Tarih: 10.07.2020 14:56

İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına Saadet Partisi´de katıldı

Facebook Twitter Linked-in

Saadet Partisi Balıkesir İl Başkanı Abdülkadir Durmaz, son günlerde tartışılan İstanbul Sözleşmesi ile partisinin görüşlerini paylaştı.
Durmaz yaptığı açıklamada, ?Aileyi korumak geleceğimizi korumaktır. Sadece İstanbul Sözleşmesi değil ilgili yasalar da değişmeli? dedi. 

Son günlerde kamuoyunda İstanbul Sözleşmesi üzerinden bir tartışma yürütüldüğüne dikkat çeken Saadet Partisi Balıkesir İl Başkanı Abdülkadir Durmaz, ?İlgili sözleşme ve onu destekleyen yasal düzenlemelerin Türk toplumunun aile yapısına uygun olmadığı farklı kesimlerce dile getirilmektedir. Konu ile ilgili Saadet Partisi olarak elbette söyleyecek çok sözümüz var? diye konuştu.
Durmaz, açıklamasında şunları kaydetti: ?Her şeyden evvel böylesi yanlış yasal düzenlemelerin toplumumuza kültürümüze taban tabana zıt uygulamaların varlığını kabul etmemiz mümkün değildir. Sevindirici olan gelişme Saadet Partisi olarak uzun zamandır gündeme getirdiğimiz bu konunun kamuoyunda geniş yankı uyandırmasıdır. Üzücü olan ise iktidarıyla muhalefetiyle TBMM´de bulunan partilerin oy birliğiyle bu yasal düzenlemelere geçmişte destek vermiş olmasıdır. Şimdi artık vakit yanlıştan dönme vaktidir. Zira bu milletin bu toplumun büyük çoğunluğu böylesi sapkınlıklara ve yanlış uygulamalara onay vermezken bu ülkenin siyasi partileri nasıl olur da bu yanlışa düşerler diye sormadan edemiyoruz. Öte yandan biz ne zaman İstanbul Sözleşmesi ya da 6284 sayılı Kanun´a ilişkin yanlışları dile getirsek kadına şiddet ya da pedofili suçları gündeme getirilerek ?ne yani bu suçları mı destekliyorsunuz? diyerek konu hep çıkmaza götürülmektedir. Bu vesileyle uyarmak isteriz ki, eğer bir insan kadına şiddet uyguluyorsa bilinmelidir ki o kişi erkeğe de, küçüğüne de büyüne de, bitkiye de, hayvana da şiddet uyguluyordur. Yani şiddeti kadın ile sınırlı değildir. Kaldı ki şiddet yalnızca erkekten değil kadından da gelebilir. Onun için mesele topyekün şiddeti engellemektir. Mesele insanları şiddete yönelten sebepleri ortadan kaldırmaktır. Yoksa şiddete cinsiyet gömleği giydirmek olsa olsa bu ülkeyi birbirine düşman edecek emperyalistlerin tuzağına düşmek demektir.
Nitekim kadına şiddeti engelleyeceğiz diye binlerce aileyi birbirinden ayırmanın, kadınları kocalarının iki dudağı arasına bırakmanın, kadın beyanını esas haline getirmenin sorunu artırdığı, azaltmadığı net bir şekilde ortadadır. Dolayısıyla kadınları erkeklere düşman ederek yol alınmayacağı görülmelidir. Feminizm sığlığından uzaklaşılmalıdır. Bununla birlikte yalnızca karı-koca ilişkilerine müdahale ile sınırlı kalmayıp aynı zamanda cinsiyetsizleştirme projeleriyle de aile yapımıza açıktan bir saldırı olduğunu görmekteyiz. Homoseksüelliği normal bir şeymiş gibi lanse ederek, özgürlük kılıfı altında gençlerimizi sapkınlıklara yöneltmek istemektedirler. Bilimsel olarak psikolojik bir hastalık olarak tespit edildiği halde sanki ?yönelim? gibi şirinleştirilmesi aldatmacalarına kanacak değiliz elbette. Allah insanı bir dişiden ve erkekten yarattığı halde sanki üçüncü bir seçenek varmış gibi gösterilmesini ve buna göz yumulmasının da demokratlık gibi lanse edilmesini kabul etmek mümkün değildir. Biz silah ile işgal edemedikleri şu güzel vatanımızı kültürel işgale yeltenen emperyalistlerin oyunlarına alet olamayız. Tarihin şerefli milleti olan aziz milletimizi aslından, neslinden, dininden, kültüründen koparmak isteyenlere sessiz kalacak da değiliz. Nasıl ekonomiyi, savunma sanayimizi, dış politikamızı yakından takip ediyorsak ve iktidarın doğrularını alkışlayıp yanlışlarına dikkat çekiyorsak bu konuda da aynı duyarlılığı gösteriyoruz. Güçlü ülke olmak için güçlü toplum olmak gerekir. Toplumu güçlü hale getiren de o toplumun geçmişinden aldığı güçle geleceğe yönelmesidir. Biz bin yıldır bu topraklarda güçlü aile yapımızla ahlakımızla kültürümüzle ayakta kaldık. Erbakan Hocamızın da belirttiği gibi bir milletin asıl gücü tankı topu tüfeği değil imanlı inançlı evlatlarıdır.
Irkçı emperyalistler şimdi bizim bu imanlı inançlı gençliğimizi nasıl olur da değerlerinden uzaklaştırırız diye durmadan plan yapıyor. İşte bu İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun böyle bir arka plana sahiptir. Buradan tüm siyasi partilere Saadet Partisi teşkilatı olarak sesleniyoruz ve diyoruz ki, milletimizin ortak değerlerine karşı yapılan bu sinsi saldırılara sessiz kalmayalım. Onun için başta AK Parti hükümetini ve Erdoğan´ı açıkça uyarıyoruz. 18 yıldır düştüğünüz şu yanlışlardan bir an evvel vazgeçin. İstanbul Sözleşmesi ama özellikle de 6284 sayılı yasayı acilen iptal edin. Edin ki, bari bir kez olsun bu millete olan vazifenizi yerine getirin. Aynı şekilde ilgili yasal düzenlemelere karşı kayıtsız kalan muhalefet partilerini de ailemizi koruma konusunda duyarlı olmaya davet ediyoruz. Aile bizim geleceğimizdir, geleceğimize sahip çıkmak en önemli vazifemizdir.?
Haber Merkezi




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —