Yeditepe Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Yaşar Küçükardalı, oruç tutmanın faydalarını açıkladı.
Oruç tutmanın beden sağlığı için sayılamayacak kadar faydaları olduğunu söyleyen Küçükardalı, ?Oruç herşeyden önce mukaddes dinimizin temel farzlarından biridir ve islam dinine inananlar Ramazan ayında farz olduğu için Allah rızası için oruç tutarlar. Şüphesiz bu sadece belirli süreler içinde yeme-içmenin olmaması değil aynı zamanda ahlaki olgunluk seviyesinin de arttırılmasını, paylaşmayı, sabretmeyi, şükretmeyi de içermektedir. Aksi halde oruca belli süre içinde aç kalma olarak bakılırsa genellikle buna gerilim, stress, sıkıntı, sinirlilik de eşlik etmektedir. Böyle bir orucun beden sağlığı bakımından da beklenen faydaları sağlamayabileceğini söyleyebiliriz? dedi.
Küçakardalı, açıklamasını söyle sürdürdü: ?Oruç tutmanın bağışıklık sistemi üzerine oldukça faydalı etkileri vardır. Şeker hastalığının tedavisinde zaten düzensizlik olan hastalarda tedavi ve beslenme uygun yapılamayacağı için kan şekeri yükselmesi/düşmesi yaşarlar ve hastalığın hem akut dönem komplikasyonlarını (koma) yaşayabilirler hem de uzun dönemde organların (göz, kalp, böbrekler) hasarlanmaları hızlanmış olabilir. Ancak şeker hastalığı olanların bazıları karbonhidrat- şeker içeriği fazla olmayan diyet ile beslenerek ilaçlarını iftar ve sahur arasında kullanarak ve yeterli miktarda sıvı ( genellikle 1.5- 2 litre) tüketerek oruç tutabilirler. Daha iyisi ramazan öncesinde doktorları ile görüşerek ramazana uygun bir planlama yapılmasıdır. Günümüzde kontrol gücü yüksek, uzun etkili ilaçlar geliştirilmiştir. Dünya Diyabet Cemiyeti şeker hastaları için bir rehber hazırlamıştır. Bu rehberde şeker hastaları için öneriler yer almaktadır. Diyabet tedavisi ile ilgilenen doktorlar bu rehbere göre hastalarının şeker tedavilerini ramazanda düzenleyebilirler. Bu rehbere göre oruç tutmada düşük risk olan gruplar: İlaçsız diyabet takibi yapılanlar, metformin, acarbose, glitazon, sülfanilüre ilaçlarını kullanan hastalardır. Bu hastalar için öneriler inkretin bazlı tedaviler, basal insülin ve SGLT inhibitörleridir. Karaciğer yetmezliği olan hastalarda kan şekeri idamesi sağlanamayabilir ve kan şekeri düşmeleri yaşayabilirler. Karaciğer hastalarında zaten albumin, protein sentezi azalmıştır buna bağlı ödemleri vardır. Yetersiz protein alımı ödemlerini arttırabilir. Karaciğer hastalarında yetersiz sıvı alımı karaciğer komasına gidişi hızlandırabilir. Karaciğer, böbrek ve kalp hastalığı olanların tuzlu beslenmeden kaçınması gerekir. Böbrek fonksiyonlarında azalma olan hastaların fazla proteinli (et) beslenmeden kaçınması ve yeterli miktarda sıvı (yaklaşık 2 litre kadar) tüketmesi gerekir. Böbreklerinden kum dökülen hastalarda yada böbrek taşı olanlarda yetersiz sıvı alımı taşlaşma sürecini hızlandırabilir. Ancak bu konuda yapılan bir çalışma oruç döneminde kalsiyum, fosfat, magnezyum ve idrar miktarının azaldığını, ürik asit, sitrat, sodyum ve potasyum miktarının arttığını göstermiştir. Bu sonuç ramazanda taş oluşumu artar hipotezini desteklememiştir. Sıvı azlığı nedeniyle böbrek yetmezliği olan hastalar doktoru tarafından söylenen miktarlarda sıvı alamıyorsa böbrek yetmezliği kötüleşebilir. Böbreklerin süzme kapasitesi % 60´ın altında olan hastalarda özellikle yaz aylarında oruç tutulması durumunda böbrek yetmezliği kötüleşmektedir. Endoskobisi yapılmış, iyi huylu ülseri ya da gastriti olan hastalar genellikle günde bir veya iki defa kullanılan ilaçlar ile çok büyük olasılıkla tedavi edilmektedir. Doktoru farklı bir tedavi şekli tanımlamamış ise bu hastalar ilaçlarını iftar ve sahurda kullanmak süretiyle ilaç kullanabilir. Tiroidin yavaş çalışması olan hipotiroidide veya ameliyat olmuş tiroid hastalarında eksik olan tiroid hormonu verilmektedir ki bu da günde bir defa kullanılmaktadır. Oruç tutabilirler. Tiroidin hızlı çalışma hastalığında durum farklıdır. İlaç tedavisi ile hastalık kontrol altına alınmaya çalışılıyor ise bu ilaçlar günde 3 defa kullanılmaktadır oruç tutmak uygun olmayabilir. Tip 1 diyabeti olanlar, hamilelik diyabeti olanlar, diyabetli diyaliz hastaları, Akut hastalığı olan diyabet hastaları oruç tutamazlar. İleri düzeyde kalp, böbrek ve karaciğer yetmezliği olan ve bu organların fonksiyonlarını iyileştirmek ve idame ettirmek için tanımlanmış bir diyet ve ilaç kullanmak zorunda olan hastalar oruç tutamaz. Uzun süren açlıkta kan şekerini normal sınırlarda tutmak için vücuttaki enerji kaynaklarından glukoz dönüşümünü sağlayan sistemlerin çalışmadığı ya da yetersiz çalışması nedeniyle hipoglisemi gelişen hastalığı olanlar (karbonhidrat metabolizma hastalıkları) oruç tutamaz. Ateşli infeksiyon hastalığı olanlar ve hastalığı/ateşi kontrol etmek için günde iki defadan fazla ilaç kullanmak durumunda olan hastalar. Ameliyat ile veya ilaç tedavileri ile şifa sağlanmış olan kanser hastaları doktorlarının uygun görmesi ile oruç tutabilir ancak tedavi süreci devam eden ve ilerlemiş kanser hastaları oruç tutmamalıdır. Yüksek ateşli hastalık geçirenlerin ateş kontrol altına alınana kadar oruç oruç tutmamalıdır. Tansiyon düşüklüğü olan ve buna bağlı baş dönmesi denge bozukluğu, düşme riski olan hastaların tansiyonları normalleşene kadar oruç tutmaması gerekir. İleri derece KOAH hastaları günde 2 defadan fazla nefes rahatlatıcı ilaç kullanıyorlarsa oruç tutmamaları gerekir. Tansiyon düşüklüğü, su ve tuz dengesini bozacak kadar ishal ile seyreden barsak hastalığı olanlar düzelene kadar oruç tutmamalıdır.?
Haber Merkezi