Türkiye"de maalesef, sadece yardımın değil, bağışlarında reklamı oluyor?
Hem de, insanlarının canını acıtarak...
Dünya, Koronavirüs (COVID-19) belasından kurtulmanın uğraşını verirken, bizlerde, yaşanan kriz nedeniyle dar gelirli ailelere yaptığımız yiyecek ve maddi yardımın reklamının peşine düşmüşüz...
?Koyun can derdinde, kasap et derdinde? misali?
Öyle ki...
Bazı belediyeler, hazırladıkları yardım paketlerini, belirlenen adreslere, basın ordusu eşliğinde teslim ediyorlar...
Verirken de, hal-hatır sorup, bol bol fotoğraf ve görüntü çektiriyorlar...
Sonra, bir daha da hatırlamıyorlar!...
Sadece belediyeler değil, iş insanları ve bazı ünlü kişiler arasında da,
"Yardım bahane, reklam şahane" düşüncesinde olanlar var...
Onlarda, bu şekilde gündemde kamaya çalışıyorlar?
İş, reklama gelince artık sınır tanımıyorlar?
Sosyal yardım paralarının evde dağıtılmasını dahi değerlendiriyorlar?
Yoksul ailelerin paralarını, gazetecilerle birlikte evlerine giderek veriyorlar?
Sanki, ceplerinden ödüyorlarmış gibi?
Birde kendilerine, "Ne düşünüyorsunuz" diye de soruyorlar...
Çok iyi biliyorum ki?
O insanlar, maddi durumları biraz iyi olsa, asla yardım kabul etmezler...
Ama, evdeki hesap, çarşıya uymadı?
Koronavirüs nedeniyle, piyasalar bir anda alt-üst olunca, milyonlarca kişi işsiz ve aşsız kaldı?
Bu ayıp, değil ki?
Ayrıca?
Bu ailelerin büyük bölümü, yardım alırken fotoğraf ve görüntü çekilmesini de istemezler?
Açıklama yapmaya da yanaşmazlar?
Kendileri olmasa da, çocuklarının arkadaşları arasında zor durumda kalacağını çok iyi bilirler?
Buna rağmen, "Ya yardımı vermezlerse" endişesiyle, söylenen her şeyi kabul ediyorlar...
Daha doğrusu, etmek zorunda kalıyorlar...
İşte, asıl ayıp olan bu?
Yardım ve bağışların, insanların canını acıtarak dağıtılması?
Bu davranışta bize, hiç yakışmıyor..
Yazıktır, günahtır?