Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının % 10´u geçmesi nüfusun yaşlanmasının bir göstergesidir. Türkiye´de yaşlı nüfus, diğer yaş gruplarındaki nüfusa göre daha yüksek bir hız ile artış gösterdi.
Küresel yaşlanma süreci olarak adlandırılan "demografik dönüşüm" sürecinde olan Türkiye´de, doğurganlık ve ölümlülük hızlarındaki azalma ile birlikte sağlık alanında kaydedilen gelişmeler, yaşam standardının, refah düzeyinin ve doğuşta beklenen yaşam süresinin artması ile nüfusun yaş yapısı şekil değiştirdi. Çocuk ve gençlerin toplam nüfus içindeki oranı azalırken yaşlıların toplam nüfus içindeki oranı artış gösterdi. Türkiye, oransal olarak yaşlı nüfus yapısına sahip ülkelere göre hala genç bir nüfus yapısına sahip olsa da, yaşlı nüfus sayısal olarak oldukça fazladır.
Türkiye nüfusunun ortanca yaşı yükseldi
Ortanca yaş, yeni doğan bebekten en yaşlıya kadar nüfusu oluşturan kişilerin yaşları küçükten büyüğe doğru sıralandığında ortada kalan kişinin yaşıdır. Nüfusun yaşlanması ile ilgili bilgi veren göstergelerden biri olan ortanca yaş, 2015 yılında 31,0 iken 2020 yılında 32,7 oldu. Ortanca yaş 2020 yılında erkeklerde 32,1, kadınlarda 33,4 olarak gerçekleşti.
Nüfus projeksiyonlarına göre, ortanca yaşın 2025 yılında 34,1, 2030 yılında 35,6, 2040 yılında 38,5, 2060 yılında 42,3 ve 2080 yılında 45,0 olacağı öngörüldü.
Yaşlı bağımlılık oranı 2020 yılında % 14,1 oldu
Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı, 2015 yılında % 12,2 iken bu oran 2020 yılında % 14,1´e yükseldi.
Nüfus projeksiyonlarına göre, yaşlı bağımlılık oranının 2025 yılında % 16,4, 2030 yılında % 19,6, 2040 yılında % 25,3, 2060 yılında % 37,5 ve 2080 yılında % 43,6 olacağı öngörüldü.
Türkiye, yaşlı nüfus oranına göre sıralamada 167 ülke arasında 66. sırada yer aldı
Nüfus tahminlerine göre 2020 yılı için dünya nüfusunun 7 milyar 693 milyon 348 bin 454 kişi, yaşlı nüfusun ise 729 milyon 887 bin 660 kişi olduğu tahmin edildi. Bu tahminlere göre dünya nüfusunun % 9,5´ini yaşlı nüfus oluşturdu. En yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk üç ülke sırasıyla % 33,5 ile Monako, % 28,5 ile Japonya ve % 22,9 ile Almanya oldu. Türkiye, 167 ülke arasında 66. sırada yer aldı.
Bir birey 65 yaşına ulaştığında yaşaması beklenen ömür ortalama 18,0 yıl oldu
Hayat Tabloları, 2017-2019 sonuçlarına göre, doğuşta beklenen yaşam süresi Türkiye geneli için 78,6 yıl, erkekler için 75,9 yıl ve kadınlar için 81,3 yıl oldu. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşamakta olup, doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,4 yıl oldu.
Türkiye´de 65 yaşına ulaşan bir kişinin kalan yaşam süresi ortalama 18,0 yıl oldu. Erkekler için bu sürenin 16,3 yıl, kadınlar için 19,6 yıl olduğu gözlendi. Diğer bir ifade ile 65 yaşına ulaşan kadınların erkeklerden ortalama 3,3 yıl daha fazla yaşayacağı tahmin edildi. Beklenen yaşam süresi 75 yaşında 11,0 yıl iken 85 yaşında 6,0 yıl oldu.
Yaklaşık her 4 haneden birinde en az bir yaşlı fert bulunduğu görüldü
Türkiye´de 2020 yılında toplam 24 milyon 604 bin 86 haneden 5 milyon 903 bin 324´ünde yaşlı nüfus olarak tanımlanan, 65 ve daha yukarı yaşta en az bir fert bulunduğu görüldü. Diğer bir ifadeyle, hanelerin % 24,0´ında en az bir yaşlı fert yaşadığı görüldü.
Türkiye´de 1 milyon 478 bin 346 yaşlının tek başına yaşadığı görüldü
En az bir yaşlı fert bulunan 5 milyon 903 bin 324 hanenin 1 milyon 478 bin 346´sını tek başına yaşayan yaşlı fertler oluşturdu. Bu hanelerin % 75,3´ünü yaşlı kadınlar, % 24,7´sini ise yaşlı erkekler oluşturdu.
Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il Sinop oldu
Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il, 2020 yılında % 19,8 ile Sinop oldu. Bu ili % 18,6 ile Kastamonu, % 17,1 ile Artvin izledi. Yaşlı nüfus oranının en düşük olduğu il ise % 3,4 ile Şırnak oldu. Bu ili % 3,6 ile Hakkari, % 4,0 ile Şanlıurfa izledi.
Yaşlı nüfus oranı il düzeyinde yıllara göre incelendiğinde, toplam nüfus içinde yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il sayısı 2015 yılında 6 iken, 2020 yılında 18 oldu. Nüfus projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranının en yüksek olacağı il sayısının 2025 yılında 33´e çıkacağı tahmin edildi.
Toplam nüfus içinde yaşlı nüfus oranının yıllara göre en düşük olduğu illerin, genç nüfus yapısına sahip olan Şanlıurfa, Şırnak ve Hakkari olduğu görüldü.
Türkiye´de 100 yaş ve üzerinde 5 bin 780 yaşlı olduğu görüldü
Yaşlı nüfusun %0,1´ini oluşturan 100 yaş ve üzerindeki yaşlı kişi sayısı, 2020 yılında 5 bin 780 oldu. Türkiye´de 100 yaş ve üzerinde en fazla yaşlıya sahip ilk üç il sırasıyla 800 kişi ile İstanbul, 267 kişi ile Ankara ve 262 kişi ile İzmir iken en az yaşlıya sahip ilk üç il ise sırasıyla 5 kişi ile Bayburt, 6 kişi ile Bartın ve 7 kişi ile Ardahan oldu.
Eğitimli yaşlı nüfus oranı arttı
Okuma yazma bilmeyen yaşlı nüfus oranı, 2015 yılında % 21,9 iken 2019 yılında % 16,9´a düştü. Okuma yazma bilmeyen yaşlı kadınların oranının, 2019 yılında yaşlı erkeklerin oranından 4,8 kat fazla olduğu görüldü. Okuma yazma bilmeyen yaşlı kadınların oranı % 26,0 iken yaşlı erkeklerin oranı % 5,4 oldu.
Eğitim durumuna göre yaşlı nüfus incelendiğinde, 2015 yılında yaşlı nüfusun % 43,0´ı ilkokul mezunu, % 5,2´si ortaokul veya dengi okul/ilköğretim mezunu, % 5,6´sı lise veya dengi okul mezunu, % 5,4´ü yükseköğretim mezunu iken 2019 yılında ilkokul mezunu olanların oranı % 45,5´e, ortaokul veya dengi okul/ilköğretim mezunu olanların oranı % 7,3´e, lise veya dengi okul mezunu olanların oranı % 7,5´e, yükseköğretim mezunu olanların oranı ise % 7,0´a yükseldi.
Yaşlı nüfusun eğitim durumu cinsiyete göre incelendiğinde, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar olduğu gözlendi. Bitirilen tüm eğitim düzeylerinde yaşlı erkek nüfus oranının yaşlı kadın nüfus oranından daha yüksek olduğu görüldü.
Eşi ölmüş yaşlı kadınların oranı, eşi ölmüş yaşlı erkeklerin oranının 4 katı oldu
Yaşlı nüfus yasal medeni duruma göre incelendiğinde, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar olduğu görüldü. Yaşlı erkek nüfusun 2020 yılında % 1,2´sinin hiç evlenmemiş, % 83,8´inin resmi nikahla evli, % 3,4´ünün boşanmış, % 11,6´sının eşi ölmüş olduğu görülürken yaşlı kadın nüfusun % 2,6´sının hiç evlenmemiş, % 45,8´inin resmi nikahla evli, % 3,8´inin boşanmış, % 47,7´sinin ise eşi ölmüş olduğu görüldü.
Yaşlı nüfusun yoksulluk oranı % 14,2 oldu
Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin % 60´ına göre hesaplanan yoksulluk oranı, 2015 yılında Türkiye geneli için % 21,9 iken 2019 yılında % 21,3 oldu. Bu oran, yaşlı nüfus için 2015 yılında % 18,3 iken 2019 yılında % 14,2 oldu.
Yaşlı nüfusun yoksulluğu cinsiyete göre incelendiğinde, yoksul yaşlı erkek nüfus oranı 2015 yılında % 17,8 iken 2019 yılında % 12,1 oldu. Yoksul yaşlı kadın nüfus oranı ise 2015 yılında % 18,6 iken 2019 yılında % 15,9 oldu.
Yaşlı nüfusun işgücüne katılma oranı % 12,0 oldu
İşgücü istatistiklerine göre, işgücüne katılma oranı 2015 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus için % 51,3 iken 2019 yılında % 53,0´a yükseldi. Bu oran yaşlı nüfus için 2015 yılında % 11,9 iken 2019 yılında % 12,0 oldu. İşgücüne katılma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, yaşlı erkek nüfusta 2019 yılında % 20,1 iken yaşlı kadın nüfusta % 5,6 oldu. Yaşlı nüfustaki işsizlik oranının 2015 yılında % 2,5 iken 2019 yılında % 3,1 olduğu görüldü.
Çalışan yaşlı nüfusun % 64,7´si tarım sektöründe yer aldı
İşgücü istatistiklerine göre, istihdam edilen yaşlı nüfusun sektörel dağılımı incelendiğinde, 2019 yılında yaşlı nüfusun % 64,7´sinin tarım, % 28,1´inin hizmetler, % 5,3´ünün sanayi, % 1,9´unun ise inşaat sektöründe yer aldığı görüldü.
Yaşlı nüfusun obezite oranı arttı
Türkiye sağlık araştırması sonuçlarına göre boy ve kilo değerleri kullanılarak hesaplanan vücut kitle indeksi incelendiğinde, 2010 yılında 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusta obezite oranı % 22,9 iken bu oran 2019 yılında % 29,0 oldu. Yaşlı nüfusun obezite oranı cinsiyete göre incelendiğinde, yaşlı erkeklerde 2010 yılında % 15,2 iken bu oran 2019 yılında % 19,9, yaşlı kadınlarda 2010 yılında % 30,5 iken 2019 yılında % 36,2 oldu.
Diğer taraftan, 2010 yılında yaşlı nüfusta normal kilolu olanların oranı % 36,6 iken bu oran 2019 yılında % 30,3 oldu. Normal kilolu yaşlı nüfus oranı cinsiyete göre incelendiğinde, yaşlı erkeklerde 2010 yılında % 40,2 iken bu oran 2019 yılında % 34,9, yaşlı kadınlarda 2010 yılında % 33,0 iken 2019 yılında % 26,7 oldu.
Banyo yapma/duş almada zorluk yaşayan yaşlı nüfus oranı % 22,1 oldu
Türkiye sağlık araştırması sonuçlarına göre 2014 yılında yaşlı nüfus içinde banyo yapma/duş almada zorluk yaşayanların oranı % 19,1 iken bu oran 2019 yılında % 22,1 oldu. Banyo yapma/duş almada zorluk yaşayan yaşlı nüfus oranı cinsiyete göre incelendiğinde, yaşlı erkeklerde 2014 yılında % 11,9 iken bu oran 2019 yılında % 14,5, yaşlı kadınlarda 2014 yılında % 24,6 iken 2019 yılında % 28,0 oldu.
Diğer taraftan, 2014 yılında yaşlı nüfus içinde yatağa girme/kalkma veya sandalyeye oturma/kalkmada zorluk yaşayanların oranı % 19,0 iken bu oran 2019 yılında % 20,6 oldu. Yatağa girme/kalkma veya sandalyeye oturma/kalkmada zorluk yaşayan yaşlı nüfusun oranı cinsiyete göre incelendiğinde, yaşlı erkeklerde 2014 yılında % 13,2 iken bu oran 2019 yılında % 14,0, yaşlı kadınlarda 2014 yılında % 23,4 iken 2019 yılında % 25,9 oldu.
Her gün tütün mamulü kullanan yaşlıların oranı % 10,5 oldu
Türkiye sağlık araştırması sonuçlarına göre 2014 yılında yaşlı nüfus içinde her gün tütün mamulü kullananların oranı % 9,3 iken bu oran 2019 yılında % 10,5 oldu. Her gün tütün mamulü kullanan yaşlı nüfus oranı cinsiyete göre incelendiğinde, yaşlı erkeklerde 2014 yılında % 17,6 iken bu oran 2019 yılında % 17,7, yaşlı kadınlarda 2014 yılında % 3,0 iken 2019 yılında % 4,9 oldu.
Diğer taraftan, 2014 yılında yaşlı nüfus içinde hiç tütün mamulü kullanmamış olanların oranı % 58,5 iken bu oran 2019 yılında % 59,4 oldu. Hiç tütün mamulü kullanmamış yaşlı nüfusun oranı cinsiyete göre incelendiğinde, yaşlı erkeklerde 2014 yılında % 23,7 iken bu oran 2019 yılında % 26,6, yaşlı kadınlarda 2014 yılında % 85,3 iken 2019 yılında % 85,2 oldu.
Yaşlılar en fazla dolaşım sistemi hastalıklarından hayatını kaybetti
Ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre, 2019 yılında ölen yaşlıların % 41,5´i dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetti. Bu hastalığı ikinci sırada % 15,3 ile iyi huylu ve kötü huylu tümörler ile solunum sistemi hastalıkları, üçüncü sırada ise % 5,3 ile sinir sistemi ve duyu organları hastalıkları takip etti.
Haber Merkezi