Bandırma´nın eski Ticaret Odası Başkanı ve Kocaman Balıkçılık İhracat ve İthalat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kocaman, Bandırma Gazeteciler Cemiyeti´ni ziyaret etti. Kocaman, şirketin kuruluş aşamasını ve balıkçılık sektörünü anlattı. Şirketin dededen kalma olduğunu belirten Kocaman, ?Rahmet dedem Osman Kocaman´la birlikte balık ticareti yapılmaya başlanıyor.
Babam da babasını takip ediyor. 1981´de aile şirketine dönüştük ve 1984 yılında tesislerimizi kurduk. Soğuk hava tesisleriyle kendi soğuk hava depomuzda balıkları depolamaya başladık. 19 90´lı yıllarda donmuş balığa dönmeye başladık. 1995 yılından itibaren de işlenmiş su ürünleri alanında üretim yaptık. Yapılmayanları yapan bir firma olarak bugünlere geldik. Bandırma´daki tesiste 320 kişi çalışıyor. Bilecik´te, 60 kişinin çalıştığı salyangoz üzerine bir ortaklığımız var. Bir de Karaburun´da orkinos çiftliğimiz bulunuyor. Düzenli 500 çalışanı olan bir şirketiz. Tedarikçilerimizi de sayarak 2 bin kişi diyebiliriz.? dedi.
Kocaman, şu bilgileri verdi:
?Şirket olarak bunlara Türkiye´de tüketimi olmayan ilk ürün kurbağa, daha sonra kara salyangozu, deniz salyangozu, denizhıyarı eklendi. Deniz hıyarını İzmir Eski Foça´da üretiyoruz. Örneğin, denizanasını başaramadık. Onu gerçekleştirebilseydik, Uzak Doğu´ya satacaktık. Amacımız üretimi olmayan ürünleri istihdama çevirip dövize dönüştürmek. İşlenmiş yerli midye konusunda hazırlıklarımız devam ediyor.
Türkiye´de balıkçılığın geriye gittiğini görüyoruz. Burada tek bir faktör yok. Şu an kıt bir yıl yaşıyoruz. Geçen yıl rekor palamut vardı. İllegal ve aşırı avcılık, çevre kirliliği ve iklimsel değişimler etkili. Bahar iklimlerinin yok olması balığın popülâsyonunu etkiliyor. Küresel ısınma dediğimiz şeyden hepimiz etkileniyoruz. Bu problem okyanusta da var. Bu yıl başka bir sürpriz yaşadık. 30 yıl sonra Marmara Denizi´nde uskumru gördük. Kaçak avlanma, çevre kirliği ile sürekli mücadele etmemiz gerek. Geçen yıl ışıkla avcılık serbest bırakıldı. Biz denetleme kısmında geriyiz. Esas sorun balığın ölmesine, denizden çıkmasına engel olmak gerekiyor. Gönlümüz tabii Balıkçılık Bakanlığı´nın kurulmasını ister ama bakanlık kurmakla işler bitmiyor. Önemli olan denetleme. Balıkçılık Genel Müdürlüğü kuruldu. Bu da önemli bir aşama. Önemli olan ilmin, bilimin yolundan ayrılmadan sürdürülebilir balıkçılık yapılmalı. Bir balığın minimum bir kez yavrulaması sağlanmalı. Marmara Denizi, bütün balıkların geçiş güzergâhı. Esas balıkçılık Karadeniz ve Marmara´dadır. Bu coğrafyanın bize sunduğu müthiş bir nimettir. Bilhassa Karadeniz´de ortak bir balık ve avlanma politikası yapmak gerekir. Yasak olan 9 santimse bu Gürcistan için de geçerli olmalı.?
Orkinos kotasının balığın popülâsyonunu artırdığına işaret eden Kocaman, ? Bu yasaklara herkes uymak zorunda. 7-8 yılda balığın popülasyonu 10 kat arttı. Şu an canlı stoku 500 bin tona gidiyor.1 metre açığa çıkarıldı. Midye çiftliğinin denizi kirlettiğine inanmıyorum. Yönetsel anlamda yapılması gerekenler var. Midye çiftliklerinin de kıyıdan uzaklaştırılması gerekir. Balık unundan yapılmış yem yiyor, orkinos balık yiyor. Hepsi doğal balık. Bizim orkinosumuz, Japonya´ya gidiyor.? dedi.
Sokak aralarında tezgâhlarda balık satılması konusuna da değinen Kocaman, görüntülerin Bandırma´ya yakışmadığını belirten Kocaman, şöyle konuştu:
?Bandırma Balık Hali Bandırma´nın en kıymetli yerinde. Alternatif bir yer bulunduğu takdirde kaldırılmasında hiçbir sıkıntı yok. Biz aramızda para toplayarak balık halini yaptık. Bana sorarsanız Balık haline nereye yapılmalı diye. Livatya´da, ya da Livataya´dan sonraki koyda yapılırsa balık kamyonları şehir merkezine girmez. Tabii perakende satış deniz kıyısında devam etmeli. Balıkçı barınağından çok balık hali gerekli. Bandırma, balıkçı barınağı yönünde gelişiyor. O kısımlar Bandırma´ya kazandırılmalı.?
Haber : Önder Balıkçı