Tarih: 05.03.2011 00:00
Marmara Denizi oksijen azalmasıyla karşı karşıya
Bandırma Ticaret Odası Başkanı, Kocaman Balıkçılık İthalat ve İhracat Limited Şirketi Genel Müdürü ve ortağı Osman Kocaman, balıkçılık sektörünün içinde bulunduğu durumu değerlendirdi. Son iki aydır balık fiyatlarında ciddî bir şekilde artışın gözlendiğine dikkati çeken Kocaman, şunları söyledi: "Bu, arz talep ile ilgili bir konudur . Sonuçta balık olmayışından kaynaklanıyor. Türkiye`de, Şubat ayı balıkçılığı, Ocak 15- Şubat sonu gibi deniz suyunun son derece soğuduğu iklim koşullarında zaten genelde bizde az olur.Yalnız bu yıla özgü bir olay değil bu. Sadece meteorolojik faktörler değil, tabii ki. Bir kere Marmara Bölgesi`nde sonbaharda da balıkçılık son derece kötü geçti. Sadece Karadeniz`de hamsi, bol miktarda çıktı. Şu anda Karadeniz`de de balık yok. Bundan sonra bilhassa Mart ayından sonra Marmara ve Ege`de İlkbaharın gelmesiyle balıkçılığın tekrar artması gerekiyor. Bu konuda pek umutlu değiliz. Çünkü, sonbahardaki zayıf balıkçılık, bizi ilkbahar için de umutlandırmıyor, inşallah yanılırız. Bunun nedenleri üzerinde durmak gerekir. Bunun birinci nedeni, denizlerimizin kirliliğidir. Marmara Denizi`nde ciddî bir oksijen azalması var. Geçen balıkların av verdiği bir deniz olarak, gerek Ege`den Karadeniz`e yumurtlamak için çıkan, Karadeniz `den de, sonbaharda Ege`ye dönüş yapan balıkların, bu oksijen azlığı nedeniyle Marmara`da oyalanmaması, yem için bölgede kalmaması, İstanbul Boğazı`ndan giren balıkların doğrudan, Çanakkale Boğazı`ndan çekip gitmeleri, Çanakkale`den giren balıkların da doğrudan Karadeniz`e çıkmaları, Marmara Denizi`ndeki balıkçılığı son derece olumsuz etkilemektedir. İkinci faktör ise ne yazık ki, trolle avcılık, ışıkla avcılıkla mücadelenin, istenilen düzeyde bulunmamasıdır. Bilhassa İstanbul Boğazı`nda, herkesin gözü önünde, pervasız bir şekilde, gece sabaha kadar trol çekilmektedir. İstanbul Boğazı, bir hunidir. Bütün Karadeniz`den Marmara`ya ve Ege`ye çıkacak balıkların toplandığı bir hunidir. Çinekop balığına, İstanbul Boğazı`nda trol çekilmektedir. Buna engel olunmaz ve deniz kirliliği sorunu çözümlenmezse, balıkçılığın gelişmesi ve artmasını beklemek hayalperestlik olur. Kısacası denizde illegaliteyi engelleyemezsek, balıkçılık ölür. Devlet otoritesinin son derece kararlı olması gerekir. Kaçak avcılığa engel olacaksınız. Aşırı avcılığa izin vermeyeceksiniz. Denizlerimizi temiz tutmaya çalışacaksınız. Denizlerimizin temizlenmesi uzun sürer. Ancak, bizlerin çok daha çabuk müdahalelerle hemen, yarından başlayarak engel olacağımız tek konu, kaçak avcılıktır. Eğer devlet otoriteleri, Tarım Bakanlığı, Sahil Güvenlik, Emniyet teşkilatı, topu birbirlerine atmadan kararlı olurlarsa, bu kararlılık ertesi günü etkisini gösterir. Âdeta göl olan iç deniz Marmara Denizi`nde hiçbir şekilde kaçak avcılığın, trolle avcılığın, ışıkla avcılığın, hele bugünkü teknikle önüne geçilememesi kabul edilemez. Aksi halde sürdürülebilir avcılığa vedâ ediyoruz demektir. Bu durumda ise Türkiye, ithal balık cenneti olur. Bunun dışında balık hallerinin kontrol altına alınması, başta İstanbul ve Bursa balık hallerinin, başta balık menşeleri olmak üzere denetlenmesi gerekir."
Balıkçılık sektörünün sorunlarının çözümü için artık ciddî adımlar atılması gerektiğine işaret eden Kocaman, şu değerlendirmede bulundu: "Şu anda, ülkemiz balıkçılığının tüm sorunlarının çözümünün, Tarım Bakanlığı`na bağlı Su Ürünleri Daire Başkanlığı`na bağlı olarak yürütülmesini doğru bulmuyorum. Oysa içinde bulunduğumuz Avrupa Birliği(AB) sürecinde, AB tarafından, ülkemizde Su Ürünleri Genel Müdürlüğü kurulması istenmektedir. Kaldı ki, şu anda, su ürünlerinin denetimi konusunda, ağırlıklı olarak İlçe Tarım Müdürlükleri yetkilidir. Ancak bu müdürlükler, tarımla mı, süneyle mi, çiftçi teşvikleriyle mi, yoksa balıkçılıkla mı ilgilenecek? Zaten kadroları yetersiz bulunan bu müdürlüklerin, balıkçılık sektörünü denetlemesine olanak yoktur. Kısacası, sektörün sorunlarının çözümü için devletin, kararlılık içinde, çok iyi bir teşkilâtlanma sağlaması gerekir." Haber: Önder Balıkçı
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —