Tarih: 27.09.2012 00:00
Neden böylesin kardeşim
Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil, beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hala şarabımızı vermek
için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin,
-demeğe de dilim varmıyor ama-
kabahatin çoğu senin, canım kardeşim
Nazım Hikmet
Nazım'ın bu şiirinden sonra benim insanı anlatmaya kalkmam, ne kadar yakışık alır bilmem. Ama ben yine de bu konudaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sahtekârları, çıkarcıları, megalomanları, tahtakuruları gibi aydınlıktan korkanları, işçiden, emekten yana görünüp ahlak ve namus kavramlarını dilinden düşürmeyip, sonra da iş verdiği işçisinin eşine göz koyan namussuzları gibi kenara koyacak olursak insanların çok önemli bir bölümünün kötü olmadığı inancındayım.
Gerçekten de çoğu insan gidişatın vahametini görse de sessiz kalmayı yeğler. Çünkü korkarlar, ürkerler, kendi küçük dünyalarına zarar gelir endişesini taşırlar. İşten atılmak, sürgün edilmek, maliyenin üzerlerine gelmesi gibi bir sürü kaygıları vardır.
Korkunun ecele faydasının olmadığını bildikleri halde, yılanın gün gelip kendilerini sokmayacağını umdukları için tepki vermezler.
Oysa korku salmak, egemenlerin gücünün değil, aczinin göstergesidir. Gerçekten korkutmaya kalkanın korkusu, korkutulanınkinden az değildir.
Korkunun en etkili ilâcı bilgidir.
İnsan vardır, toza toprağa karışmıştır. Bir sömürgen misali ömrü boyunca yerlerde sürünür. İnsan vardır dünyayı kucaklar. Dünyayı kucaklayan korkunun korkusunu yaşasa da aklı yine vicdanıyla beraberdir.
Korku ile pusarak, ödün üstüne ödün vererek güçlü gördüklerimizin hışmından korkarak yaşayamayız.
Gün gelir cesaret, aydınlık, dürüstlük zamana taç olur. Öbürleri de tarihin çöplüğüne atılırlar ve orada çürüyüp giderler.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —