Doğru ve Taylan’dan açıklama “Öğretmenler arasında ayırım olmamalı”

Doğru ve Taylan’dan açıklama “Öğretmenler arasında ayırım olmamalı”

Milliyet Gazetesi’nin eğitim alanındaki köşe yazarı Abbas Güçlü, 24 Ekim 2021 tarihli köşe yazısında, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, öğretmenler arasında yaptığı ayrıcalığı eleştirdi.

Milliyet Gazetesi’nin eğitim alanındaki köşe yazarı Abbas Güçlü, 24 Ekim 2021 tarihli köşe yazısında, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, öğretmenler arasında yaptığı ayrıcalığı eleştirdi. Güçlü, “Çeşit çeşit öğretmen” başlıklı yazısında şu değerlendirmede bulundu:
“Öğretmen, öğretmendir.
Ücretlisi, geçicisi, sözleşmelisi, görevlendirilmişi, kadrolusu olmaz.
Aynı okulda, aynı sınıfta, aynı derse gireceksin ama aynı statüye sahip olmayacaksın.
Öğretmenler odasına girdiğinizde, herkesin yeri farklı olacak, biri diğerine tepeden bakacak.
Olmaz böyle şey!
Bu yanlıştan dönmenin zamanı hâlâ gelmedi mi? Daha nereye kadar bu böyle devam edecek?
Daha da önemlisi hangi mesleğin çeşit çeşidi var ki öğretmenlere, çocuklarımıza, ülkemizin geleceğine böylesi bir farkındalık reva görülüyor.
Tek tip öğretmenlik bir an önce uygulamaya geçmeli ve tüm öğretmenlerimiz tek statü altında görev yapmalılar. Mevcut sistemin devamı, geleceği hafife almaktır ki, buna da hiçbirimizin hakkı olmamalı.”
EĞİTİM SEN VE EĞİTİM İŞ NE DİYOR
Konu hakkında Eğitim Sen Bandırma Baştemsilcisi Erdal Doğru ve Eğitim İş Bandırma Baştemsilcisi Kadir Taylan’ın düşüncelerini aldık.
ERDAL DOĞRU: “ANAYASAYA VE İLO’YA AYKIRI”
Eğitin Sen Baştemsilcisi Erdal Doğru, öğretmenler arasındaki bu ayrımın hem anayasamıza hem de Uluslararası Çalışma Örgütü(İLO) ilkesine aykırı olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Eğitim Sen olarak, öğretmenler arasında statü anlamına gelen farklı istihdam modellerini asla kabul etmiyoruz. Gerekçesi ne olursa olsun, aynı işi yapan beş öğretmenin birbirlerinden farklı ücretler alması kabul edilemez. Bu durum aslında anayasamızın ve İLO’nun ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesine de aykırıdır. Düşünebiliyor musunuz, aynı okullardan mezun oluyorsunuz, aynı sınavlarla yetenek ve bilgi birikiminiz sınanıyor, aynı sınıflarda, aynı zorlukları yaşıyorsunuz, aynı ekonomik koşullarda eziliyorsunuz ama Bakanlık, size kadrolu öğretmen, sözleşmeli öğretmen, ücretli öğretmen, vekil öğretmen, özel
sektör öğretmeni, uzman öğretmen vs. isimleri altında farklı maaşlar ödüyor. Ücretli öğretmenler, çoğu yerde asgari ücretin bile altında ücret alıyor, yerlerine bir atama yapıldığında, o gün işten çıkarılıyor. Özel sektör öğretmenleri, aşırı iş yükü altında, asgari ücret düzeylerinde ücretlendiriliyorlar. Bu yanlışlar düzeltilene kadar ücretli öğretmenlere ve özel sektör öğretmenlerine de kamudaki kadrolu öğretmen maaşından daha düşük olmayan bir taban maaşı uygulanmalıdır.
Gerek Milli Eğitim Bakanlığı’nda, gerek diğer bakanlıklarda, gerek işçi, gerekse memur statüsü ile çalışanlar arasında adalet duygusunu inciten, çalışma barışını bozan, çalışanlar arasına nifak tohumları saçan bu uygulama acilen kaldırılmalıdır. Uzmanlık gerektiren bir mesleği yerine getiren öğretmenlere kadrolu ve güvenceli istihdam ile tek statülü, insanlık onuruna yakışır bir ücret ödenmelidir.”
KADİR TAYLAN: “BU ADALETSİZLİK GİDERİLMELİDİR”
Eğitim İş Bandırma Baştemsilcisi Kadir Taylan da, Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenler arasındaki bu ayrımının işyeri barışını da bozduğuna işaret ederek, şu açıklamayı yaptı:
“Pandemi koşullarında, okullarımızda, kalabalık sınıflarla, uzun ders süreleriyle eğitime başladık. Sınıf mevcutlarının azaltılması için ülke genelinde 44 bin yeni derslik yapılması gerekiyor. Bu da bize öğretmen açığının sanılandan çok fazla olduğunu gösteriyor. Milli Eğitim Bakanlığı, kadrolu öğretmen atamak yerine ücretli ve sözleşmeli öğretmenlerle bu açığı kapatmaya çalışıyor. Her platformda, defalarca söylüyoruz, ‘Öğretmenin ücretlisi, sözleşmelisi olmaz.’ Bu öğretmenler, düşük ücretlerle, sosyal güvenceleri olmadan çalıştırılıyorlar. Sözleşmeli veya ücretli öğretmen uygulaması anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Sözleşmeli veya ücretli öğretmen alımında sözlü sınav uygulamaları liyakati yok sayar ve kayırmacılığa yol açar. Bu uygulamalar aynı zamanda işyeri barışını da bozar. Aynı işi yapan herkesin eşit konumda olması gerekir.
Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimdeki eksiklikleri görüp, kalıcı çözümler üretmelidir. Ülkemizde 500 bini aşkın atama bekleyen öğretmen varken, kalabalık sınıflarda ders yapılıyor. Öğretmen ihtiyacı ücretli, sözleşmeli öğretmenlerle veya görevlendirilmelerle giderilmeye çalışılıyor. Öğretmenler ekonomik sorunlarla boğuşurken, ücretli, sözleşmeli öğretmenlere daha zor koşullar dayatılıyor. Eğitim, devletin parasız ve eşit sunması gereken bir hizmettir. Bu da işyeri barışı sağlanmış ve ayrımcılık yapılmayan okullarda, iş güvencesi bulunan kadrolarla gerçekleşir. Sözleşmeli veya ücretli öğretmenler hemen kadroya alınmalı, bu adaletsizlik giderilmelidir.”
Haber : Önder Balıkçı