Bugün, 22 Kasım 2024 Cuma

Kapıdağ Platformu’ndan “Marmara Bütünleşik Strateji Planı”na bakış

Kapıdağ Platformu’ndan “Marmara Bütünleşik Strateji Planı”na bakış

Kapıdağ Dayanışma Platformu Sözcüsü İsa Cem Sezer, beraberinde Kadir Dadan, Önder Yücel ve Erdek Belediyesi Meclis Üyesi Hasan Yapakçı ile birlikte gazetemizi ziyaret etti.

Kapıdağ Dayanışma Platformu Sözcüsü İsa Cem Sezer, beraberinde Kadir Dadan, Önder Yücel ve Erdek Belediyesi Meclis Üyesi Hasan Yapakçı ile birlikte gazetemizi ziyaret etti. 
Ziyarette; Kapıdağ Dayanışma Platformu Sözcüsü İsa Cem Sezer, gazetemiz temsilcisine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca hazırlanan ‘Marmara Bütünleşik Strateji Planı’ üzerinde platform olarak yaptıkları çalışmaları paylaştı. 
Kapıdağ Dayanışma Platformu Sözcüsü İsa Cem Sezer, geçen yıl Marmara Denizi’nde büyük bir ekolojik yıkıma yol açan müsilajın önlenmesine yönelik çalışmalar çerçevesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan Marmara Denizi Bütünleşik Strateji Planı’nın (2021-2024) geçtiğimiz aylarda yayınlandığını hatırlatarak, platform olarak planın genelinin yanı sıra bölgemize ilişkin belirledikleri önerileri kamuoyunun dikkatine sunmak amacıyla rapor hazırladıklarını söyledi. 
Raporda yer verdikleri önerileri 5 ana başlıkta ele aldıklarını belirten Sezer, bu 5 başlığı; Atıksu Arıtma Tesisleri, Sanayi Kaynaklı Kirlilik, Balıkçılık ve Midye Çiftlikleri, Yapılaşma Yasakları ve Plan Geneli olarak açıkladı. 
İşte! Kapıdağ Dayanışma Platformu tarafından kamuoyuna duyurulmak üzere hazırlanan rapor:                        
ATIKSU ARITMA TESİSLERİ STRATEJİ PLANI DİYOR Kİ:
 "Bandırma ve Erdek Körfezlerinin atık suları ön arıtım sonrasında derin deniz deşarjı (DDD) ile uzaklaştırılmaktadır. Körfezlerin atık sularının ileri arıtımla arıtılması önerilmektedir." 
ERDEK: Kanalizasyon şebekesinin yetersizliği ve atıksu arıtma tesisinin olmayışı Erdek'in temel sorunlarından biridir. Bu sorunun çözümünün yıllardır ihmal edilmesi turizm ile geçinen bir yerleşim olarak Erdek ekonomisine büyük zarar vermiştir. Şu anda inşaatının % 10'u tamamlanan atıksu arıtma tesisi 62750 kişi kapasiteli olup, yazın Erdek'te oluşan nüfus artışını karşılamaktan uzak görünümdedir. Doğalgaz kullanımının yaygınlaşması ile yerleşik nüfusun artacağı da dikkate alındığında tesis tamamlandığı tarihte bile yetersiz duruma düşecektir. Şu anda şebeke inşaatı nedeniyle tüm şehir toz duman altındadır ve yaklaşan turizm sezonu büyük bir kaosun işaretini vermektedir. Planlamada ciddi bir gözden geçirmeye gereksinim vardır. İşlerde ve ödemelerde öncelik kanalizasyon şebeke inşaatına verilerek bir an önce şehir sokakları normale döndürülmelidir. 
BANDIRMA: 1/100000 Balıkesir Çanakkale Çevre düzeni planında Bandırma kentsel alanı neredeyse iki katına çıkacak şekilde genişletilmiştir. Bandırma'da planlanan atıksu arıtma tesisi de 173.000 kişi kapasiteli olup, tamamlandığında Bandırma'nın artan nüfusunun gereksinimini karşılayamayacaktır. Keza yeni sanayi alanları kurulmasına yönelik idari işlemler sürmektedir. Eğer sanayileşme alanlarına ilişkin genişletilmelerden vazgeçilmezse, Bandırma hem içme ve kullanma suyu temininde, hem de atıksu arıtmasında şu andaki planlamaları anlamsız bırakacak karanlık bir geleceğe savrulacaktır. Bu nedenle sanayi alanlarının genişletilmesine yönelik çabalar sonlandırılmalı, kentsel alan genişlemeleri de düşük yoğunluklu yapılaşma ile sınırlandırılmalıdır. 
SANAYİ KAYNAKLI KİRLİLİK STRATEJİ PLANI DİYOR Kİ:
"Bandırma'da bulunan BAGFAŞ ve Sülfirik asit tesisleri, körfez üzerindeki en ciddi baskı unsurlarıdır (Balıkesir İÇDR, 2019). Yüksek fosfat kirliliğinin, körfezdeki gübre fabrikasından kaynaklı olduğu söylenebilir. Fosforlu bileşikler her mevsimde MRM04 (Bandırma Körfezi) istasyonunda en yüksek seviyede ölçülmüş olup, bu durum sanayi ve evsel baskıların sürekli varlığını işaret etmektedir." 
Planın kendisi başka bir suç duyurusuna gerek kalmayacak açıklıkta Bandırma Körfezinin kirliliğinin baş sorumlusunu işaret etmektedir. Üretiminin büyük bölümü taahhütlü ihracat olan, dolayısıyla başka ülkelerin tarımının desteklenmesinin garantisi için kendi ülkesinin havasını, suyunu, topraklarını, denizlerini feda etmekten çekinmeyen, bu konuda  defalarca ceza alan, müsilaj yaygınlaşması sonrası geçtiğimiz yıl yapılan denetimlerde kapatma kararı alınan ancak Nitrojen tankının dolu olmasının tehlikeli olduğu gerekçe gösterilerek işletilmesine izin verilen BAGFAŞ, kural ve ahlak tanımaz sanayileşme bataklığının çarpıcı bir örneğidir. BAGFAŞ çalışmaya devam ettikçe, Marmara Denizi’nin korunacağına dair söylenen her söz, kim söylerse söylesin kocaman bir yalandır. BAGFAŞ, çevre kirliliği için bir günah keçisi değil, günahın ta kendisidir. Onun çalışmasına izin verenler, bu günahın ortağıdır. Dolayısıyla BAGFAŞ bir daha açılmamak üzere derhal kapatılmalıdır. İşsiz kalacak emekçilere kıdem tazminatları ve işsizlik maaşları ödenmeli, 6 ay içerisinde tarım, orman ve hayvancılık sektöründe kamu kuruluşlarında istihdamları sağlanmalıdır. Diğer sanayi kirleticileri olarak Sülfirik asit fabrikası, ETİBOR maden tesisleri ve Liman işletmesi de denetime tabi tutulmalı ve bu denetimlerin sonuçları kamuoyuna duyurulmalıdır. 
BALIKÇILIK VE MİDYE ÇİFTLİKLERİ STRATEJİ PLANI DİYOR Kİ:
"Erdek Körfezi içerisine Biga ve Gönen nehirleri dökülmektedir. Balıkçılık açısından Erdek Körfezi önemli bir alandır ve ticari balık türleri tarafından üreme ve yuvalama alanı olarak kullanılmaktadır. Körfezin kuzeyindeki Paşalimanı Adası, Marmara Denizi'nde deniz çayırı Posidonia oceanica'nın görüldüğü tek alandır. Baskılara karşı hassas tür olan bu türün kaybolmaması ve örtü alanının büyümesi açısından baskıların azaltılması önemlidir." 
Bu bilgiler ışığında Marmara Denizi kıyı su kütlelerinin ekolojik durumu hakkındaki değerlendirmeler ve sonuçlar harita olarak Şekil 2.7'de yer almaktadır. Buna göre; 2019 yılında, Kapıdağ-Adalar ve Erdek Körfezi (MRM05 ve MRM06), Çanakkale-Şarköy kıyıları (MRM07 ve MRM08) "iyi" seviyede değerlendirilmiştir. İzmit İç Körfez ve Gemlik iç Körfez ise "kötü" kalitede bulunmuştur. Tekirdağ, İstanbul Anadolu yakasının bir kısmı, Bursa, Yalova, Susurluk ve Balıkesir'in bir bölümünü temsil eden SYB'lerin (MRM01, MRM02, MRM03, MRM09, MRM14, MRM18, MRM19) durumu "orta" kaliteyi, İstanbul ve Kocaeli'ni temsil eden SYB'lerin (MRM10, MRM11, MRM13, MRM14, MRM17) ve Bandırma Körfezi (MRM04)'nin durumu ise "zayıf" kaliteyi göstermektedir. MRM21 de tek ölçümünde "zayıf" kalite olarak değerlendirilmiştir. Erdek körfezinin ülke balıkçılığı için önemi büyüktür ve strateji planı da bu önemin altını çizmektedir. Platformumuz da daha önceki yıllarda Erdek körfezinde gırgır ve trolle yapılan endüstriyel balıkçılığa yasak getirilmesini, sadece küçük teknelerle kıyı balıkçılığına izin verilmesini defalarca dile getirmiştir. Müsilaj sorunu, kural tanımaksızın yapılan balıkçılığın, balıkçılarının kendi geleceklerini yok ettikleri gerçeğini su yüzüne çıkarmıştır. Bu çerçevede Erdek körfezinde Karabiga - Avşa Adası  - Marmara Adası - İlhanköy hattının doğusunda kalan bütün alan, balık üremesi için koruma alanı olarak ilan edilerek endüstriyel balıkçılığa yasaklanmalı, Çanakkale’nin Biga, Balıkesir'in Gönen, Bandırma, Erdek ve Marmara ilçelerinde kayıtlı su kooperatiflerinin üyelerine de yasak boyunca doğrudan gelir desteği verilmelidir.  Erdek körfezinde kurulması planlanan 29 midye çiftliği de, ekosistemin dengesini bozacak büyüklükte endüstriyel bir faaliyettir. Bu girişimlere engel olunmalı, Marmara ekosisteminin yaşam damarı olarak Erdek körfezi tam koruma altına alınmalıdır. 
YAPILAŞMA VE ENERJİ YAPILAŞMA YASAĞI:
"Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde 19 Ekim 1989 tarihli ve 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) hükümlerinin uygulanacağı belirtilen karara göre, İstanbul'un Adalar ilçesi (Prens Adaları) ile Balıkesir'in Erdek ve Marmara ilçeleri sınırlarındaki mevcut her ölçekteki plan, plan kararları ve projeler konusunda söz konusu KHK hükümlerine göre yapılacak değerlendirme sonuçlanıncaya kadar herhangi bir uygulama yapılamayacak. Belirlenen bölgede mevzuat hükümlerine göre çevrenin araştırılması, korunması ve izlenmesine ilişkin belirlenecek usul ve esaslar ile bunların yansıtıldığı planlar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca hazırlanacak ve onaylanacak. Söz konusu usul ve esaslar çerçevesinde bölgedeki faaliyetlerle ilgili tedbirlerin alınması, kontrolü ve izlenmesi yetkisi de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına ait olacak. Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde bu kararın yayımı tarihinden önce onaylı planlarına veya mevzuata uygun olarak ruhsatı alınmış ve inşaatı su basman seviyesinde tamamlanmış yapıların inşaatına ruhsat ve eklerine göre devam edilecek. Bölgede noktasal ve/veya yayılı olarak atık su deşarjları, debisine bakılmaksızın deşarj standartları sağlanarak yapılacak." 
Müsilajın ortaya çıkmasının ardından Cumhurbaşkanlığı tarafından çıkarılan bir kararname ile müsilaj gerekçe gösterilerek 3 ilçede yapılaşma yasağı getirilmiştir. Bu 3 ilçenin yüzölçümü toplam 332 km2 olup, Marmara çevresindeki illerin yüzölçümlerinin yüzde birinden azdır. Toplam yerleşik nüfusları ise 60 binin altındadır ki, Marmara çevresindeki illerin nüfusunun binde ikisi kadardır. Bu kararname ile müsilajın suçu bu ilçelerde yaşayanlara atılmakta, geri kalan % 99 adeta aklanmaktadır. Üstelik imar planları da dondurulmaktadır ki, Cumhuriyet kurulduğundan beri henüz imar planı yapılmamış olan Paşalimanı Adası’nda yaşayanlar, kaçak yapılaşma tercihine zorlanmaktadır. Daha önce çıkarılan imar affıyla ülke genelinde 13 milyon kaçak yapıya kullanım izni verilmiştir ki bunun yarısından fazlası Marmara Denizi’ne komşu ilçelerdedir. Şüphesiz ki Marmara Denizi etrafında yapılaşma durdurulmalıdır. Hatta bu yapılaşma sınırlaması sadece konut ile kalmamalı, sanayi alanlarını da içermelidir. Bir yandan % 1 bile olmayan ilçelere yapılaşma yasağı, öte yandan Kanal İstanbul projesinde ısrar edilmesi, "bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" denilecek türden bir değerlendirmeyi hak etmektedir. Keza; Kapıdağ özelinde yeni enerji üretim ve nakil altyapıları geliştirilmesi, Erdek ve Marmara ilçelerine getirilen yapılaşma yasağı ile de çelişmektedir. TEİAŞ (Türkiye Elektrik İletim A.Ş.) tarafından Kapıdağ da mevcut 154 kV luk enerji nakil hattın paralelinde 154 kV luk Enerji Nakil Hattı daha çekilmektedir.Enerji Nakil Hattı’nın Başlama noktası Edincik RES olup Narlı Trafo merkezine bağlanacaktır. Geçiş güzergahı Aşağıyapıcı – Kyzikos Sit Alanı, Hamamlı, Erdek Merkez (Atatürk Mah ve Halitpaşa Mah) Ocaklar Mahallesi ve Narlı Mahallesidir. Enerji Nakil Hattı uzunluğu 30 km olup 1 500 000 m2 irtifak hakkı tesis edilecektir. 