Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İlçe Başkanı Hüseyin Sarı, AKP`den Erdek Belediye Başkanlığını yaptığı dönemde gerçekleştirdiği iki ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen 9 yıl dört aylık ceza konusunda düzenlediği basın toplantısında, "Mahkum olmamız için düzmece bilirkişi raporları düzenletenlerin vicdanları sızlamıyor mu?" dedi.
AKP Erdek Belediye Başkanlığını yaptığı dönemde söz konusu ihalelerle ilgili olarak hakkında en küçük bir suç isnat edilmediğini, 2009 yılında yapılan yerel seçimden önce de aynı iddialarla gönderilen müfettişlerin suç unsuru bulmadıklarını vurgulayan Sarı, CHP saflarına geçtikten sonra gönderilen güdümlü müfettişin, düzmece raporuyla mahkeme tarafından haklarında mahkumiyet kararı verildiğini öne sürerken, şunları söyledi:
"Petrolofisi ihalesinde bırakın kamu zararına yol açmayı, belediyeye 400 bin lira nakit para kazandırdım. Bu ihalede, cebime de tek kuruş girmediğine göre nasıl oluyor da, ihaleye fesat kazandırmış oluyorum? İhalede belki bazı usul hataları yapılmış olarak olabilir. Bu durum en çok, `görevi kötüye kullanmak` olarak nitelendirilebilir ama "ihaleye fesat karıştırmak" diye kabul edilemez. Kaldı ki, bu konuda bilirkişi olarak rapor vermesi sağlanan Nevzat Şahin isimli kişinin, daha önceden, `para karşılığında rapor` verme suçundan, İçişleri Bakanlığı tarafından altı ay görevinden uzaklaştırıldığını biliyoruz. Ayrıca, bu dava dosyası üzerinde sahte belgeler kullanılıp, tarihlerde tahrifat da yapılmıştır. Nevzat Şahin, bu soruşturmasını, Fatih Belediyesi`ndeki bürosundan yürütmüştür. Bu durum da yasal değildir. Bu arada Fatih Belediyesi`nde, satın almada memur olarak görev yapan Hülya Çetin, önce Erdek Belediyesi Muhasebe Müdürlüğü, ardından da Erdek Belediyesi Başkan Yardımcılığına atanmıştır. Ancak, söz konusu incelemeler tamamlandıktan sonra Hülya Çetin, Üsküdar Belediyesi`ne atanmıştır.
Tüm bu denetimlerin yanı sıra Erdek Belediyesi`nin, 2008 yılına ait tüm ihale dosyaları, gelir ve giderleri Sayıştay tarafından denetlenmiş ve söz konusu kiralama işlemleri ile ilgili hiçbir zarar tespit edilememiştir. Nevzat Şahin, yaptığı incelemeler sonrasında, ihaleye fesat iddiası ile ilgili tevdi raporunu doğrudan Erdek Cumhuriyet Başsavcılığı`na yollamıştır. Savcılık, sadece tevdi raporunda adı geçenlerin ifadelerini almıştır. Gerek denetmene, gerek savcılıkta verdiğim ifadelerde akaryakıt istasyonunun intifa hakkı ihalesi ile ilgili dosyada sözleşmelerin yok edildiği, bazı sahte belgeler eklenerek, dosya üzerinde oynandığını iddia etmeme rağmen, savcılık, hiçbir şekilde ayrıntılı soruşturma yapmadan, denetmenin tevdi raporundan `kes, yapıştır` şeklinde oluşturduğu iddianame ile hakkımızda, ihaleye fesat karıştırdığımız iddiasıyla Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi`nde dava açılmıştır."
Erdek otogarında bulunan otobüs yazıhanesinin kiralanması konusunda da "ihaleye fesat karıştırma"dan söz edilemeyeceğini, bu yeri tek talipli olarak isteyen Melek Ayla Ölçek`e aylık 705 liraya kiraladık. Ancak bu bayan, kiralamadan kısa bir süre sonra kansere yakalandı. Çalışamayacağını belirterek, yazıhanenin, eşi Mehmet Ali Ölçek`e kiralanmasını istedi. Zaten yasal mirasçısı olması nedeniyle biz de uygun görerek yeri eşine verdik. Bir süre sonra da kadın, yaşamını yitirdi. Yani bu olayda da asla ihaleye fesat karıştırma yoktur."
CHP`den girdiği seçimi kaybetmesinin ardından AKP`li yeni yerel yönetimin, kendisini siyasi açıdan imha etmeye yönelik nokta atışlı birkaç müfettiş daha isteyerek, adeta samanlıkta iğne aratarak bulunmaya çalışılan suç unsurlarının hepsinin, genel ve yerel siyasal iktidar tarafından memur edilen kişiler tarafından gerçekleştirilen denetimler sonucunda yaşandığını belirten Sarı, şunları söyledi:
"Şimdi, mahkumiyetimiz konusunda gerekçeli kararı bekliyoruz. Daha sonra Yargıtay`a başvuracağız. Yargıtay gibi yüksek yargının, mahalle baskısından etkilenmeyecek kadar önemli, saygın ve teknik bir mahkeme olduğuna yürekten inanıyorum. Adalete de sonuna dek saygılıyım."
AKP Balıkesir Milletvekili M. Cemal Öztaylan`ın da bu sürecin içinde bulunduğunu öne süren Sarı, şöyle konuştu:
"Benim ve ailem için siyasi bir linç uygulanmak istenmektedir. Üstelik bu uygulama, iftira yoluyla yapılmak istenmektedir. Bu bir gıybettir. Ben, siyasi yaşamım boyunca maddiyatıma maddiyat katmadım. Ailemin birinci derecede yakınları da benim görev sürem içinde en küçük bir çıkar sağlamadı. Hep halka hizmet olarak düşündüğün siyasi yaşamım boyunca ekonomik açıdan zayıfladım. Çoluk çocuğuma leke bırakacak hiçbir şey yapmadım. Elbette ki, benim de hatalarım olmuştur ama görevimi, hiçbir zaman çıkarlarım için kullanmadım. Bu bir tehdit değildir ama benim de çoluk-çocuğum var. Ben, eğer siyasi bir linç sonunda tasfiye olursam, yeni Sarı`lar veya bizi sevenler ortaya çıkar. Meydan, bu kişilere yine kalmaz. Kısacası, bize iftirada bulunan bu kişilere, yine bu dünyada, yasalar önünde hesabı sorulur."
Önder Balıkçı