Bugün, 26 Kasım 2024 Salı

İyi bir eğitim Alzheimer Hastalığı´ndan koruyor

İyi bir eğitim Alzheimer Hastalığı´ndan koruyor

Beynin düşünme, hafıza ve dil bölümlerini etkileyen Alzheimer hastalığını İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hakan Gürvit değerlendirdi.

Beynin düşünme, hafıza ve dil bölümlerini etkileyen Alzheimer hastalığını İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hakan Gürvit değerlendirdi.
Alzheimer hastalığını beyin hücre ölümü ve unutkanlıkla başlayan, zamanla beynin birçok alanının işlevini kaybettiği bir hastalık olarak tanımlayan Prof. Dr. Gürvit, Alzheimer hastalığının nörodejeneratif hastalıklar arasında en sık görüleni olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Gürvit, Alzheimer hastalığının kişinin günlük yaşamını eskisi gibi sürdürmesini engelleyen, ilerleyici, kronik bir beyin hastalığı olduğunu belirterek, ?Alzheimer hastalığı beyni sağlı sollu istila etmeye devam ettikçe sol tarafa ilişkin dil bozuklukları, nesne adlandırma bozuklukları; sağ tarafa ilişkin coğrafi oryantasyon bozuklukları, dış mekanda ve bilinmedik mekanlarda dolaşamama gibi belirtiler kendini gösteriyor? şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Gürvit, ?Halk arasında bunama olarak da anılan Alzheimer, aslında ilerleyici bir hastalık. Alzheimer başlangıçtaki belirtileriyle kalmıyor. Birden fazla zihinsel işlev bozulduğu zaman artık Alzheimer demansından yani halk arasında bunama denilen tanıdan söz ediyoruz. Bununla birlikte artık hastalığı çok erken dönemde tanımak mümkün. Fakat çok yakın tarihe kadar, ortalama 8-10 yıl öncesine kadar sadece klinik tanı koyulabiliyordu. Günümüzde laboratuvar yöntemleri sayesinde çok erken evrelerde hatta hiç belirti vermemiş fakat risk altındaki bireylerde bile hastalığı tanımak mümkün.? dedi.
Birtakım genetik ve çevresel faktörlerin karmaşık bir etkileşimi olan Alzheimer hastalığının ortaya çıkmasında, çevresel faktörlerin genetik mutasyonlardan daha etkili bir orana sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Gürvit, ?Çevresel faktörlere bakıldığında kalbe zararlı olan şeylerin beyne de zararlı olduğu görülmektedir. Kalbe zararlı olan şeylere bakıldığında ise hipertansiyon ve diyabetin aynı zamanda Alzheimer hastalığı için de risk faktörleri olduğu görülmektedir. Bu durumda özellikle hipertansiyona ve diyabete sahipseniz dikkatle ve özenle risk faktörlerini takip etmek durumunda olmalısınız.? dedi.
Prof. Dr. Gürvit, bazı risk faktörlerinin ise değiştirilemez olduğunu belirterek, ?Söz gelimi kadın olmak erkek olmaya göre daha riskli bir durum. Her şeyden önce bilinmesi gerekir ki östrojen beyinde olumlu bir etkiye sahip. Ancak kadınlar menopoz döneminin ardından östrojenlerini yitiriyorlar. Erkeklerde ise testesteronlar östrojene çevrilip ömür boyu beyinde kullanılabiliyor. Diğer yandan kadınların yaşam süresi erkeklere göre daha uzun. Dolayısıyla kadınların uzun ömürleri içinde hastalığa yakalanma ihtimalleri daha fazla oluyor. Tüm bunlara ek olarak, şuur kayıplı bir kafa tramvası Alzheimer hastalığı için bir risk faktörüdür. Risklerin bir kısmı ise günlük yaşam içerisinde azaltılabilir. Söz gelimi motosiklet kullanıcıları ve boksörler kafa travması riskinden korunmak için kask kullanabilir? ifadelerinde bulundu.
Alzheimer hastalığından korunmanın risk faktörleri konusunda farkındalık ile sağlanabileceğini ifade eden Prof. Dr. Gürvit, ?Bu hastalık başlıca bir yaşlılık hastalığıdır ve burada temel belirleyici olan da yaşlılıktaki yaşam tarzıdır. Bedenin ve zihnin aktif tutulduğu bir yaşlanmanın hastalık için koruyucu olduğunu biliyoruz. Bunun yanında iyi bir eğitimin de Alzheimer hastalığı için bir koruyucu olduğu bilinmektedir. Bütün kültürlerde düşük eğitim ve sosyal izolasyon bir risk faktörüdür. Bunun için özellikle yaşlı nüfus mümkün olduğunca aktif bir emeklilik yaşamına katılmalı ve yaşlılık yaşamını teşvik edecek birtakım toplumsal önlemler, korunma yolları faaliyete geçirilmelidir. Yapılan bir çalışmada, Kaliforniya´da düzenli yürüyüş yapan yaşlıların evlerinde oturan yaşlılara kıyasla çok daha az hastalık riski taşıdığı ortaya çıktı. Dolayısıyla basit yürüyüşler bile Alzheimer hastalığından korunma yolunda atılmış adımlardır. Sosyal etkileşim, dost ahbap görüşmeleri de başlıca önlemler arasındadır. Örneğin; edinilmiş hobilerin ısrarla sürdürülmesi, hanımların el işlerini bırakmamaları, mutfak işlerini ısrarla sürdürmeleri gibi şeyler koruma listesine eklenebilecek son derece basit önlemlerdir.? dedi.
Türkiye´deki en gelişmiş araştırma merkezinin İÜ İstanbul Tıp Fakültesi´nde bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Gürvit, ?Tevazu göstermeden söyleyebilirim ki, ülkenin en gelişmiş araştırma merkezi bizim üniversitemizdedir. İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı içinde bir alt birim olan Davranış Nörolojisi ve Hareket Bozuklukları birimi genel olarak nörodejeneratif hastalıklar, bunlar içinde de en sık görülen Alzheimer ve parsinkon hastalığı ile uğraşıyor. Yöneticiliğini yaptığım bu birimde interdisipliner çalışmak gerekiyor.? diye konuştu.
Haber Merkezi



  • Salı 8.8 ° / 1.8 ° Güneşli
  • Çarşamba 11.6 ° / 0.9 ° Güneşli
  • Perşembe 11.8 ° / 4 ° Güneşli