1 500 000 m2 lik alanda (Enerji Nakil Hattının altında 50 m genişlikte) yer alan ağaçların kesilmesine başlanılmıştır. TEİAŞ 154 kV hattın yapılmasına gerekçe olarak Erdek ilçesi, Marmara ilçesi, Marmara Adası mermer işletmeleri, Paşalimanı Adası, Ekinlik adası için güvenli elektrik arzının sağlanamamasını göstermektedir. Hatta ikici hattın yapılmasını zorunluluk olarak göstermektedir. Güney Marmara Kalkınma Ajansı’nın Erdek ve Marmara Adası ile ilgili öngörülerde (planlamalarında) 2040 yılına kadar mevcut durumda kayda değer değişme olmayacağıdır. Bu nedenle hali hazırda TEİAŞ’ın 154 kV ile bağlantılı olan UEDAŞ’ın 34 kV lık enerji nakil hatları bölgenin ihtiyacını karşılamaktadır. TEAİŞ ın ikinci 154 kV lık Enerji Nakil Hattı yapmasının muhtemel nedeni Kapıdağ’da yeni RES lerin kurulmasıdır. EPDK’nun yenilenebilir enerji mevzuatına göre önce üretilecek elektriğin ulusal elektrik hattına bağlamak için enerji nakil sisteminin hazır olması gereklidir. Şu an yapımı devam eden 154 kV enerji nakil hattı Kapıdağ’da yeni RES’lerin kurulmasına imkan sağlayacaktır. Kapıdağ’ın RES kapasitesi yaklaşık 1000 megawatt mertebesinde olup yaklaşık 170 adet RES türbini kurulabilir anlamındadır. Hali hazırda Kesikdağ, Klepsi tepelerinde kurulu 18 adedi Fernas şirketine + 2 adedi Babadağ AŞ (Gama şirketine) ait 20 adet RES türbini için açılan servis yolları nedeni ile Kapıdağ doğal hayatına ve kayın ormanlarına verdiği zarar göz önüne alındığında 170 adet RES kurulması halinde Kapıdağ doğal hayatına ve ormanlarına verilecek hasarın büyüklüğü öngörülebilir. 
PLAN GENELİ 
Marmara bölgesinin bütünleşik bir strateji planına gereksinim duyduğu açıktır. Ancak o stratejinin bağlı olacağı politikalar ortada yoktur.  Daha da önemlisi bu politikalar, tepeden inme belirlenmeye kalkılırsa sonuç alması mümkün olmayan göstermelik nitelikte olacaktır. Bölgenin ekolojisinin kaldırabileceği nüfus nedir? Yaklaşan büyük Marmara depreminin ülke ekonomisine getireceği yıkıcı etkisine karşı hangi önlemler alınacaktır? Hangi sanayi kuruluşları Marmara için elzemdir, hangileri başka bir bölgeye kurulabilir? Marmara'da balıkçılığa ilişkin gelecek nedir?  İç denizin korunmasına yönelik gemi trafiğinin kontrolüne ilişkin önlemler nelerdir? Şimdiye kadar yapılan planlamaların uygulamalarının sonuçları ve etkileri nelerdir? İç ve dış göçü, deprem riskini, uluslararası kara ve deniz taşımacılığının trafiğini, sanayinin mutlak yerleşim gereksinimlerini, bölgesel gelişmişlik farklılıklarını, gelir adaletsizliğini ele almayan planlamalar sadece bir bölgenin değil tüm ülkenin kaderini etkileyecek önemdedir.  Marmara Denizi’nin gereksinim duyduğu politikalar  öncelikle yerel yönetimleri, sivil toplum kuruluşlarını, üniversiteleri ve tüm siyasi partileri içine alacak bir geniş tartışma ile devletin olduğu kadar milletin de gereksinimleri dikkate alınarak, bölgenin ekolojik gerçekliklerine uygun olacak şekilde belirlenmeli ve strateji planları bu politikalara göre hazırlanmalıdır. " 
Haber Merkezi



  • Cuma 21.4 ° / 10.8 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 16.5 ° / 1 ° Şiddetli yağmurlu
  • Pazar 7.6 ° / 0.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı