işletmesi okuyorlar. Kara operasyonları yönetecekler ama limanı, denizi, dalgayı bilmeleri gerek. Hâlen 13 öğretim üyemiz, 120 Denizcilik İşletmeleri Yönetimi Bölümü öğrencimize eğitim-öğretim veriyor. İlk hedefimiz, Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği bölümlerini açmaktır. Önümüzdeki yıl, izin çıkarsa öncelikle bu bölümleri açmayı planlıyoruz. Dört yıl içinde dört bölümde de eğitime başlamayı hedefliyoruz.?
MANYAS GÖLÜ VE BANDIRMA KÖRFEZİ KENDİNİ YENİLEYEBİLİR
Kirlilik ve aşırı avlanmalar nedeniyle Manyas Gölü ve Bandırma Körfezi´nin önemli ölçüde zarar gördüğüne işaret eden Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, şunları söyledi:
?Manyas Gölü´nde, kirlilik ve aşırı avlanmalar nedeniyle yayın ve turna başta olmak üzere balık çeşitlerinde büyük azalma var. Sadece, genellikle Kuzey Irak´a ihraç edilen İsrail Sazanı kaldı. Bandırma Körfezi için de aynı değerlendirmeyi yapabilirim. Eski yıllara göre balıkçılarda bilinç düzeyinin daha yüksek olduğunu söyleyebilirim. Manyas Gölü, eski yıllarda bir okul gibiydi. Çevre ve doğa korumacılığı ilk kez burada filizlenmişti. Eğer iyi bir yönetim anlayışı ve sıkı denetim gerçekleşirse Manyas Gölü ve Bandırma Körfezi´nin, kendini yeniler. Çünkü, doğal yaşayan ekosistemler, önlem alınırsa kendilerini yenileme özelliğine sahiptirler.?
Haber : Önder Balıkçı