İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına yönelik tepkiler tüm yurtta sürüyor.
Erdek’te de İmamoğlu’na destek için Özgürlük Yürüyüşü düzenlendi.
CHP Erdek İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen yürüyüşe; Erdek Belediye Başkanı Burhan Karışık, partililer, sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda vatandaş destek verdi.
Bugün saat 15.00’da Cumhuriyet Meydanında toplanan kalabalık bir topluluk sloganlar eşliğinde yürüyüş gerçekleştirdi.
Hükümet Caddesi, Adnan Menderes Caddesi ve Pazar Caddesi üzerinde devam eden yürüyüş Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Binası önünde son buldu.
Burada basın açıklaması yapan Cumhuriyet Halk Partisi Erdek İlçe Başkanı Hale Tuna yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi; “Değerli yol arkadaşlarım, Sevgili Erdek’liler; bugün demokrasiye, adalete, özgürlüğe ve halkın iradesine sahip çıkmak için buradayız. Cumhurbaşkanı adayımız Sn. Ekrem İmamoğlu’na, belediye başkanlarımıza, ülkenin aydınlık gençlerine, gazetecilerine yapılan haksızlıkları kabul etmiyoruz ve adaletin yerini bulması için mücadele ediyoruz.
Adaletin ve demokrasinin sarsıldığı, çürümüş ruhların etrafı sardığı, karanlığın yaşandığı, düşüncelere, inanışlara pranga vurulduğu bu dönemde, Ekrem İmamoğlu’na yapılan hukuksuzluk yalnızca ona değil, halkın iradesine, eşitlik ilkesine ve özgür seçim hakkına yöneltilmiş bir darbedir.
30 yıl önce verilen bir diplomanın, tam da bu süreçte iptal edilmesi, hukukun siyasallaştırılmasının en somut örneklerinden biridir ve çok acıdır!
Ekrem İmamoğlu, İstanbul halkının oylarıyla iki kez seçilmiş, her kesimden insanın desteğini kazanmış bir liderdir.
Onun başarısı, sadece bireysel bir başarı değil, aynı zamanda halkın değişim ve adalet talebinin bir yansımasıdır. Milletimizin artık umut, mutluluk istediğinin göstergesidir.
İşte tam da bu yüzden, bugün ona yönelik yapılan her türlü haksızlık, sadece bir kişiye değil, bu ülkenin demokrasiye inanan milyonlarına yapılmış bir haksızlıktır.
Bu süreç, adaletsizliğe boyun eğmeyenlerin, hukukun üstünlüğüne inananların bir araya gelme zamanı olduğunu bir kez daha göstermektedir. Ekrem İmamoğlu yalnız değildir. Onun yanında durmak, sadece bir siyasi figürü desteklemek değil, aynı zamanda hukukun, demokrasinin ve halk iradesinin savunucusu olmaktır.
Bizler artık umutlu yarınlar istiyoruz.
Bizler artık mutluluk istiyoruz.
Bizler artık açlık istemiyoruz.
Bizler demokrasi istiyoruz.
Özgürlük istiyoruz.
Biz kim miyiz?
Biz halkız.
Bu ülkenin sokaklarında yürüyen, ekmeğini kazanan, geleceğini inşa eden milyonlarız. Biz işçiyiz, emekçiyiz, öğrenciyiz, anneleriz, babalarız, çocuklarız. Biz bir milletiz, biz bir bütünüz. Biz Atatürk’ten ve kahraman ecdadımızdan bize emanet kalan bu ülkenin yılmaz savunucularıyız.
Bizler hakkını arayan milyonlarız.
Ve biz, güvenliğimizi sağlamak için var olan polisimizi, askerimizi düşmanımız olarak görmüyoruz.
Baskıyla, zorbalıkla, kirli oyunlarla halkı ve polisi birbirine düşman etmeye çalışanlar, sokakta hakkını arayan, adalet arayan, saray sizinse sokaklar bizimdir diyen gençlerimiz ile bu ülkenin kahraman polisini karşı karşıya getirerek kargaşa yaratmaya çalışanlara fırsat vermeyeceğiz.
Bilinmelidir ki, baskı ve korku düzeni halkı susturamaz.
Biz Türk milleti olarak korkuyu yüreğimizden silip atalı çok uzun yıllar oldu.
Biz korkmamayı tarihe yön veren, küllerinden doğarak yeniden bir ülke inşa eden büyük Atatürk’ten öğrendik.
