Baştarafı Sahife 1'de
ANADOLU BASINI TARTIŞILDI
Yeni Haber`in 46. yılında, usta kalem merhum Ekrem Balıbek adına düzenlenen "Ekrem Balıbek Köşe Yazısı Yarışması" ödül töreni ve Anadolu basınının tartışıldığı panel, Otel Basri`de yapıldı.
Vali Yardımcısı Mustafa Kemal Özgün, Belediye Başkanı İsmail Ok, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, Basın İlan Kurumu Şube Müdürü Tahsin Şahin, siyasi partiler ile iş ve basın dünyasının temsilcilerinin katıldığı törende konuşan Yeni Haber Gazetesi sahibi A. Esen Balıbek, medyada etik değerlere dikkat çekti.
Balıbek "Günümüzde farklı yerlerden nemalanmaya çalışan gazeteler maalesef giderek artmakta. Öte yandan aramızda gazeteci kimliği ile dolaşan ve farklı çıkarlar için bu mesleğin adını kullanan kötü niyetli insanların sayısı da artmakta. Bu artış elbette toplum gözünde mesleğin onurunu zedelemekte ve sonuçta medya mensuplarından uzak durmaya çalışan bir toplum ortaya çıkarmakta. Hal böyle olunca kurunun yanında yaş da yanar mantığıyla, işini doğru yapmak isteyen, amacı toplumu doğru bilgilendirmek olan gazetelerde yaşamlarını zorluklar içinde sürdürmeye çalışmakla karşı karşıya kalmaktalar. Temennimiz basın camiasındaki farklı çıkar amacı taşıyan zihniyetin temizlenmesi konusunda toplumun elinden geleni yaparken işini doğru yapanları da ayrı değerlendirme konusunda hassasiyet göstermesidir. Ekrem Balıbek, hepimizi biliyordu ve şu anda da bir yerlerden bakıyordur" dedi.
BALIBEK ÖDÜLÜNÜ KARDEŞ GAZETESİ`NDEN TOPRAKTEPE KAZANDI
Merhum Ekrem Balıbek adına düzenlenen Köşe Yazısı Yarışması`nda 1. liği kazanan Susurluk Kardeş Gazetesi`nden Ramazan Serdar Topraktepe ve özendirme ödülünü kazanan Ekspres Gazetesi`nden Ömer Faruk Yüksel`e ödül ve plaketlerini Yeni Haber Gazetesi sahibi A.Esen Balıbek ve kardeşi Esra Tuğcu verdi.
ATALAY: "ANADOLU`YU BASIN ŞAHA KALDIRACAKTIR"
Gazeteci-Yazar Önder Balıkçı`nın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, Avrupa Fair Play Birliği 2. Başkanı Gazeteci-Yazar Erdoğan Arıpınar ve Milliyet Gazetesi spor yazarı Atilla Gökçe, Anadolu basınındaki çalışma koşullarını anlattı.
Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, Balıkesir`in Türkiye içinde birçok güzelliğe sahip nadir illerden birisi olduğuna dikkati çeken Atalay, Balıkesir`in Büyük Şehir olmayı hak ettiğini söyledi. Genel Müdür Atalay, "Anadolu basınının sorunları çok ama zenginlikleri de var geleceği parlak. Balıkesir basınında gelişmeyi izliyoruz ve Büyükşehir olunduğunda bütün il, Basın İlan Kurumu bünyesine girecek. Gazetecileri yetiştirelim, büyütelim, her türlü gelişimini destekleyelim, imkanlarını çoğaltalım ve Anadolu`dan yıldızlar yetiştirelim ki, Erdoğan Arıpınar gibi isimler ortaya çıkabilsin. Balıkesir deyince Büyük Atatürk`ün hutbe irat etmesi, Kurtuluş Savaşı`na kattığı heyecan akla geliyor. Türkiye`de o hareketin hemen karşılığını buluyor. Kurtuluş Savaşı`nda Balıkesir en çok şehit veren illerden biri, Kastamonu gibi. Kastamonu`ya Mehmet Akif gidiyor. Yerel gazete olan Açık Söz Gazetesi`nde yazılarını yazıyor. Kastamonulular, Kurtuluş Savaşı`nda inanılmaz bir performans gösteriyor ve İstiklal Marşı İlk kez, Açık Söz Gazetesi`nde yayınlanıyor, bunlar tesadüf değil, bunlar keşifle ilgili konulardır.Anadolu`nun bu zenginliğini kucaklamak ve yararlanmak gerekiyor. Türkiye, İstanbul ve Ankara`dan ibaret değil. Anadolu`yu basın şaha kaldıracaktır" dedi.
KONUYU BİLMEYEN ADAM GAZETECİ OLMAZ
Türk basının her kademesinde çalışan ve "Türk Basının Genel Durumu" hakkında konuşan Avrupa Fair Play Birliği 2. Başkanı Gazeteci Yazar Erdoğan Arıpınar da gazete sahiplerinin gazeteci yerine işadamı olmalarına dikkat çekti. Arıpınar, " Bizim eskiden anladığımız gazetecilik yok. Arıpınar`ın patronu olmadığı için rahat rahat konuşuyorum. Bir gazete sahipleri gazeteci değil artık, hepsi iş adamı. Olaylara bakış açınızda siz ne kadar iyi kaliteli olursanız olun iş adamı olunca değişiyor. Bugün Türkiye`de, basında bir-iki gözü kapalı muhalefet yapan var. Diğerlerini okurken içimizde burukluk oluyor. Acaba doğru mu diye.
Bakın, acı bir şey, geçenlerde U-15 Fenerbahçe takımı 10 kişi kalan rakibi karşısında 1 adamını çıkarıp, 10 kişi mücadele etmiş, ona dünya fair play ödülü verildi. Bunu TRT vermedi. Niçin? Bunun niçini yok O zaman oraya seçeceğimiz adamı iyi seçeceğiz. Konuyu bilmeyen adam gazeteci olmaz. Bir konuyu bilmeden o konuyu yazamazsınız. Gazeteci, yazdığı yazıyı bilmeli. Politika, ekonomiyi bilmeden yazamazsınız. Dünyada bir tek ülkede at lügati sadece Türkiye`de vardır. Atın mavisi, pembesi, kahverengisi olmaz. Atın yavuzu olur, kırı olur, kulası olur, atın tırnağı olmaz toynağı olur. Bir gazeteci olacaksanız, bu konuda yazacaksınız bunu bilmelisiniz" dedi.
EKREM BALIBEK (MERAKLI BEBEK)
Panelde son olarak konuşan Milliyet Gazetesi Spor Yazarı Atilla Gökçe ise, Ekrem Balıbek, ismindeki harflerden çıkardığı "Meraklı Bebek" adıyla dinleyenlere anlamlı ve bir o kadar da ilginç yaşam hikayeleri ve meslek birikimlerini anlattı.
Özellikle spor yazarlığına başladığı gün futbolcu olan Mustafa Denizli ile olan anısını konuşmasının sonunda anlatan Gökçe, yerel ve genel basında çalışan meslektaşlarına da öğütler verdi.
Gökçe özetle şunları dile getirdi.
"Merak yoksa, haber yoktur, haber yoksa gazete de yoktur. Soru işareti yoksa hayat yoktur. Gazetecilik merak ve aynı zamanda vicdan işidir. Haberin protokolü olmaz. Protokol masada olur. Gazetecilik, özgür bir ortamda yapılmalı.
Gazetecilik, gerektiğinde en yakınlarınızla ilgili en incitici olayları bile yazma sorumluluğunu yükler size. Her sabahta aynaya baktığınızda sizi vicdanınızla karşı karşıya getirir.
Gazeteci soru işaretinin çengelini zihninden vicdanını rahatsız eden çengeli vicdanından ayırmamalı. Ayırıyorsa memleket hayrına yapacağı en iyi iş, mesleği bırakmasıdır.
Yerel spor gazetecileri baskı altındadır. Her yerel gazete çalışanı, Yeni Haber çalışanı kadar şanslı olmaya bilir. Bazen gazete patronlarının başka amaçları olabilir. Patron sizden gazetecilik yapacağız, ilkeleri ile yapacağız. Özel olarak kimseyle takıntımız yoktur. Övgüyü hak edenler belli bir ölçüde öveceğiz derse, işte bu çalışan patronun verdiği özgür alanda becerilerini sergileyecektir.
Başka bir olay, gazeteler halkla, fabrikada üretenlerin, okulda ders alıp-ders verenlerin, maçı oynayanların, yönetenlerin birbirinden haberdar olduğu bir mecra idi. Sonra aramıza kötü kardeş geldi. Bizden aceleci televizyon ortaya çıktı. Dediler ki, gazeteler yaşamaz. Bir laf var söz uçar yazı kalır.
Dolayısıyla yazı ne kadar kalıcı olduğunu gösterdi. Yazılı kültür bambaşka. İnsanlığın en büyük icadı tekerlek değildir, yazıdır. Yine sanal ortam sizinle yüzleşmek istemeyen insanlar sizi kandırıyor olabiliyor."