Bandırma Koyunculuk Araştırma Enstitüsü´nde, 140 damızlık koçun satışı gerçekleşti.
74. geleneksel damızlık koç satışını Bandırma Kaymakamı Günhan Yazar, Belediye Başkan Vekili Sami Türkmen, İlçe Jandarma Komutanı Yarbay Recep Cansu, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de izledi.
Satıştan önce ilk konuşmayı Bandırma Koyunculuk Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Deniz Soysal yaptı.
Kurumun 82 yıllık geçmişi ve çalışmaları hakkında bilgi veren Soysal, kurumlarının, bugüne dek damızlık arayışında yetiştiricilerin ilk tercih yeri olmasının mutluluğunu ve gururunu yaşadıklarını vurgularken, ?Biraz sonra satışına başlayacağımız koçlarımız, işçisi, mühendisi , veteriner hekimi, kısacası yüzlerce çalışanımızın 70 yılı aşkın bir sürede özverili çalışmaları sonucunda ıslah edilmiş olup sizlerin beğenisine sunulacaktır? dedi.
Koçların her birinin ebeveyn kayıtlarına ve bireysel performanslarına göre seçilip damızlık değerlerinin hesaplanmış üstün nitelikli hayvanlar olduğuna dikkat çeken Soysal, ?Bu koçlarımızı, sürülerinizde güvenle kullanabilirsiniz? diye konuştu.
KIRMIZI ET AÇIĞIMIZ VAR
Ardından kürsüye davet edilen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık Araştırma Koordinatörü Dr. Kürşat Alkoyak, koyun yetiştiriciliğinin zahmetli bir alan olduğuna işaret ederken, şu değerlendirmede bulundu:
?Birey başına tüketilen hayvansal protein miktarı, ülkelerin gelişmişlik düzeylerini gösteren önemli kriterlerinden biri kabul edilir. Bu bağlamda koyun, etiyle ve sütüyle insan beslenmesinde çok değerli bir kaynaktır. FAO verilerine göre dünya üzerinde yaklaşık 1,2 milyar koyunun var olduğu bilinmektedir. Türkiye, 31,5 milyon baş koyun varlığı ile dünyada önemli bir yere sahiptir. Koyun sayısı açısından dünyada sekizinci, Avrupa´da ise ikinci sıradadır. Koyun yetiştiriciliğinin Türkiye ekonomisinde geleneksel olarak özel bir önemi bulunmaktadır. Bu önem koyun ve keçinin genelde verimsiz meralar ile nadas, anız ve bitkisel üretime uygun olmayan ve diğer marjinal alanları değerlendirerek et, süt, yapağı ve deri gibi ürünlere dönüştürebilme yeteneğinden kaynaklanmaktadır. Koyunculuk, aynı zamanda insanlarımız için ciddi bir istihdam alanı da sağlamaktadır.?
Ülkemizde 1 milyon 173 bin ton olan kırmızı et tüketiminin yaklaşık % 90´ının sığırlardan, % 7´sinin koyunlardan, yüzde 3´ünün ise keçilerden karşılandığına dikkat çeken Alkoyak, şunları söyledi:
?Ülkemiz koyunculuğunun gelişmesinde önemli bir yere sahip olan Bandırma Koyunculuk Araştırma Enstitüsü, ülkemizin hayvancılık konusunda iki enstitüsünden biri olup başta koyunculuk olmak üzere küçükbaş hayvancılık ve Anadolu Mandası konusunda çalışmalar yapan tek enstitüdür. Bu kurumumuz, bölgedeki koyun yetiştiricilerinin kaliteli damızlık temini konusunda öncelikli başvuru yeridir. Enstitümüzde, Marmara, Ege ve Trakya bölgeleri başta olmak üzere ülke çapında hayvan ıslahı, yetiştiriciliği, genetik kaynakların korunması ve yem bitkileri konularında geçmişten günümüze stratejik AR-GE faaliyetleri yürütmektedir.?
Ülkemizde 14 milyon büyükbaş hayvan eksiğine bağlı kırmızı et açığı bulunması nedeniyle karkas et ithalatı olduğuna dikkat çeken Alkoyak, ?Eğer ithalatı önlemek istiyorsak, koyunculuk alternatif olabilir. Tabii, bunun için hayvan ıslahı da önem taşımaktadır? dedi.
Daha sonra açık artırma yoluyla yetiştiricilere yönelik damızlık koç satışına geçildi. Satışlara ülkemizin birçok kentinden gelen çok sayıda yetiştirici katıldı.
İlk damızlık koçu, 4.300 lira ile İzmir´den gelen bir üretici alırken, en yüksek 7.200 liraya koç satıldı.
Haber : Önder Balıkçı