Biz asla unutmuyoruz ki;
KORKMA diye başlıyor bizim milli marşımız.
Biz, Çanakkale’de göğsünü siper edenlerin torunlarıyız. Biz, Malazgirt’te destan yazanların, Kurtuluş Savaşı’nda tüm dünyaya meydan okuyanların çocuklarıyız.
Korku ise, esaretin başlangıcıdır.
Biz, esareti asla kabul etmiyoruz!
Ne içeriden ne dışarıdan gelen tehditler bizi yıldıramaz.
Ne ekonomik baskılar, ne siyasi oyunlar, ne iftiralar bizi yolumuzdan çeviremez!
Bizim kanımızda cesaret, ruhumuzda özgürlük var.
Bizi susturmak isteyenler bilsin ki, ne kadar baskı yaparlarsa yapsınlar, biz dimdik ayakta kalacağız! Çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz! Biz tek bir kişiye bağlı olmayan 100 yıllık bir partiyiz! Silinmeyecek, bitmeyecek tek partiyiz! Bu partide siyaset yapan, bu partiye gönül veren herkes ruhunda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cesaretini taşımaktadır. Bizler bir ölür, bin diriliriz. Çünkü biz hepimiz Mustafa Kemal’iz!
Biz, vatan toprağı işgal altındayken “Geldikleri gibi giderler!” diyen iradeyiz.
Ve sizi de geldiğiniz gibi sandıkla göndereceğiz!
Biz, imkânsız denileni mümkün kılan, yokluk içinde bağımsızlık mücadelesi veren kararlılığız.
Biz, manda ve himayeyi reddeden, özgürlüğü namusu bilen onurlu bir milletiz.
Biz, Samsun’a çıkan cesaret, Amasya’da yankılanan bağımsızlık sesiyiz.
Biz, Erzurum’da “Vatan bir bütündür, bölünemez!” diyen inancız.
Biz, Sivas’ta millet iradesini hâkim kılan akıl ve vicdanız.
Biz, Sakarya’da, Dumlupınar’da, İzmir’de zaferi müjdeleyenleriz!
Biz Mustafa Kemal’iz!
Aydınlığa açılan kapıyız.
Cehalete karşı ilim, bağnazlığa karşı irfanız.
Karanlığa karşı devrim, özgürlüğe sevdalı yüreğiz.
Biz, Cumhuriyetiz!
Biz Cumhuriyete sahip çıkanlarız!
Hiçbir lider, hiçbir iktidar halkın üstünde değildir! Gücünü halktan almayan, halkın sesine kulak tıkayan, eleştiriyi kabul etmeyen ve eleştirilince hain ilan ederek, herkesi gözaltına alan bir yönetim kabul edilemez.
Biz, özgürlüğü savunuyoruz!
Biz, düşünceye pranga vurulmasını reddediyoruz!
Biz, eşitliği, adaleti, insan haklarını savunuyoruz!
Ve biz, baskıya boyun eğmeyen, zulme karşı susmayanlarız!
Biz halkız, biz buradayız ve özgürlüğümüzden asla vazgeçmeyeceğiz!
Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nun, gazetecilerimizin, belediye başkanlarımızın gözaltına alınması, sadece bir kişiye yönelik bir operasyon değil, aynı zamanda halkın iradesine, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne yapılmış bir saldırıdır. Bu tür uygulamalar, toplumda kutuplaşmayı derinleştirir ve adalete olan güveni sarsar.
Unutulmamalıdır ki, demokrasilerde iktidarlar gelir geçer, ancak halkın iradesi ve adaletin üstünlüğü kalıcıdır. Ekrem İmamoğlu’na yönelik bu haksız uygulamalar karşısında sessiz kalmak, demokrasimize ve geleceğimize yapılacak en büyük kötülüktür. Hukukun üstünlüğünü savunmak, adaletsizliklere karşı durmak ve demokratik değerlerimize sahip çıkmak her birimizin sorumluluğudur.
Bu süreçte, tüm vatandaşlarımızı sağduyulu olmaya, provokasyonlara kapılmamaya ve demokratik haklarını barışçıl yollarla kullanmaya davet ediyoruz. Bizler ülkesini seven ve ülkesinin bir ağacına zarar gelse içi yanan insanlarız!
Hakkımızı kırmadan, dökmeden arayacağız!
Sizi son yerel seçimlerde yapmış olduğumuz gibi sandıkla uğurlayacağız.
Baskıya, sömürüye, hukuksuzluğa karşı sokaklara çıkan, meydanlarda hakkını savunan insanlar sadece kendi özgürlüklerini değil, tüm toplumun geleceğini korumak için mücadele etmektedir. Yasaklarla, gözaltılarla, cezalarla halkın sokağa çıkmasını engellemek istiyor polisimiz ile halkımızın arasını açıyorlar. Çünkü biliyorlar ki, halkın sesi yükseldikçe, bu düzen sallanıyor. Ama unutulmamalıdır ki, halkın iradesi susturulamaz, adalet talebi yasaklanamaz!
İki gündür gördüğümüz manzaralar hiç hoş değil. Keyfi uygulamalar, orantısız güç kullanımı halkın öfkesini büyütmekte ve yaraları derinleştirmektedir.
Biz, vicdanlı kahraman polislerimize güveniyoruz.
Polis, sadece bir üniformadan ibaret değildir. O üniformanın içinde bir baba vardır, evde çocuğuna ekmek götürmek için gece gündüz çalışan.
Bir anne vardır, mesai saatleri belirsiz, çocuğunu uyurken öpmeye bile vakit bulamayan. Ancak ne yazık ki, bu insanlar kimi zaman otoritenin baskısı altında bırakılıyor ve kimi zaman halkla karşı karşıya geliyorlar. Oysa polis de halkın içinden biridir, onlar da bu toplumun evlatlarıdır. Polis de Bir Baba, Bir Anne, Bir Evlattır Onları Halkla Karşı Karşıya Getirmeyin!
Her şeye rağmen umutsuzluğa kapılmak yok!
Çünkü bizim; Adaletin tecelli edeceğine, hukukun üstün geleceğine bu karanlık günlerin geride kalacağına olan inancımız tamdır.
Hangi şartlar altında olursak olalım, asla umutsuzluğa kapılmayacağız ve her zaman ileriye bakacağız!
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz diyerek hep birlikte ayağa kalkarak özgürlüğe kavuşacağız.
Çünkü; Adalet, özgürlük, eşitlik ve demokrasi ancak hep birlikte mücadele ettiğimizde gerçek anlamına kavuşacak.
Eğer bir ülkede insanlar haklarını kaybediyorsa, birileri zulme uğruyorsa, diğerlerinin sessiz kalması teslimiyettir.
Bugün eğer bir kişi bile haksızlığa uğruyorsa, o haksızlık yarın herkesin kapısını çalabilir.
Bu yüzden susmamak, birlikte direnmek ve hep beraber kurtuluşa yürümek zorundayız!
Çünkü ancak el ele verdiğimizde aydınlık yarınlara ulaşabiliriz.
Bugün belki baskılar artıyor, yollar kapatılıyor, sesler kısılmaya çalışılıyor ama unutmayın: Haklı olanın sesi eninde sonunda yankılanır! karanlık ne kadar çökerse çöksün, güneşi getiren hep direnenler olacaktır! Geçmişte bir çift mavi gözün ışığında direnen ve hakkını alanların torunları bugün yine o ışığın aydınlığında hakkını alacaktır!
Bizi yıldırmak isteyenlere, umutsuzluk aşılayanlara, özgürlüğümüzü elimizden almak isteyenlere karşı en büyük cevabımız direnişimizdir!
Ne olursa olsun, yılmayacağız!
Ve buradan hep birlikte and içiyoruz ki Cumhuriyet halk partimizi ilk seçimde İktidar yapacağız!
Bunu da adayımız Ekrem İmamoğlu ile yapacağız.
Bugün kim özgürlük ve adalet için meydanlarda haykırıyorsa selam olsun! Yılmadan, korkmadan, baskıya boyun eğmeden hakkını savunanlara selam olsun!
Selam olsun kalemini satmayan gazetecilere!
Selam olsun doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen halkın sanatçılarına!
Selam olsun bize bu ülkeyi emanet eden cesur yürekli Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e! Geçmişten bugüne Tüm Genel Başkanlarımıza!
Selam olsun devrimci yüreklere!
Selam olsun Denizlere, Yusuflara!
Ve İstanbul…
Güzel İstanbul!
Direnişin, umudun, özgürlüğün şehri İstanbul.
Selam olsun İstanbul’a!
Selam olsun hakkını savunan Istanbullu’lara!
Selam olsun geleceğin Cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu’na!
