Tarih: 21.03.2014 00:00

Eğitim-Sen Bandırma Temsilciliği: Millî Eğitimde kadrolaşma sürüyor

Facebook Twitter Linked-in

Eğitim-Sen Bandırma Temsilcisi Mustafa Kocataş, düzenlediği bası toplantısında Millî Eğitim`de kıyım ve kadrolaşmadan yakındı. Hükümetin, son dönemlerde kadrolaşmada attığı adımlardan, Millî Eğitim`in de nasibini aldığını vurgulayan Kocataş, şunları söyledi:
"Kadrolaşmada okul müdür yardımcılarına dek inen hükümet, kendisine yandaş olmayan sendikalar ve onların üyelerine karşı yıldırma politikası sürdürmektedir. Bunun son örneği, Bandırma`da, Eğitim-Sen üyelerine açılan soruşturmalarda kendini göstermiştir. Sendikamız Eğitim-Sen, 3 Ekim 2013 gün ve 92 sayılı kararıyla, kılık-kıyafet üzerinden eğitimde kullanılan her çeşit dinsel simge ile dinin siyasallaşmasının ötekileştirici ve ayrımcı olduğunu belirterek serbest kıyafet kararı almıştır. Sendikamızın aldığı kararın amacı, ayrımcı ve ötekileştirici politikalara karşı göreve özgür giyimle gelmektir. Millî Eğitim Bakanlığı`nın keyfi uygulamalarına geçit vermeyecek, yeni kutuplaşmalara yol açmayacak düzenlemeler yapılması gerekirken, 8 Ekim 2013 günlü Resmî Gazete`de yayımlanan yönetmelik değişikliği incelendiğinde de görüleceği gibi siyasal iktidar, sendikamızın her zaman savunduğu `demokratik, laik, bilimsel ve ana dilinde eğitim` yaklaşımına karşı, dini siyasallaştırarak, dinsel simgeler üzerinden ayrımcılık yapmakta, kendi ideolojisine uygun bir düzenlemeyi hayata geçirmeye çalışmaktadır. Bu doğrultuda sendikamız üyesi olan eğitim çalışanları da bu karara uyarak işyerlerine özgür kıyafetle gitmeye başlamışlardır. Diğer taraftan, eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Eğitim Bir-Sen isimli sendika üyeleri, 01.03.2013 tarihinde sendikalarının aldığı serbest kıyafet kararına uyarak işyerlerine gelmeye başlamışlardır. Ne yazık ki, bu dönemde idare, iyi niyetten yoksun bir tutumla üyelerimiz hakkında soruşturmaya esas olmak üzere incelemeler yaptırarak mobing uygulamıştır. Taraflı olarak sadece Eğitim-Sen üyelerine dönük işlemler yapılarak üyelerimiz taciz edilmiş, yıldırılmaya çalışılmış ve ayrımcılığa uğratılmışlardır.
İl Millî Eğitim Müdürlüğü ile yaptığımız yazışmalarda 01.03.2013-04.02.2014 tarihleri arasında, Bandırma ilçesinde iki inceleme emri verildiği, birisinin sonlandırıldığı, diğerinin devam ettiği belirtilmiştir. Kamuoyuna soruyoruz. Belirtilen tarihten başlayarak sadece iki inceleme yapılması ve bu incelemelerin sadece Eğitim-Sen üyeleri için gerçekleştirilmesi bir tesadüf müdür?
3071 sayılı dilekçe, yasada açıkça belirtildiği gibi imzasız ve kimliği açıkça belirtilmeyen ihbar ve şikayet dilekçelerinin işleme konulmayacağı açıkça bilinmesine karşın üyelerimize, alınan duyum üzerinden işlem yapılması idarenin keyfi tutumunu göstermektedir. Aynı dönemden önce Eğitim-Sen ve Türk Eğitim-Sen üyelerinin yaptıkları eylemlere göz yumulması, ilgili sendikalara üye olan eğitim çalışanları 4.10.2013-2013/5443 sayılı yasa çıkmadan önce ve sonrasında kılık-kıyafet yönetmeliğine aykırı olarak hareket etmelerine karşın hiçbir işlem yapılmaması, hâlen Bandırma İlçe Millî Eğitim Şube Müdürlüğü görevini yürüten Mutlu ASLAN başta olmak üzere Eğitim Bir-Sen üyelerinin hiçbirine inceleme-soruşturma açılmaması, idarenin keyfiliğini açıkça göstermektedir. Bu uygulama tamamenAnayasa`nın ikinci maddesinde tanımını bulan hukuk devleti ilkesine ve 10. bölüm, onuncu maddesinde tanımını bulan `kanun önünde eşitlik` ilkesine aykırı bir tutumdur. Hukuk devleti ilkesi, vatandaşlarına hukuk güvenliğini sağlayan, idarenin hukuka bağlılığını amaç edinen, buna karşılık kamu gücünün sınırsız, ölçüsüz ve keyfi kullanılmasını önleyen en önemli unsurlardan biridir. Nitekim hukuk devleti ilkesinin yaşama geçirilmesini sağlayacak araçlar arasında Anayasa`nın 8. maddesinde, yürütme yetkisi ve görevinin Anayasa ve yasalara uygun kullanılacağı ve yerine getirileceği, Anayasa`nın 125. maddesinde de, idarenin her çeşit eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu kuralına yer verilmiştir. Dolayısıyla anayasal bir suç işlenmektedir. Bu inceleme emrinin verilmesi bile kişiye özel hukuk yaratılması nedeniyle iyi niyetten yoksun bir tutumdur. Anayasamızın 11. maddesinde belirtilen anayasanın bağlayıcılığı ilkesi tüm kurum, kuruluş, organ ve kişileri bağladığından kimse anayasaya aykırı işlem tahsis edemez. Bu inceleme emrini veren tüm sorumlular hakkında anayasaya ve 19 Mart 2011 tarih/27879 tarihli mobing konulu Başbakanlık genelgesine aykırı hareket etmekten suç duyurusunda bulunacağımızı bildiririz.
İdarenin taraflı tutumu sadece bu olayda değil, şube müdürlüğü atamalarında da ortaya çıkmıştır. İlçemizde, şube müdürlüğü sınavında en yüksek oyu alan üyemiz Fuat ÖZCAN, gerçekleşen mülakat sınavında 64 puanda bırakılarak elenmiştir. Danıştay kararlarında açıkça belirtilmiş olmasına karşın idare, sözlü sınavlarda objektiflik kurallarını hiçe sayarak sınav kararlarını teknolojik kayıt altına almadan, karar gerekçelerini belirtmeden siyaseten belirlenmiş, komisyonlar da sonucu önceden belli sınavlar yaparak, keyfiyetini bir daha ortaya koymuştur. İdare ve yürütme erki adına yetki kullanan yöneticiler, eğitim-öğretim süreçlerini bu günden yarına keyfi planlamalar yaparak yöneteceklerini düşünmekteler. Bunun son göstergesi Millî Eğitim Bakanlığı yasasında yapılan değişiklerdir. Bakanlığa atanacak yöneticileri için hiçbir kriteri olmayan hükümetin ve iktidar partisinin temsilcilerinin ataması gibi algılanacak bu uygulama da bizleri endişeye yöneltmektedir. Eğer idare bu konuda samimiyse genelde tüm ülke çapında, özelde ise Bandırma`da yapılacak atamalarda, eğitim iş kolunda faaliyet gösteren tüm sendikaların ortak görüşünü alarak İlçe Millî Eğitim Müdürü`nü atamalıdır. Yapılan ve yapılacak bu atamalarla AKP de kendi devletini kurmaktadır.
Eğitim çalışanlarının özgür iradesine dayanmayan bu şaibeli atamalara karşı olduğumuzu kamuoyuna duyururuz."
Eğitim-Sen Bandırma Temsilciliği`nin 140 üyesi bulunuyor.
Haber : Önder Balıkçı



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —