Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi programında bulunan dördüncü ve son bölüm de açıldı. Fakülte Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, son olarak “Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümünün de İngilizce olarak 2 Ekim’den itibaren eğitim-öğretime başlayacağını açıkladı.
Türkiye’nin en iyi denizcilik fakülteleri arasında yer aldıklarını vurgulayan Sarı, uluslararası projelere de katıldıklarını, vizyonlarını sürekli arttırdıklarını belirtti.
MARMARA’DA NELER OLUYOR
Marmara Denizi’nde ve Erdek Körfezi’nde sık sık dalarak araştırmalar yaptıklarını belirten Sarı, şu değerlendirmede bulundu:
“Son dalışlarımız şunu gösterdi ki, Marmara Denizi ve Erdek Körfezi’ndeki deniz suyu sıcaklıkları ağustos ayındaki gibi hâlâ çok yüksek. Bu durum denizdeki canlıları olumsuz etkiliyor. Bu durum devam ederse denizde sıcağı seven türler çoğalır, ilk üremelerin yaşları ve boyları küçülür.”
ERDEK KÖRFEZİ İYİYE GİDİYOR
Erdek Körfezi’nin durumunun iyiye gittiğine dikkati çeken Prof. Dr. Sarı, şunları söyledi:
“Son dalışlarımız şunu gösterdi ki, Erdek Körfezi’nde ileri derecede iyileşme var.
Kurbağalıdere plajında yaptığımız dalışlarda, 3 metre derinlikte, 1 metre karelik alanda 6 yavru, genç ‘Pina’ bulunduğunu gördük.
Bu yavru Pina’lar bize Erdek Körfezi’ndeki ekosistemin iyiye gittiğini gösteriyor. Çünkü Pina’lar, deniz suyundaki kirliliği arıtıyor. 1 Pina’nın, 1 saatte 6 litre suyu arıttığı biliniyor. Pina’lar Akdeniz’de öldü, sadece Erdek Körfezi’nde yaşıyorlar.”
PİNA, ERDEK’İN LOGOSU OLMALI
Akdeniz’de “Caretta Caretta” olarak bilinen deniz kaplumbağaları gibi Erdek’in de Pina’yı logo yapmasının uygun olacağına işaret eden Sarı, şöyle konuştu:
“Erdek, turizmine Pina’lar ile katkı sağlayabilir. Pina’lar, Erdek turizmiyle birleşebilir. Yürütmekte olduğumuz Pina projesine ‘Borusan’ sponsor olmuştu. Şimdi de buna ‘Sardunya’ kuruluşu katılarak, Pina ile ilgili aydınlatıcı broşürler hazırlayarak bize iletti. Deniz çayırlarında yaşayıp, her biri saatte 6 litre suyu temizleyen, nesilleri tükenme tehlikesi altında bulunan Pinalar’a zarar verecek aktivitelerden kaçınıp, deniz çayırlarını koruyarak hem Pinalar’ı hem de Marmara’yı kurtarabileceğimize dikkati çeken bu broşürleri Erdek’teki turistik tesislere dağıtması ve buralara gelecek vatandaşlarımızı bilinçlendirmesi için Erdek Belediyesi’ne vereceğiz.”
BALIK SEZONUNDAN UMUTLU DEĞİLİM
1 Eylül 2023’te denizlerimizde başlayan yeni av sezonundan umutlu olmadığını belirten Sarı, şöyle konuştu:
“Son 20 yıllık veriler ve son 5 yılın ortalamasına bakıldığında, denizlerimizdeki tüm türlerde türlerin azaldığını ve avcılığın geriye gittiğini görüyoruz. Geçen yıl tüm denizlerimizde 40 bin ton palamut avlandı. Avlanan bu palamutların Türkiye’deki yaş ortalaması 4 iken, Yunanistan’da 6, İtalya’da ise 9 olduğunu görüyoruz. Yani biz, balıklara büyüme ve yaşlanma fırsatı tanımıyoruz. Balık stoklarımızı bilinçsizce tüketiyoruz. Bu yıl palamudun çok olmayacağını söyleyebilirim. Şimdilik istavrit iyi gibi görülüyor. Hamsi ve karides kötü başlamadı ama yakından takip edilmesi gerekiyor. Lüfer, kolyoz ve uskumru da aynı durumda. Ancak ne yazık ki 2 ay kadar sonra stoklarımız azalacak ve yakınmalar başlayacak. Kısacası denizlerimiz kirletmeyi sürdürüyoruz. Balıkların evlerini başlarına yıkıyoruz. Halen Akdeniz’in lideri balık filosu bizde. Avcılık filomuzu mutlaka azaltmalıyız. Av gücümüzü sınırlandırmalıyız. En önemlisi de Çanakkale ve İstanbul boğazlarında avlanma yasağı getirmeliyiz.”
MANYAS GÖLÜ KURUYABİLİR
Manyas Gölü’ndeki kirliliğin artarak sürdüğünün altını çizen Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, şu açıklamayı yaptı:
“Kışın 4 metre olan Manyas Gölü’nün suları yazın 2 metreye kadar düşüyor. Yani sığ bir göl. Sığırcı Deresi’ne verilen kirli atıklar, 5-6 kilometre sonra göle karışıyor. Bu küçük gölde, kilometre kareye 2 küçük balıkçı kayığı düşüyor. Yasak avlanmalar sürüyor. Büyüklüğü 150 kilometre kare olan Manyas Gölü, kirliliğe, gölden sulama amaçlı su çekmeye, kuraklığa küresel ısınmaya ve aşırı avlanmaya nasıl dayansın? Böyle sürerse nasıl ki Akşehir Gölü kurudu, Beyşehir Gölü çok küçüldü, Manyas Gölü ve Uluabat Gölü de kuruyabilir.”
BAKANLIK OLABİLİR AMA ÖNCE UYGULAMA
Denizcilik ve Balıkçılık Bakanlığı’nın kurulmasının yararlı olabileceğine, ancak asıl önemli olanın denizlerimizde gerçekçi uygulamaların yapılması gerektiğine dikkati çeken Sarı, “İster Bakanlık kurulsun, isterse denizlerimiz genel müdürlük statüsünde yönetilsin, önemli olan denizlerimizde gerçekçi uygulamaların ödünsüz şekilde uygulanmasıdır” dedi.
ÖNDER BALIKÇI