Açıklamasında; “Dünya Sağlık Örgütü; hipertansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere obezite, diyabet ve bazı kanser türlerinden korunmak ve kemik sağlığını olumsuz etkilememek amacıyla günlük olarak tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gram olarak önermektedir” ifadelerine yer veren Uzm. Dr. Keskin, devamında şunları kaydetti: “Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması, 2017 çalışmasına göre ülkemizde günlük kişi başı tuz tüketiminin 10.2 g/gün olduğu saptanmıştır. Bu değer Dünya Sağlık Örgütü’ nün önerdiği günlük tüketim miktarının iki katıdır. Fazla tuz tüketimi yüksek kan basıncına neden olmaktadır. Yüksek kan basıncı ise ülkemizde ölümlerin en önemli nedeni olan kalp hastalıklarının önde gelen risk faktörüdür. Bununla birlikte aşırı tuz tüketiminin mide kanseri, kemik erimesi, böbrek hastalıklarının gelişimiyle de yakından ilişkili olduğu belirlenmiştir. Fazla tuz tüketimi idrarla kalsiyum atılmasını arttırarak kemiklerden kalsiyum kaybına neden olmakta ve bu durum erken yaşta kemik erimelerine yol açmaktadır. Böylelikle kişilerin yaşam kaliteleri düşmektedir. Tuz tüketimini azaltmak için; Lezzetine bakılmadan yemeklere tuz eklenmemelidir, daima taze ve aşırı tuz içermeyen besinler tercih edilmelidir, satın alınan hazır ürünlerin etiketleri mutlaka okunmalıdır. Tuzsuz ya da tuzu azaltılmış besinler tercih edilmelidir, masada tuz kullanılmamalıdır, baharat ve maydanoz, nane, kekik, dereotu, rezene, fesleğen gibi aroma sağlayıcılar tuz yerine tercih edilmelidir, turşu, ketçap, hardal, soya sosu vb. yiyeceklerin tuz içeriği çok fazladır. Bu besinlerden uzak durulmalı ya da az ve seyrek tüketilmelidir, bol su içilmelidir. Su genelde az sodyum içerir. Şişe suları ve maden sularının sodyum içeriği etiketinden kontrol edilmelidir. Günlük kişi başı tuz tüketimi 5 gramı geçmemelidir. Bu miktar ise takriben bir çay kaşığına tekabül etmektedir.”
Haber Merkezi