Erdek’in hemen karşısında yer alıp, halen üzerinde herhangi bir yerleşim bulunmayan ve üzerinde yaşam bulunmayan Tavşan Adası, büyük bir olasılıkla Ortaçağ’da, küçük de olsa bir yerleşim alanı durumunda kullanılmıştı.

Antik yazar Prokesh, burada iki büyük sarnıç ve İstanbul Boğazı’nda yer alan Ceneviz Kalesi’ne benzer biçimde uzun ve dikdörtgen bir yapı olduğunu, üç geniş kulesi ve iki yanda da kulelerle desteklenen bir girişi bulunduğunu belirtmişti.

Bugün ulaşımın sadece küçük kayık ve teknelerle yapılabildiği bu adada, günümüzde herhangi bir kale veya sarnıç benzeri yapı kalıntısından söz etme olanağı yok. Bu kalıntılardan, Prokesh’ten alıntılar yaparak söz eden diğer antik yazar Hasluck da ayrıntılı bilgi vermemişti.

Erdek arkeolojisine önemli katkılar sağlayan Erdek Kaymakamı rahmetli Reşit Mazhar Ertüzün ise adaya yaptığı bir ziyaret sonrasında adada herhangi bir kale veya yapı kalıntısı olmasa da birtakım eserler bulduğunu ve bunları “Erdek Müzesi” olarak anılan açık hava sergisine götürdüğünü belirtmişti. Bu eserlerin Bizans dönemine ait oldukları ve birinin haç bezemeli bir impat başlık, diğerlerinin ise bitkisel bezemelerle süslü korkuluk levhaları olduğu anlaşılmıştı.