Tarih: 02.12.2012 00:00
Havutça, su kaynaklarının incelenmesini istedi
CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, Güney Marmara bölgesinin su kaynaklarının kirliliğinin Meclis tarafından araştırılmasını istedi.
Havutça`ya 20 CHP Milletvekili imzalarıyla destek verdi.
TBMM Başkanlığı`na verilen araştırma önergesinde Balıkesir, Çanakkale, Bursa illerindeki akarsu ve göllerin kirliliğine dikkat çekildi. Güney Marmara bölgesinin su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetimi konusunda araştırma yapılması istenen önergede, mevcut alanların daha fazla tahrip olmasını önleyici projelerin saptanması, boyutları gittikçe büyüyen kirlenmenin yarattığı tehdidin ve bu tehdidin nasıl giderileceğinin kapsamlı olarak tespit edilmesi gerektiği dile getirildi.
Havutça, önergesinde şu görüşlere yer verdi:
"Güney Marmara bölümü Saros Körfezi ile İzmit Körfezi`nin güneyinde kalan, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Yalova, Bilecik illeri ile İzmit ve Sakarya illerinin bir kısmını kapsayan alandır. Güney Marmara bölgesi akarsu ve göller bakımından zengindir. Bölgenin en önemli akarsuları Susurluk (Simav) Çayı, Gönen Çayı, Biga Çayı, Koca Çay, Havran Çayı, Atnos Çayı, Üzümcü Çayı, Zeytin Çayı, Kirmasti Çayı, Kızıklı Dere, Kara Dere ve Kille Deresi`dir. Susurluk Çayı; Kütahya`nın Şaphane Dağından çıkarak, Bursa`da Nilüfer Çayı ile birleşip Ballıkaya`da Marmara Denizine dökülür. Gönen Çayı; Kaz Dağından çıkarak Kazak, Bakırçay ve Akkayası çaylarını alır ve Erdek Körfezine dökülür. Güney Marmara bölgesinin gölleri İznik, Uluabat, Tabak Gölü ve Manyas Kuş Gölü bu bölümde bulunur.
Manyas-Mürüvvetler Deresi yer altı sularıyla besleniyor
Manyas Kuş Gölü Türkiye`nin altıncı büyük gölüdür. Göl, Manyas Çayı, Sığırcı Deresi, Mürüvvetler Deresi, Dutlu Deresi ve yeraltı suları ile beslenmektedir. Göl`ün çıkısı ise Karadere ile olmaktadır. Göl ve yakın çevresine 1981 yılında 1. Derece Doğal SİT Alanı statüsü verilmiştir. 200`ü aşkın kuş türü ile 23 balık türünün bulunduğu bilinen göldeki Milli Park`a 1975 yılında Avrupa Konseyi`nce A sınıfı diploma verilmiştir. Yöre halkı, tarıma dayalı küçük isletmeler ve fabrikaların yarattığı kirlilikten ötürü oldukça şikayetçidir. 5 Haziran 2012 Dünya Çevre Günü Manyas Gölü`nde toplu balık ölümlerinin yaşanması izleyen günlerde de toplu kuş ölümlerinin yaşanması tehlikenin boyutlarını göstermektedir.
Balya`da kurşun kirliliği dehşet boyutta
Balya`da kurşun kirliliği bölgede dehşet saçan boyuttadır. Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Erdoğan Bayraktar`ın ifadesiyle "vahşice depolanan" atıkların yarattığı kirlilik Kocaçay`a, Maden Deresi`ne ve nihai olarak Manyas Kuş Gölü`ne ulaşmaktadır. Güney Marmara bölgesinin önemli göllerinden Ulubat Gölü`nde Mustafakemalpasa Çayı vasıtasıyla sanayi tesislerinden fosfor yüklü atık sular taşınması ve buna bağlı olarak azalan oksijen miktarı zaman zaman toplu balık ölümlerine yol açmaktadır. Çanakkale-Balıkesir kesimindeki önemli akarsulardan olan Gönen Çayı, Gönen sonrasında organik madde, azot ve oksijen parametreleri açısından kirli ya da çok kirli su sınıfında yer almaktadır. Biga Çayı`nda ise Biga öncesinde su kalitesi bilinmemektedir. Biga sonrasında ise Marmara Denizi girişinde kimyasal oksijen ihtiyacı ikinci sınıf, biyolojik oksijen ihtiyacı üçüncü sınıf değerlere düşmektedir.
Çanakkale`nin Umurbey Çayı ve Sarıçay kurşun-çinko yatakları ve işleme tesislerinin bulunması ayrıca değerlendirilmelidir. Önemli diğer bir sorun Bursa-İznik Gölü`ndeki kirlenmedir. İznik Gölü`nü besleyen dereler ve gölü Marmara Denizi`ne bağlayan Gölayağı organik madde, azot ve fosfor açısından çok kirlenmiş vaziyettedir.
Türkiye`de, son 40 yılda 1 milyon 300 bin hektar sulak alan kuruma ve kirlenme gibi nedenlerle ekolojik ve ekonomik işlevini yitirmiştir. İzlenen yanlış yönetim ve kullanım uygulamalarına küresel iklim değişikliğinin etkileri de eklenince ülkemizde bulunan yaklaşık 1,2 milyon hektar sulak alanın geleceğinin güvende olduğu söylemek oldukça zordur. Bu korkunç tablo hayati öneme sahip su potansiyelimizin tehdit etmektedir. Özellikle Güney Marmara bölgemiz tarımsal üretimin yanı sıra tarıma dayalı sanayi ve sanayinin diğer kollarında yoğun bir gelişme yaşamaktadır. Beraberinde kentleşme ve nüfus artışı önemli ölçüde evsel atık su yüzey sularının ve yeraltı sularının kirlenmesine yol açmakta ve kalitesini tehdit etmektedir. Güney Marmara bölgesinin su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetimi konusunda, mevcut alanların daha fazla tahrip olmasını önleyici projelerin saptanması, boyutları gittikçe büyüyen kirlenmenin yarattığı tehdidin ve bu tehdidin nasıl giderileceğinin kapsamlı olarak araştırılması için Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ederiz."
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —