Tarih: 04.10.2010 00:00
Marmara Denizi, İstanbulun lağım çukuru oldu
Kılıç, uskumru, kolyos, mersin, kalkan balıkları ve ıstakozlar artık Marmara`yı terk etti.
Anadolu Ajansının haberine gore; İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öztürk, son 10 yılda Marmara Denizi`ndeki balık miktarında % 60 azalma olduğunu söyledi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Öztürk, son 10 yılda Marmara Denizi`ndeki balık miktarında % 60 azalma olduğunu belirterek, ``Milyonlarca metreküp su, arıtılmadan Marmara Denizi`ne gidiyor. Arıtma tesisleri doğru dürüst çalışmıyor. Birçok tesiste arıtma cihazı bile yok. Arıtma tesisleri kurulmalı ve biyolojik arıtma yapılmalıdır`` uyarısında bulundu.
``Marmara Denizi 2010 Sempozyumu`` Yunus Emre Kültür Merkezi`nde başladı. Öztürk, sempozyumun en son 10 yıl önce yapıldığını, bu on yıllık süreç içinde Marmara Denizi`ndeki ekolojik sorunların daha da arttığını belirtti.
Öztürk, 10 yılın sonunda Marmara Denizi`nde balıkçılık ve ekosistemin çok zarar gördüğünü vurgulayarak, ``İlk sempozyum yapıldığında bu denizde sorunlar o kadar derin değildi. Şimdi ise balıkçılık ve ekosistem için önemli bir tehdit söz konusu. İklim değişikliği konusu da 10 yıl önce tartışılmadı, zira Kızıldeniz kökenli canlılar daha bu denize girmemişti. Oysa artık bu balon balıklarından, deniz analarına kadar birçok yabancı tür bu denize girmiş durumda. Balıkçılıktaki kriz ise daha derinleşiyor`` diye konuştu.
Lüfer balığı yavrularının, neslinin yok olması pahasına yıllardır avlandığını, orkinosların yuvalarının dağıtıldığını, kılıç, uskumru, kolyos, mersin, kalkan ve ıstakozların artık Marmara`dan çekildiğini ifade eden Öztürk, sürdürülebilir balıkçılığın yerini aşırı avcılığa bıraktığını söyledi.
Prof. Dr. Öztürk, Marmara Denizi`nin her tarafının Türkiye`ye ait olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: ``Denizlerimizin korunmasından biz sorumluyuz. İstanbul gibi bir kent, Marmara gibi zengin bir bölge, bu denizin etrafında. Ama denizi, derin çöp ve lağım çukuru olarak kullanıyoruz. Bu durumun önüne geçmek için hepimizin bir ortak akılda buluşması gerekiyor. 10 yıl önce önerdiğimiz bütün koruma tedbirleri hala geçerli. Bütünsel bir eylem planı yapmak, aşırı ve kaçak balıkçılığı önlemek, özellikle gemi kökenli petrol kirliliği için tedbir almak, kıyı kullanımına özen göstermek, arıtma tesislerini tamamlamak gerekiyor. Uzun dönemli ciddi ve tartışmaya açık bir izleme projesi her zamankinden daha fazla gerekli.``
Prof. Dr. Öztürk, Marmara Denizi`nin aynı zamanda deprem üreten bir alan olduğunu ve deprem araştırmaları için bu doğal laboratuvarın bilimsel olarak izlenmesi, sürekliliği olan deprem araştırmalarının yapılması için yetkililerin kaynak yaratarak sorumlu davranması gerektiğini kaydetti.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —