Üniversitede ?Türkiye´de Sendikacılık? anlatıldı

Üniversitede ?Türkiye´de Sendikacılık? anlatıldı

Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Topluluğu tarafından ?Türkiye´de Sendikacılık ve Uluslararası İlişkileri? konulu panel düzenlendi.

Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Topluluğu tarafından ?Türkiye´de Sendikacılık ve Uluslararası İlişkileri? konulu panel düzenlendi.
Moderatörlüğünü İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berrak Kurtuluş´un yaptığı, panelist olarak ise İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Emekli Öğretim Üyeleri; Prof. Dr. Metin Kutal ile Prof. Dr. Toker Dereli ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sayım Yorğun´un katıldığı ?Türkiye´de Sendikacılık ve Uluslararası İlişkileri? konulu panele yoğun ilgi vardı.
Panelin açış konuşmasını yapan 17 Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Özdemir, ?Türkiye´de Sendikacılık ve Uluslararası İlişkileri´ konulu panelin çok faydalı olacağına inandığını ifade etti.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Kutal ?İkinci Dünya Savaşı sonrası Türkiye´de sendikacılığa baktığımızda Cemiyetler Kanunu´nun önemli bir adım olduğunu görüyoruz. Bu kanun, Cumhuriyet Dönemi´nin en önemli yasalarından biridir. Bu yasa, sendikaların kurulmasına izin vermekteydi. Ancak bu dönemde kurulan sendikaların beklenen gücü gösteremediği anlaşılıyor. 1952 yılında Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu kuruldu ve ülkemizde toplam 300 bin civarında sendika üyesi bulunuyordu. 1961 anayasasından sonra sendikalaşmanın anayasal bir hak olarak kabul edilmesiyle birlikte sendika üyelerinin sayısı bir buçuk milyonu bulmuştur.? diye konuştu.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sayım Yorğun ?Ekonomik ve siyasal yapı çok önemlidir. Bir ülkenin siyasal ve ekonomi yapısı o ülkenin endüstri ilişkilerini geliştirir. Ekonomik yapı denildiğinde öncelikle ekonomide hangi kavramların ön plana çıktığını düşünmek gerekir. Bunlar ?liberalizm ve kapitalizm´ kavramlarıdır ve bu kavramlar 19. yüzyıldan bu yana insanlığın kaderini belirlemiştir. Keynesyen politikalarla sendikacılık ilişki halindedir. Keynesyen politikalar Türkiye´nin de sendika konusunda gelişim göstermesini sağladı. Neoliberalizm ise 1980 sonrası Türkiye´de düşük sendikalaşmaya neden oldu ve sendikal haklar ile toplu pazarlık haklarını geriye doğru götürdü. Dünyanın en zengin 8 kişisinin serveti, dünya nüfusunun yarısının geliriyle eşit hale gelmiştir. Bu düzen sürdürülebilir bir düzen değildir. Burada sendikalara büyük görevler düşmektedir. Çünkü sendikalar, demokrasinin olmazsa olmaz örgütleridir.? dedi.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Toker Dereli ?Meslek hayatımız sendikalarla geçti. Sendikaların zayıfladığı bir toplum kesinlikle düşünülemez. Sendika hareketi gerçekleştiren uluslararası örgütler bulunmaktadır ve bu örgütler oldukça önemlidir. Sendika hareketi gerçekleştiren uluslararası örgütler üçe ayrılır. Global örgütler, bölgesel örgütler ve iş kolu ile meslek kollarının bulunduğu örgütlerdir. Bunlardan en önemlisi Uluslararası Çalışma Örgütü´dür. Ben de hükümet sözcüsü olarak bir süre o toplantılarda bulundum. Örgütün amacı kardeşlik, ekmek, adalet ve barıştı. Ülkemiz de 1932 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü´ne üye olmuştur.? diye konuştu.
Panelistlerimizin konuşmalarının ardından soru cevap bölümü gerçekleştirildi.
Panelin sonunda Rektör Prof. Dr. Süleyman Özdemir panelistlere plaket ve Bandırma Vapuru maketi takdiminde bulundu. Haber Merkezi