TBMM genel kurulunda kabul edilerek yasalaşan “Öğretmenlik Meslek Kanunu” Resmi Gazete’de yayımlandı. Ancak kanun, genelde öğretmenlerin tepkilerine yol açtı.
Kanunu, Eğitim-İş Bandırma Temsilcisi Kadir Taylan ile Eğitim Sen Bandırma Temsilcisi Erdal Doğru da eleştirdi.
Taylan ve Doğru’nun kanunla ilgili değerlendirmeleri şöyle:
TAYLAN: “BAŞ ÖĞRETMENİMİZ TEKTİR VE BU KAVRAMIN İÇİ BOŞALTILMAMALIDIR”
“Meclis önünde basın açıklaması yaptık, imza topladık ama tüm ısrarlarımıza karşın öğretmenliğe hiçbir artısı olmayan bir kanun çıkarıldı. Bu kanunun yayınlanan taslakla aynı olduğunu görüyoruz. Önceden bir taslak yayınlanmış ve öğretmenlere görüş sorulmuştu. Anlaşılan görüşlerimizi hiç dikkate almamışlar. Bu düzenlemede öğretmenlerin ‘ast-üst’ şeklinde ayrıştırıldığını görüyoruz. Yine yönetmenliğe göre bir komisyon kurulacak ve bu komisyon, öğretmenliğe yeni başlayacak adayların öğretmenliğe devam edip etmemesine karar verecek. Bu aşamaya kadar sayısız sınav ve mülakata giren genç öğretmenleri bir mülakat daha bekliyor. Müdürlerin çoğunun ‘yandaş’ olduğu düşünülürse yandaş olmayan adayların işi zor olacak. Taslakta bulunan aday öğretmenlerin üç ay derse girmemesi, danışman öğretmen gözetiminde derse girerek oryantasyon sürecine tabi olması yönetmelikte yer almadı. Öte yandan öğretmenlerin kariyer basamakları yeniden düzenlendi. 180/240 saatlik eğitimler sonrasında bir yazılı sınav yapılarak öğretmenler, uzman/başöğretmen diye sınıflandırılacak. Yüksek lisans ve doktora yapmış olanlar, eğitimlerini tamamladıktan sonra sınava girmeden önce ‘uzman’ ve ‘başöğretmen’ unvanlarını alabilecek. Öğretmenleri bu şekilde ayrıştırmak öğretmenler odasındaki barışı bozacaktır. Velinin öğretmene bakışını olumsuz etkileyecektir. Bu uygulamanın kaldırılması için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Başöğretmenimiz tektir ve bu kavramın içi boşaltılmamalıdır. Uzman ve başöğretmen unvanı alanlara ödenecek tazminatlar başka şart aranmadan tüm öğretmenlerimize ödenmelidir. Mesleğimize ve haklarımıza zarar verecek, taleplerimizi görmezden gelecek düzenlemelerin karşısındayız.”
ERDAL DOĞRU: “BU KANUNUN BİR AN ÖNCE İPTALİNİ İSTİYORUZ”
“Sendikamız, bu kanuna dair sürecin en başından bugüne dek itirazlarını yükseltmiş, gerek eylem ve etkinliklerle, gerekse hukuksal mücadeleyle bu kanunu ve bağlı süreci durdurmaya çalışmıştır. Ne yandaş sendika gibi kanunu desteklemiş, ne de iyileştirmeler, kısmi düzenlemeler talep etmiştir. Kanuna
muhalefet eder gibi gözüküp üyelerini sınava hazırlama tutumuna da girmemiştir. Eğitim emekçilerinin bu kanun ve yönetmelik kapsamında angaryaya dönüşen seminer kıskacına alınmasına da, sınava da, kariyer basamaklarına da karşı olan sendikamız, bu kanunun ve yönetmeliklerin bir an önce iptal edilmesini, öğretmenlere yaşatılan anlamsız, nitelik kazandırmayan ve tersine öğretmenin emeğini değersizleştiren bu sürecin bir an önce durdurulmasını talep etmektedir. Ekonomik krizin derinleştiği bu dönemde eğitim emekçilerinin ekonomik ve özlük hak kazanımlarının kariyer basamaklarına ve sınavlara endekslenmesi asla kabul edilemez. Tüm eğitim ve bilim emekçileri için hiçbir ayrım yapılmadan yoksulluk sınırının üzerinde insanca yaşanabilir bir ücret düzenlemesi ve özlük haklarının iyileştirilmesi çalışması ivedilikle yaşama geçirilmelidir. Kapsamlı ve bütüncül bir ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’, tüm eğitim emekçilerinin ekonomik taleplerini ve başta iş güvencesi olmak üzere öğretmenlerin temel haklarını güvenceye almak zorundadır. Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı, meslek kanunu konusunda samimiyse ve gerçekten öğretmenler lehine bir düzenleme yapmak istiyorsa İLO ve UNESCO tarafından 5 Ekim 1966’da kabul edilen ‘Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı’ na uygun düzenlemeler yapılmalıdır. Eğitim Sen olarak ekonomik, sosyal, mesleki özlük haklarımızla ilgili taleplerimizi yükseltmeye, eleştiri ve önerilerimiz doğrultusunda hazırlanacak gerçek bir meslek kanununu talep etmeye devam edeceğiz.”
Haber : Önder Balıkçı