Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Yakup Karaca, kurum olarak fırsat buldukça gazetecilerin bu BİK Tatil Köyü´nün ziyaret etmelerini arzuladıklarını, sadece dinlenmek değil, bugün olduğu gibi eğitim programlarına da katılmalarında yarar gördüklerini söyledi.
Yeni İlan Yönetmeliği reform niteliğinde
Karaca, bu eğitim programında iki temel konunu ön plana çıkacağını ifade ederek ?Birinci konu olarak 1 Ocak 2017´de yürürlüğe giren İlan Yönetmeliğimiz. Bu yönetmelik bir reform niteliğinde. Hem geçmişe ait artık uygulama kabiliyeti olmayan hükümleri içeren maddelerin tasfiye edildiği yerlerine tedavülde olan dilin tercih edildiği ve kolay anlaşılır bir yönetmelik olması ve en önemlisi de gazetelerimizin bilhassa çok sık sözünü ettiğimiz dijitalleşmenin önünü açacak bir takım görev alanları ortaya koyması bakımından dikkat çekiyor´ dedi.
Tüm sektörlerde olduğu gibi dijitalleşmenin önlenemez bir biçimde artık her alanda kendini hissettirdiğini söyleyen Karaca, ?Dünyada olduğu gibi ülkemizde de ister ticari olsun ister üretim olsun herkes dijitalleşmeden bahsetmektedir. Dijitalleşmenin olumsuzlukları da konuşuluyor ancak iki önemli sonucu da var. Bunlardan biri her şeyden tasarruf imkânı vermesidir. Gazetecilik söz konusu olduğunda, dijital medya denilen bir oluşum kendini dünyada kabul ettirmiş durumdadır. Başında mali tasarruf geliyor. 8/16 sayfalık bir basılı nüshanın üretiminden dağıtımına kadar olan masraflarını ortaya koyup bir analiz yaptığınızda bunun yaklaşık yüzde 10´luk kısmıyla dijital nüsha meydana getirebilirsiniz´ dedi.
Dijitalleşmenin en önemli artısı maliyeti düşürmesi
Sonuç olarak basında da dijitalleşmenin maliyetleri düşürdüğünün altını önemle çizen Genel Müdür Karaca, gazete sahiplerinin bu konuyu dikkatle gündeme almaları gerektiğini söyledi.
Şu anda gazetecilikle ilgili masrafları sıraladıklarında bunun başında personel giderlerinin geldiğini belirten Karaca ?Gazete kağıdından, mürekkebinden dağıtımına kadar hepsini üst üste koyduğunda dijital yayıncılığın yüzde 10 nispetinde daha düşük olabileceğini söyledim. Biz dijitalleşmenin en önemli sonucu olarak maliyeti düşürdüğünü söylüyoruz. Daha geniş bir ifadeyle Osmanlı İmparatorluğu´nun tasfiye olmasının sebeplerinden biri de teknolojik gelişmeleri takip edip uygulayamaması ve rakiplerinin gerisinde kalması olmuştur´ dedi.
Dijital gazeteciliğin özüne bakıldığında bilinen gazeteciliğe göre farkının az olduğunu söyleyebilmenin mümkün olduğunu belirten Karaca ?Sadece yaptığımız işin modeli değişiyor. Yine köşe yazıları, özgün içerikler, haber yorumlar dijital ortamda da olacak. Sadece işin yapılış tarzı ve modeli değişecek. Sonuç olarak gazetecilik ölmeyecek. Gazetecilik ölüyorsa toplum, ülke ölüyor demektir. Siz her durumda gazetecilik yapın. Basit olsun ama size ait içerik olsun. Bulunduğunuz mahalleden de haberler olsun´ yorumunda bulundu.
Sektörün içinden doğan Basın İlan Kurumu olarak dijitalleşme karşında ne yapabiliriz sorusu karşısında arayışlar içerisinde olduklarını da dile getiren Karaca, BİK olarak neler yaptıklarını ise şöyle anlattı;
Yönetmeliğimizde gazetelerin internet sitesi bulunması zorunluluğu getirdik. Ancak bunun sizlere bir maliyeti de olacağını da göz önünde bulundurarak ek gösterge veriyoruz. Sitelerin hem görsel hem de donanım bakımından istenilen seviyede olmaları için yine KOSGEB ile ortak proje geliştirdik ve sizlere sunacağız.
Yazılıdan dijitale geçişte de BİK basınımızın yanında olacaktır
Dijital medyaya geçişte gazete sahiplerinin de üzerine düşen görevler olduğunu söyleyen Genel Müdür Karaca, ?Tasarımıyla ve teknolojik alt yapısıyla göze batan bir internet siteniz olacak. Ve bunu nasıl yazılı basında sayfa editörü ve grafiker varsa internet sitenizde de böyle branşlar olacak. Biz de Basın İlan Kurumu olarak bu tür eğitimlerle bizzat size elimizden gelen katkıyı sunmaya çalışacağız. Ağlamayan çocuğa mama yok. Lütfen ihtiyaçlarınızı ve isteklerinizi bize ulaştırın. Çünkü biz kurum olarak BİK ve Valilik görev alanındaki tanımını yavaş yavaş ortadan kaldırıyoruz. Dijitalleşme sürecinde hem biz hem de gazeteciler olarak siz gerekli alt yapı tedbirlerini almalıyız´ dedi.
Karaca son olarak şunları söyledi; Resmi İlanlar her şeyden önce devletin vazifesidir. Yerel demokrasinin yerleşmesi, devletin bir takım işlerinin yerelde takibinin sağlanması ve tüm bunların özeti olarak sivil toplumun inşasında yerel gazetelerin işlevi tartışma götürmez. 1961 yılında kurumumuzu kuran kadro bunları göz önünde bulundurmuş. Yerel gazetelerin desteklenip kollanması için bu destekler verilmiştir. Ancak unutmayalım. Eğer resmi ilanlar bir şekilde zaafa uğrarsa devlet bunun tedbirini almak zorundadır. Çünkü resmi ilan dağıtmak para basmak gibi bir görevdir. İlanlar kitlelere ulaşmıyorsa burada bir sıkıntı var demektir. Bu sebeple gazetecilik ölmeyecek, dijital çağı da yaşıyorsak buna da ayak uydurmak zorundayız.
Arslan: Hava gibiyiz, ancak yok olduğumuzda hissediliriz
Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Arslan ise, gazetecilerin maddi olarak zor bir dönemden geçtiklerini söyledi.
Varlıklarını sürdürmenin ve onurlarını korumanın peşinde olduklarını söyleyen Arslan ?Anayasada karşılığı olan bir görevi yerine getiriyoruz. Topluma haber verme ve ayna olma görevlerini yerine getirirken kamu görevi yapıyoruz. Bu görevi yerine getirirken de 1961´de kurulan BİK´ten kaynak alıyoruz. Bunun karşılığında ilan yayınlıyoruz´ dedi.
Arslan sözlerini şöyle sürdürdü;
Yerel yönetimler, yerel gazeteler olmazsa kamuoyuna açılma fırsatı bulamıyor. Yerel gazeteler olarak bu görevin dışında hem yöneten hem de yönetilenin sesi olmuş oluyoruz. Seçim sonrasında bir nevi denetim görevini yapıyoruz. Sorgulayan ve yönetilenden yana olarak bu görevi ifa ediyoruz. Hava gibi hissedilmeyen ancak yok olunca ne olduğumuz anlaşılan bir sektörün temsilcileri olarak kamuoyunda bir takım yanlış yaklaşımlarla da karşılaşıyoruz. Ekonomik olarak yaşadığımız zorluklarımız var. Bunları omuz omuza aşacağız. Basın İlam Kurumu bu dönemde yanımızda. Şubat ayında yürürlüğe giren Resmi İlan Fiyat Tarifesi henüz uygulamaya geçmedi. Temennimiz yıl sonuna kadar uygulamaya geçmesi.
Yerel basına verilen kamu desteğinin aslında tekrardan kamuya döndüğünü söyleyen Arslan ?Basın olarak kamuya haber sağlıyoruz. Vergi ödüyoruz ve istihdama katkıda bulunuyoruz. Aslında kamu bize ne kadar ilan veriyorsa o kadar da karşılığını alıyor´ dedi.
Dijital basını gecekondu alanına benzeten Arslan son olarak, giderek güçlenen dijital basına da destek verilmesinden yana olduklarını, ancak bunun bir kanunun olması ve hızla bu alanının düzeltilmesi gerektiğini söyledi.
Özdemir: Niçin gelecek internet medyasının olacak?
Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Özdemir de, konuşmasında e-gazetenin kaçınılmaz hale geldiğini belirterek, yeni neslin gazete alma ihtiyacı hissetmediğini, eski kuşak sonrası evlere gazete alınmayacağını söyledi.
Özdemir, Bilgisayar Gazeteciliği başlıklı sunumunda ?Niçin Gelecek İnternet Medyasının´ sorusuna cevabı Türkiye´nin internet haberciliğiyle ilk tanışmasından günümüze kadar geçirdiği evreleri ve örnekleriyle verdi.
Bundan 25 yıl öncesinin düşünün bugün gerçeğe dönüştüğünü ve bundan 10 yıl sonra yaşanacakları tahmin etmek için düş kurmaya ise gerek olmadığına değinen Özdemir, dünya genelinde kuşakların ?X, Y, Z? olarak adlandırılmaya başlandığını, son kuşağın sokakta birdirbir oynamak yerine tabletle vakit geçirdiğine işaret etti.
İnternet alanında yaşanan rekabetin gelecekte daha da artacağını, sahiplenme çabalarının yoğunlaşacağını ve büyük sermaye gruplarının bu alana daha büyük yatırımlar yapacağını aktaran Özdemir, ?E- gazete kaçınılmaz hale geldi. Çünkü yeni nesil, artık gazete alma ihtiyacı hissetmiyor. Maalesef eski kuşak sonrası eve gazete alınmayacak. Bildiğiniz gibi bazı köklü gazeteler, kağıda basılı gazete çıkarmaya son verdi. Geleneksel haber kurumları eski yapıda olamayacaklar, sayıları gittikçe azalacak. Basılı gazete ve dergiler hayatta kalabilmek için daha da zorlanacaklar. Televizyonların, geleneksel haber program izleyicileri dağılma sürecindeler. Çünkü artık online izleyici var? diye konuştu.
Haber Merkezi