Tarih: 07.10.2020 00:10

Soylu´nun gündeme getirdiği Fay Yasası´na destek artıyor

Facebook Twitter Linked-in

Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Aysun Aykan, bir süre önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından dile getirilen Fay Yasası konusu hakkında görüşlerini aktardı.
Ağustos ayında katıldığı bir toplantıda Türkiye için Fay Yasası´nın çıkartılması konusunun değerlendirildiğini açıklayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu´ya bir destek de bilim dünyasından geldi. Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Aysun Aykan, Türkiye´nin en önemli eksiklerinden birisinin Fay Yasası olduğunu söyledi. 2020 yılında Manisa/Akhisar, Elazığ/Sivrice, Malatya/Pütürge, Van/Başkale, Bingöl/Karlıova depremlerinin yaşandığını anlatan Aysun Aykan, Adana, Mersin, Antalya, Bursa, İstanbul, Rize, Artvin, Trabzon ve Giresun´da yaşanan taşkınlarla 120´yi aşkın can kaybı ve 25 binden fazla konut ve işyerinin zarar gördüğünü hatırlattı.
Fay Yasası´nı değerlendiren Aykan, "Fay Yasası, deprem, heyelan, sel, çığ düşmesi gibi doğa olaylarının afete dönüşmesini engelleyecek düzenlemeler içermeli. Ülkemizdeki depremler göstermektedir ki en çok can ve ekonomik kayıplar, doğrudan fay zonları veya fay hatları üzerinde kurulan yerleşim birimlerinde ve mühendislik hizmeti almamış binalarda meydana gelmektedir. Binaların deprem yönetmeliklerine, imar yönetmeliklerine uygun olarak projelendirilip inşa edilmesi, yapı denetimlerinin yapılması gerekiyor. Zemin etütlerinde; zeminin jeolojik durumunu, zemin parametrelerini çok iyi belirlediğiniz takdirde yapının statik proje tasarımı ile her türlü zeminde, zemin kötü olsa dahi depreme dayanıklı bina tasarlanması mümkündür. Fakat geriye 1 tek sorun kalıyor; Diri Fay Hattı üzerine yapılaşmanın olmamasını sağlamamız gerekiyor. Türkiye´de bugüne kadar olan en büyük aletsel dönem depremi 1939 Erzincan Depremidir; 7.9 büyüklüğünde ve Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde oldu, o zaman yaklaşık 40 bin kişi yaşamını yitirdi. Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde 1939´dan başlayarak 1999´a kadar olan depremlerde birçok kişi yaşamını yitirdi. KAF, yaklaşık 12 milyon yıldır var ve bu fay üzerinde yine büyük depremler olacak. KAF yok olmayacağına göre; KAF Zonu tehlike kuşağı içerisinde kalan binaları depreme güvenilir hale getirip, fayın üzerindeki binaları kaldırmamız gerekiyor." dedi.
Aykan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim 6306 sayılı afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanunumuz var. Bu kanun bizim için fırsat ve ülke olarak aldığımız en önemli kararlardan bir tanesi olduğunu ifade etmek istiyorum. Bunu fırsata çevirip bu kanunu buralarda uygulamamız gerekir. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Türkiye Diri Fay Haritası´na göre ülke genelinde 5.5 üzeri deprem üretebilecek yaklaşık 500 diri fay bulunuyor." şeklinde konuştu.
Aykan, sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye´de fay zonları üzerinde yapı yapmak serbest, heyelanlı alanda yapı yapmak da serbest. Amerika Birleşik Devletlerinde Fay Zonları üzerine bina yapılmayacağına ilişkin düzenleme 1973 yılında yapılmış, Avrupa Birliğine ait ülkelerde 1990´lı yıllarda düzenleme yapmış. Türkiye´de depreme hazırlık anlamında en önemli eksik Fay Yasası´nın olmamasıdır. Afet riskini en aza indirmek ve fay hattı geçen kentlerde, insanların can ve mal güvenliğinin sağlanması için; Fay Yasasını yapmak çok önemli; toplumun doğa kaynaklı afetlere karşı güvenli ve hazır hale gelmesi için Fay Yasası´nın toplumsal ihtiyaçları karşılayacak şekilde çıkarılması gerekiyor. İçişleri Bakanı tarafından; önümüzdeki dönem bir Fay Yasası´nın çıkarılması için çalışmalara başlanıldığı yönünde açıklamalar yapılmıştı. Şu an Hükümetimiz Fay Yasası ile ilgili çalışmalar başlattı. Birkaç ay içerisinde Meclis´e sunulması planlanan ´Fay Yasası´ ile fay hatları üzerinde yapılaşmaların önüne geçilmesi, mevcutta olan yapıların ise kentsel dönüşümle yıkılarak daha güvenli bölgelere taşınması planlanıyor. Çalışmalar İçişleri Bakanlığı, AFAD ve üniversiteler bünyesinde yürütülüyor. Fay Yasası, deprem, heyelan, sel, çığ düşmesi gibi doğa olaylarının afete dönüşmesini engelleyecek düzenlemeler içererek toplumsal ihtiyaçları karşılayacak şekilde hazırlanmalıdır."
Haber Merkezi




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —