Türkiye'de ailelerin % 22,4`ü yoksul

Türkiye

Aile, evlilik, kan bağı ve yasal yollarla birbirine bağlı, karşılıklı hak ve yükümlülüklerle bir arada yaşayan insan topluluğu olup, toplumun temeli kabul edilen en küçük birimdir.

Aile, evlilik, kan bağı ve yasal yollarla birbirine bağlı, karşılıklı hak ve yükümlülüklerle bir arada yaşayan insan topluluğu olup, toplumun temeli kabul edilen en küçük birimdir.
Hane halkı ise, aralarında akrabalık bağı bulunsun ya da bulunmasın aynı konutta yaşayan bir veya birden fazla kişiden oluşan topluluktur. Diğer bir ifade ile hane halkı, bir aileden oluşabileceği gibi birden fazla aileden de oluşabilmektedir.
Ortalama hane halkı büyüklüğünün en yüksek olduğu il Şırnak
Ortalama hane halkı büyüklüğü 2014 yılında değişmeyerek 3,6 oldu. Ortalama hane halkı büyüklüğü illere göre incelendiğinde, 2014 yılında ortalama hane halkı büyüklüğünün en yüksek olduğu il, 7,3 kişi ile Şırnak oldu.
Şırnak ilini 6,6 kişi ile Hakkari, 6,1 kişi ile Şanlıurfa ve Batman, 6,0 kişi ile Siirt illeri izledi. Ortalama hane halkı büyüklüğünün en düşük olduğu il ise 2,7 kişi ile Çanakkale oldu. Çanakkale ilini 2,8 kişi ile Balıkesir ve Eskişehir, 2,9 kişi ile Burdur ve Edirne illeri izledi.
Türkiye'deki hane halklarının % 22,4`ü yoksul
Yoksulluk sınırının altında yaşayan hane halklarının oranı % 22,4 oldu. Hane halkı tipine göre yoksulluk oranı incelendiğinde 2013 yılında tek ebeveynli ve en az bir çocuğu olan hane halklarının % 28,9`u 2013 yılında hesaplanan göreli yoksulluk sınırının altında yaşadı.
Bağımlı çocuk 25 yaşından küçük olup ekonomik açıdan pasif ve ebeveynlerinden en az biri ile yaşayan kişiler olarak tanımlanmakta. Bağımlı çocuğu olan hane halklarının yoksulluk oranı % 27,2, bağımlı çocuğu olmayan hane halklarının yoksulluk oranından % 7,7 yaklaşık 3,5 kat fazla oldu.
İki yetişkinli, üç ya da daha fazla bağımlı çocuğu olan hane halklarının yoksulluk oranı 2013 yılında % 49,6 oldu. Tek başına yaşayıp 65 ve daha yukarı yaşta olan kişilerin yoksulluk oranı ise 2009 yılında % 15,1 iken 2013 yılında % 17,9'a yükseldi. Bu hane tipi ve yaş grubundaki erkeklerin yoksulluk oranı % 9,1 iken bu oran kadınlar için % 13,0 oldu.
Kaba evlenme hızının en yüksek olduğu il Kilis
Evlenen çift sayısı 2001 yılında 544 bin 322 iken bu sayı 2014 yılında 599 bin 704 oldu. Kaba evlenme hızının 2014 yılında en yüksek olduğu il, binde 10,78 ile Kilis oldu. Kilis'i binde 9,97 ile Adıyaman, binde 9,65 ile Van izledi.
Boşanmaların %39,6'sı evliliğin ilk 5 yılı içinde gerçekleşti
Boşanan çift sayısı 2014 yılında bir önceki yıla göre % 4,5 artarak 130 bin 913 oldu. Kaba boşanma hızının 2014 yılında en yüksek olduğu il, binde 2,87 ile Antalya oldu. Antalya'yı binde 2,72 ile İzmir, binde 2,53 ile Muğla izledi. Ülkemizde 2014 yılında meydana gelen boşanmaların % 39,6'sı evliliğin ilk 5 yılında, % 21,8'i ise evliliğin 6-10 yılı içinde gerçekleşti.
En fazla koruyucu ailenin bulunduğu il % 9,7 ile İstanbul
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın Nisan 2015 tarihli verilerine göre, Türkiye genelinde mevcut koruyucu aile sayısı 3 bin 459. İllere göre koruyucu aile oranı incelendiğinde, en fazla koruyucu ailenin % 9,7 ile İstanbul'da olduğu görüldü. İstanbul'u % 8,4 ile İzmir, % 5,5 ile Ankara, % 4,7 ile Kayseri ve % 3,3 ile Bursa illeri takip etti.
Bireyleri en fazla aileleri mutlu etti
Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre 2013 yılında kendilerini en fazla ailelerinin mutlu ettiğini ifade eden bireylerin oranı 2013 yılında % 73,0 iken, 2014 yılında bu oran % 73,3'e yükseldi. Erkeklerin % 77,3'ü 2014 yılında kendilerini en fazla ailelerinin mutlu ettiğini ifade ederken, bu oranın kadınlar için % 69,3 olduğu görüldü.
Düzgün aile yaşamı toplumda itibarlı olmayı sağlayan en önemli neden oldu
Toplumda itibarlı olmayı sağlayan en önemli nedenin düzgün aile yaşamı olduğunu ifade edenlerin oranı 2013 yılında % 45,6 iken 2014 yılında % 42,9'a düştü. Bu oranın 2014 yılında erkeklerde % 38,6 kadınlarda ise % 47,2 olduğu görüldü. Düzgün aile yaşamını toplumda itibarlı olmayı sağlayan en önemli neden olarak görenlerin en yüksek olduğu yaş grubu % 50,2 ile 65 ve daha üzeri yaş grubu iken, bu oranın en düşük olduğu yaş grubu % 37,8 ile 25-34 yaş grubunda olduğu görüldü.
Çevresindeki diğer kişilerin aile yaşam biçimlerinin kendileri için önemli olduğunu ifade eden bireylerin oranı 2013 yılında % 50,9 iken 2014 yılında % 51,1'e yükseldi. Bu oranın 2014 yılında erkeklerde % 51,9 kadınlarda ise % 50,3 olduğu görüldü.
Kadına yönelik aile içi şiddetten çocuklar olumsuz etkileniyor
Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması, 2014 sonuçlarına göre, eş veya birlikte olduğu erkeklerin fiziksel ve/veya cinsel şiddetine maruz kalmış ve kalmamış kadınların 6-14 yaşları arasındaki çocuklarında görülen bazı davranış sorunları incelendiğinde; şiddete maruz kalmış kadınların % 30,6'sının çocuğunda Anneye veya diğer çocuklara saldırgan olma” davranışı görülürken, aynı davranış için bu oran şiddete maruz kalmamış kadınların çocuklarında % 17,2 oldu.
Davranış sorunları içerisinde Hırçınlaşarak ağlama” incelendiğinde ise şiddete maruz kalmış kadınların % 51,9'unun çocuğunda bu davranış görülürken, şiddete maruz kalmamış kadınların çocukları arasında aynı davranış % 35,0 oranında görüldü.