30 Mart yerel seçimleri çok yaklaştı. Türkiye`nin en önemli seçimlerinden biri
Gergin bir seçim ortamı yaşıyoruz. Bu ortamda sivil toplum örgütlerine düşen sorumlulukların başlarında, tarafsızlığını korumak geliyor. Buna özenle uyan kurum ve kuruluşların yanı sıra uymayanlar da var.
İşte, geçtiğimiz günlerde AKP Bandırma Belediye Başkan adayı Recep Şekerci, Bandırma Öğretmen Evi salonunda, kentteki bazı spor kulüplerinin başkan ve yöneticileri ve spora yakın bazı kişilerin davet edildiği yemekli bir toplantı düzenledi. Toplantıda Bandırmaspor Kulübü Başkanı sıfatıyla katılan, aynı zamanda da Bandırma Ticaret Odası Başkanı olan Mehmet Kılkışlı, söz isteyerek yaptığı konuşmada, AKP`den yana "taraf" olduğunu açıkça ortaya koydu. Kılkışlı, CHP`li Belediye Başkanı Sedat Pekel`i ağır bir dille suçlarken, AKP`li eski başkan Cemal Öztaylan`ı da adeta göklere çıkararak, "Bandırmaspor tarihinde kulübe en büyük desteği veren başkan" ilan etmekten çekinmedi. Böylece de, hem Bandırmaspor Kulübü, hem de Bandırma Ticaret Odası`nı politikaya alet etti. Tabii ki, yanlış bir iş yaptı, yakışık almadı. Mehmet Kılkışlı, politize olduğunu gösterirken, Ticaret Odası seçiminde Osman Kocaman`a karşı kendisini destekleyen AKP İlçe Yönetimi ve milletvekili Cemal Öztaylan`a da selam çakıp, diyet borcunu ödediğini ortaya koydu. Aynı toplantıda, Bandırmaspor Kulübü`nün hazırlattığı, içinde bordo-beyazlı kulübün çeşitli malzemeleri, şapka ve atkısının yer aldığı hediye paketleri de herkese dağıtıldı, Bandırmaspor adına! Şu gerçeği de unutmayalım ki, 1965 yılında kurulan Bandırmaspor ve çok eski bir kuruluş olan Bandırma Ticaret Odası`nın hiçbir döneminde, hiçbir başkan veya yönetici, temsil ettiği bu güzide kuruluşları politikaya bulaştırmamıştır. 18 yıl aralıksız Ticaret Odası Başkanlığı görevini yürüten Osman Kocaman döneminde de Oda, hep politikanın dışında kalmayı başarmıştır. Çünkü, sivil toplum örgütlerinin çatılarını altında her siyasi görüşten üyeler vardır. Sivil toplum örgütleri, ancak ve ancak siyasetten uzak kaldıklarında güçlü ve saygın olabilirler.
Başka bir ülkede olsa bir spor kulübü ve Odanın başkanı, bir parti lehine konuşma yapsa, toplum baskısına dayanamaz ve istifa etmek zorunda kalırdı. Ama burası Türkiye! Koltuklar değerli!