Tarih: 24.05.2013 00:00

Okul öncesi eğitimin önemi tartışıldı

Facebook Twitter Linked-in

Erdek Öğretmenevi Konferans Salonunda `Okul Öncesi Eğitim Semineri` düzenlendi
Erdek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından, Erdek Öğretmenevi Konferans Salonunda `Okul Öncesi Eğitim Semineri` düzenlendi. Seminere, Erdek İlçe Milli Eğitim Müdürü Ömer Ceylan, Öğretmenevi Müdürü Erbil Camgöz ile veliler katıldı.
Pedagog Ayten Pandul tarafından verilen seminerde, Erdek`li velilerin güç birliği ile okul öncesinde önemli işlere imza attıklarını ifade edip, bunun herkese örnek olmasını istedi.
İnsanoğlu için yaşamın tümü geniş anlamda bir eğitim sürecidir. Bu süreç içinde çevresindeki diğer bireylerle sürekli bir iletişim ve etkileşim içinde bulunur. Birey, doğuştan gelen niteliklerini en üst düzeye çıkarabilmek için değişik dönemlerde birbirinden farklı, yaşa uygun bir yaşam ortamına ihtiyaç duyar diyerek konuşmasına başlayan Pedagog Pandul, araştırmacılar, günümüzde yaşamın ilk altı yılının önemine dikkat çekip ilk yılların kişinin gelecekte nasıl bir birey olacağının belirleyicisi oldukları konusunda giderek daha fazla görüş birliği içerisinde olduklarını söyledi.
Pandul, "Zeka gelişiminin % 60?ının 0-6 yaş arasında tamamlandığı araştırma bulgularındandır. Bu nedenle de okul öncesi dönem ve bu dönemde uygulanacak eğitimin önemi, her geçen gün daha fazla vurgulanmaktadır" dedi.
Türkiye`de 0-6 yaş gurubu çocuğun % 16`sının okul öncesi eğitim aldığını ifade eden Pandul, "dünyadaki okul öncesi eğitimde Meksika`nın % 84`le birinci sırada olduğunu duyurdu.
İlkokul eğitiminde Japonya`nın, lise eğitiminde Almanya`nın birinci olduğunu aktaran Pandul, üniversite eğitiminde ise Amerika Birleşik Devletlerinin birinci sırada yer aldığını vurguladı.
Tableti kullanan çocukların süngeri, yumağı görsel olarak bilmelerine karşın ismini bilemediklerine değinen Pandul, Fatih Projesi`nin var olduğunu, ancak bu projenin ancak torunlarımızın görebileceğini ileri sürdü.
Pedagog Pandul, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Okul öncesi eğitimde erkek çocuklarımızın % 90`nın kasları zayıf. Türkiye`de yapılan araştırmalar sonucunda, erken eğitim almış katılımcıların % 44`1`i üniversiteye giderken, bu oran almamış olan gurupta % 30.6`dır. Okul öncesi eğitim; zorunlu eğitim çağına kadar çocukların zihinsel, bedensel, duygusal ve sosyal gelişimlerini sistemli bir ortam içerisinde daha iyi sağlayan, becerilerinin gelişmesine yardım eden, onlara olumlu alışkanlıklar ve davranışlar kazandırmayı hedefleyen ve ilkokula hazırlayan bir eğitim devresi olarak tanımlanabilir. Çocukların ilköğretime başlamalarından önceki dönemde zihinsel, duygusal, kültürel, bedensel ve sosyal gelişimini göz önünde bulundurup yaş ve yetenek özelliklerini de dikkate alarak yapılan planlı ve programlı bir eğitim alanıdır. Çocukların temel bilgi ve beceriler kazanması, kendilerini ifade etme yeteneklerinin gelişmesi, özgüvene sahip olmayı öğrenmeleri ve geleceklerini belirleyecek olan toplumsal ve ahlaki değerlerin aktarılması yaşamın ilk yıllarından başlar. Bu yıllarda temeli atılan beden sağlığının ve kişilik yapısının ileri yaşlarda aynı yönde gelişme şansı çok yüksektir. Ayrıca çocuğun okul öncesi yıllarda aldığı eğitim ve kazandığı deneyimlerin, ileriki yaşlarındaki öğrenme yeteneği ve akademik başarısıyla ilişkisi olduğu gözlenmiştir. Araştırmalar, okul öncesi kurumda eğitim görerek ilkokula başlayan çocukların, bu eğitimi göremeyenlere oranla daha katılımcı, girişken ve uyumlu olduğunu göstermektedir. Böylelikle okulöncesi eğitimin önemli katkısı, özellikle çocuk ilköğretime başladığı zaman kendini göstermektedir. Bu nedenlerle okul öncesi eğitim büyük önem taşımaktadır. Anaokulu, çocukların ailenin dışına attıkları ilk adım olarak düşünülmelidir. İlk üç yıl içinde çocuk, model olarak gördüğü anne ve babasından pek çok şey alır, gelişir ve kendisine tanınan fırsatlar ölçüsünde belirli bir psiko-sosyal olgunluğa varır. Ancak bu gelişim ev ortamında ve yaşıtları olmadan sınırlı kalmaktadır. Aileler çocuklarını bir kuruma başlatmakla ilgili çoğunlukla yaşlarının küçük olduğu ve henüz hazır olmadığı yönünde bir kaygı yaşamaktadırlar. 3 yaşla beraber çocuğun gösterdiği bedensel, bilişsel, motor, dil, duygusal ve sosyal alanlardaki gelişimler, evde yapılan uygulamaların yetmemeye başlamasına ve çocuğun grup ilişkisine ihtiyaç duymalarına yol açar. Çocuğun anneyle olan bağımlı ilişkisinin de sağlıklı bir biçimde kesilmesi ve ileriki yıllara hazır hale gelmesi önem taşımaktadır, aksi halde bu bağımlılık ilişkisi çocuğa zarar verecek şekilde uzun yıllar devam edebilmektedir.
Pedagog Pandul, çocuğu hayata hazırlarken nelere dikkat edilmeli? çocukların duygusal gelişimleri ile okul seçerken hangi kriterleri dikkate almalı? gibi konularda bilgilendirme yaparak seminere devam etti.
Pandul, "Çocuklar babaları hakkında ne düşünürler? Sorusuna 
6 yaşında: Babam her şeyi biliyor.
10 yaşında: Babam çok şey biliyor.
15 yaşında: Ben de babam kadar biliyorum.
20 yaşında: Şu muhakkak ki babamın öyle pek fazla bir şey bildiği yok.
30 yaşında: Bir kere de babamın fikrini sorsam fena olmayacak .
40 yaşında: Ne de olsa babam bazı şeyleri biliyor.
50 yaşında: Babam her şeyi biliyor
60 yaşında: Ah, babam hayatta olsaydı da kendisine danışabilseydim..." cevabı vererek seminere son verdi.
Ayten Pandul kimdir?
1971 Bulgaristan`da doğdum. İlk, orta ve Liseyi Bulgaristan`da tamamladıktan sonra 1990 yılında Türkiye`ye geldi. Üniversite eğitimini  Ankara Gazi Üniversitesi Çocuk Gelişimi Eğitimi ve Yönetimi 1995 yılında tamamladı.
1995'de Bandırma`da Ya-Pa Çocuk Klubünü 250 üye çocuk ile kurup, Pedagog olarak çalışmaya başladı. 1996 yılında İde Çağdaş Çizgi Anaokulunun açılmasıyla okul müdürü ve Pedagog olarak çalışmaya başladı.
2007 yılında Milli Eğitim Bakanlığına bağlanan İDA ANAOKULU ismi değişikliği ile yine okul müdürü ve Pedagog olarak çalışmaya devam ediyor.
2005-2007 yılında Balıkesir Üniversitesi Meslek Yüksek Okulunda 2 yıl Çocuk Gelişimi dersleri, 2009 Erdek Halk Eğitim Merkezinde çocuk bakımı dersleri verdi.
2009-2010 Erdek Aile Mahkemesinde Bilirkişi olarak görev aldı. 2011 Bandırma İş-kur, Milli Eğitim, Balıkesir Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksek Okulu işbirliğiyle bir sosyal projede görev alıyor. 2006-2007 yılı Boğaziçi Üniversitesinden Ali Yorulmaz ile High Scope Programı`nın eğitimi ve danışmanlığını aldı. 2009 yılından bu yana halen devam eden Özgür Kaşifler`den Kobi-koçluğu ve danışmanlığı  hizmeti alıyor. 1500?e yakın çocuk eğitimi ve gelişimi testlerini uygulayıp, sayısız anne-babaya rehberlik, çok sayıda konferanslar verdi. Çocuklar için öyküler, çocuk gelişimi eğitimi ile ilgili yeni yayınların hemen hemen hepsini yakından takip ediyor.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —