Türk tiyatrosunun ve sinemasının başarılı oyuncularından Meriç Başaran, Bandırma Gazeteciler Cemiyeti’nin(BGC) konuğu oldu.
25 Nisan 1945’te, İstanbul’da doğan Başaran, oyunculuğa annesi, yazar Pakize Başaran’ın teşvikiyle başladığını belirterek, “Annem, beni Muhsin Ertuğrul’a götürdü. Muhsin hocamın bende büyük emeği vardır. İlk kez 1961’de, Muammer Karaca Tiyatrosu’nda, “Lüküs Hayat” operetiyle sahneye çıktım. İki yıl Şehir Tiyatroları bünyesinde çalıştım. 11 yıl profesyonel dublaj sanatçılığım var” dedi.
TİYATRO ÖZGÜRLÜKTÜR
Yeşilçam filmlerinde de önemli roller üstlenen Başaran, tiyatro oyunculuğunun yerini bir ayrı tutuyor.
Başaran, “Tiyatro, öncelikle disiplindir, , özgürlüktür, sevgidir” diye konuştu.
Tiyatroyu çok sevdiğinin altını çizen oyuncu Başaran, şunları söyledi:
“Türk tiyatrosunda ve sinemasında çok beğendiğim, değerli oyuncular var. Öncelikle aklıma Genco Erkal ve Haluk Bilginer geliyor. Dünyada da çok önemli oyuncular var. Örneğin bunların başında Al Pacino bulunuyor.”
1996 yılında, 33. Antalya Film Festivali’nde, “Sen de Gitme” isimli filmdeki “Teodore” karakteriyle “En iyi yardımcı kadın oyuncu” ödülünü kazanan Meriç Başaran, Cem Karaca ile evli olduğu dönemde, Karaca tarafından bestelenen “Bu Son Olsun” isimli şarkı hakkında da şöyle konuştu:
“Cem, bu şarkının sözlerini yaşarken bir yerde tıkandı, arkasını getiremiyordu. Benden yardım istedi. Ben de ‘Doğarken ağladı insan’ ile başlayan dizeleri arka arkaya getirdim. Çok güzel bir bestenin ortaya çıktığını düşünüyorum.”
Sinemada, oyuncuların kendilerini seslendirmelerinin önemini vurgulayan Başaran, “Bence bir oyuncu eğer kendisini seslendirmiyor ve başkası ona dublaj yapıyorsa bu onun oyunculuğunun yüzde 50 kaybı demektir” dedi.
Başaran, iki yıl önce aramızdan ayrılan ünlü yönetmen, ağabeyi Tunç Başaran ile ilgili duygularını ve oyunculuk yaşamı boyunca yaşadığı ilginç anıları da anlattı.
Haber : Önder Balıkçı