Denizcilik Fakültesi Dekanı Sarı’dan uyarılar

Denizcilik Fakültesi Dekanı Sarı’dan uyarılar

“Bilmediğiniz balığı yemeyin!”

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, çeşitli konular hakkında düşüncelerini açıkladı.

BİLMEDİĞİNİZ BALIĞI YEMEYİN!

Son dönemlerde ülkemizde görülen “Balon Balığı”nın henüz Marmara Denizi’nde görülmediğini vurgulayan Sarı, şunları söyledi:

“Balon balığı, Aslan balığı ve uzun dikenli deniz kestanesi, Kızıldeniz’den Akdeniz’e geçen canlılardır. Şu anda İzmir Körfezi’nde, Karaburun Yarımadası’nda görülüyorlar. Ancak kuzeye doğru geleceklerini, Edremit Körfezi, Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi’nde de görüleceklerini tahmin ediyorum. Kızıldeniz’in göçmen canlıları olarak bilinen bu türler, genellikle Hint Okyanusu ve Pasifik Okyanusu’nda yaşadıklarını biliyoruz. Balon Balığı ve Aslan Balığı’yla temastan özenle kaçınmak gerekiyor. Aslan Balığı, eğer yüzgeçleri kesilmeden yenilecek olursa kesinlikle ölüme yol açar. Balon Balığı da kesinlikle tüketilmemelidir. Vatandaşlarımıza tavsiyem, bilmedikleri balığı kesinlikle yememelidirler.”

DOĞAL DENİZ CANLI TÜRLERİ ARTIRILMALI

Son dönemlerde denizlerimizde 75’e yakın yeni canlı türü görüldüğüne dikkati çeken Sarı, şu değerlendirmede bulundu:

“Bu yeni, istilacı türler, denizlerimizde doğal canlı türlerinde baskı oluşturuyor. Denizlerimizde ekosistem bozuluyor. Denizlerimiz bir akvaryum, küvet değil ki, onu boşaltıp, istediğimiz doğal türlerle dolduralım! Bunun için yapmamız gereken, denizlerimizdeki doğal canlı türlerinin popülasyonunu artırmamız, güçlendirmemizdir. Çünkü bu doğal türler, yeni istilacı türleri yok eder. Örneğin zehirli olan Pusula Deniz Anaları, 2.000’li yıllara kadar denizlerimizde görülmüyordu. Gemilerin sintine sularıyla gelen bu deniz anaları, Marmara Denizi’ne de girdi. Marmara Denizi kirli olunca da onlar için ideal bir yaşam ortamı oluşturdu. Geçtiğimiz günlerde daldığım Erdek Körfezi’nde, fazla derin olmayan bir ortamda 50’nin üzerinde Pusula Deniz Anası saydım.”

ALGARNA MARMARA DENİZİ’NDE YASAKLANMALI

1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu’nun, iç sular, Marmara ve Boğazlar’da trolü yasaklanmasına karşın trol avcılığının yanı sıra kanuna aykırı bir tebliğle serbest bırakılan algarna avcılığının da sürdüğüne işaret eden Prof. Dr. Mustafa Sarı, şunları aktardı:

“Tebliğler, kanuna aykırı olamaz, olmamalıdır. Halen Marmara Denizi’nde 180 gemi, algarna çekiyor. Balıkların üreme alanları yok oluyor. Sürdürülebilir balıkçılık için algarna, kesinlikle Marmara Denizi’nde yasaklanmalıdır.”

MİDYE ÇİFTLİKLERİNİN YERLERİ İYİ BELİRLENMELİ

Marmara Denizi’ndeki midye çiftliklerini desteklediğine işaret eden Sarı, şöyle konuştu:

“Midye çiftliklerine dışarıdan bir yemlenme yapılmıyor. Midyeler, denizdeki planktonları süzerek besleniyorlar. Bundan dolayı da denize hiçbir zararları yok. Ancak midye çiftliği kurulurken dikkat edilmesi gereken üç önemli nokta var. Midye çiftlikleri her yere değil, belli bölgelere kurulmalı. Balıkçıların avlandığı mera bölgelerine midye çiftliği yapılmamalı. Erdek gibi iç turizm merkezi olan yerlerde turizm tesislerinin önüne midye çiftliği kurulmamalı.”

BAŞKAN ADAYLARINDAN MARMARA DENİZİ KORUNMASINI TALEP EDİN yaklaşan 31 Mart yerel seçimleri için tüm partilere başarılar dileyen Sarı, “Ben partiler üstü bir bilim insanıyım. Ancak vatandaşlarımıza önerim şudur: Belediye başkan adayı olan kişiler ve siyasetçilerden, seçim beyannamelerinde Marmara Denizi ile ilişkilerin düzeltileceği maddesinin başlarda yer almasını talep edin” dedi.

YAPAY RESİFTEN ÇOK DOĞAL RESİF ALANI

Marmara Denizi’nin yardıma ihtiyacı olduğunun altını çizen Sarı, “Denizlere atılan yapay resiflerin elbette ki yararı var. Önceki yıllarda Erdek Körfezi’ne de atılan yapay resifleri o bölgelerde dalış yaptığım için biliyorum. Bu resifler biraz düzensiz atılsa yararlı. Ancak önemli olan deniz canlıları için doğal resif alanları oluşturmaktır” dedi.

PİNALAR AKDENİZ’E DE UMUT OLACAK

Erdek Körfezi’nde son dönemlerde artan yavru PİNA’ların memnuniyet verici olduğuna işaret eden Sarı, şunları söyledi:

“Erdek Körfezi’nde yola ‘Marmara’nın umudu PİNA’ diye çıkmıştık. Şimdi bu PİNA yavruları, akıntılarla Akdeniz’e de gitmeye başladı. Yani PİN’A’lar, artık Akdeniz’in de umudu oluyor. Bundan da ayrıca mutluluk duyuyoruz.”

ÖNDER BLIKÇI