Tarih: 09.12.2013 00:00
Uzun Süreli Boğaz Ağrısı ve Ses Kısılmasına Dikkat
Tiroid bezi kanserleri, tiroid hücrelerinin kontrolsüz şekilde çoğalması, etraftaki dokuya ve başka organlara yayılması ile kendini gösteren kanser türüdür. Her 20 tiroid nodülünden biri kanserlidir. Memorial Hizmet Hastanesi Endokrinoloji Bölümü`nden Uz. Dr.A. Ender Yılmaz, tiroid kanseri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Doğru tanı ve tedavi hayat kurtarır
Tiroid kanserleri en sık görülen kanserlerden biri haline gelmektedir. Nedeni ne olursa olsun tiroid kanserlerinde tanı araçları çok geliştiği için kolaylıkla tespit edilebilmektedir. Eskiye göre daha sık olarak karşılaşılmasının birnedeni de budur. Bu durum üzerinde ulaşılan teknolojik aşamanın rolü büyüktür. Günümüzde doğru tanı ve tedavi uygulandığı takdirde hastalık tamamen ortadan kaldırılabilmektedir.
Kadınlarda tiroid kanseri riski %0,7, erkeklerde ise %025 görülmektedir
Uygun yöntemlerle erken tanı ve tedavi ile hayatta kalma oranları en yüksek kanserler, tiroid kanserleridir. 10 yıllık sağkalım oranı %90` ların üzerindedir. Tiroid kanserinin çeşitli tipleri vardır. Bunlar arasında "papiller","folliküler", "medüller" ve "anaplastik" kanserler" sayılmaktadır. En sık olanlar papiller ve folliküler kanserlerdir. Bunlar tedaviye en iyi yanıt veren grubu oluşturan kanser türleridir. Diğer iki grup kanserler (medüller ve anaplastik ) ise ne yazık ki erken tanı konulmadığı zaman hızlı ilerler ve tedaviye yanıtı çok düşük olmaktadır.
Tiroid kanserinde ailesel geçiş önemli
Tiroid kanserinin nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir.Ancak bazı risk faktörleri mevcuttur. Örneğin "otoimmün tiroidit " yani halk arasında tiroid bezi iltihaplanması olarak bilinen durumdur. Bu tür hastaların çok iyi takip edilmeleri ve aralıklı olarak ultrasonografilerinin yapılması gerekmektedir. Bunun yanında ileri yaş, erkek cinsiyet, radyasyona maruz kalma, TSH denilen hormonun yüksek olması, tek nodül olması, ailede tiroid kanseri olması vemuayenede ultrason da risk taşıyan bazı belirtilerin bulunması önem taşımaktadır.Sık karşılaşılan sorulardan birisi tanı sırasında ya da tedavide kullanılan bazı radyoaktif maddelerin kansere neden olup olmadığıdır. Bu amaçla kullanılan maddelerin miktarları oldukça azdır. Vücuttan atılma süreleri ise çok daha kısadır. Bu yüzden kansere neden olmamaktadır.
Boğazda ağrı, nefes almada güçlük ve ses kısılması belirtilerini önemseyin
Genellikle tiroid kanseri hastalarınınhiçbir şikayeti görülmemektedir. Bazı durumlarda boyunda sertlik, şişlik veya lenf bezleri büyümüş olabilmektedir. Hastaların az bir kısmında ise boğazda sıkıntı hissi, ağrı, nefes almada güçlük çekme, ses kısılması, yutma güçlüğü olabilmektedir. Birçok tiroid kanseri belirti vermemektedir. Hatta tanı anında hastaların bir kısmında başka organlara yayılma saptanmaktadır. Muayene sırasında ele gelen kitle veya guatr denilen tiroid bezinin büyümüş olması sonrası tiroid USG istenir. Eğer nodül tespit edilirse bunun incelenmesi ile tanı konmaktadır. Çoğu zaman başka incelemeler sırasında tesadüfen herhangi bir şikayet olmaksızın yapılan ultrason BT veya MRI sırasında yada rutin muayene sırasında nodül tespit edilerek incelemebaşlamaktadır. Yapılan ultrasonografi ile tiroiddeki kitle görülür, fakat bu kitlenin kanser olup olmadığı anlaşılamamaktadır.
Kesin tanı için biyopsi şart
Tanıda ikinci aşama ise tespit edilen bu nodüle biyopsi denilen ince iğneyle yapılan enjektör ile sıvı hücre çekilmesi işlemi sonrasında patolojik inceleme ile tanı konulmaktadır. Kandaki hormonların miktarını belirlemek için testler yapılmaktadır. Bu testler tümör açısından bilgi vermese de hastanın tedavisinin başlaması için gerekliolmaktadır. Biyopsi ile tanı konulamayan durumlaraz olsa da böyle durumlar ile karşılaşabilmektedir. Ancak biyopsinin yerini alabilecek başka tanı yöntemi yoktur. Eğer bir biyopsi ile tanı konulamıyor ise birkaç biyopsi yapmak gerekebilmektedir.
Tiroid kanseri riski nodülün büyüklüğü ile doğru orantılıdır
Nodül ne kadar büyük olursa kanser olma riski de o kadar büyük olmaktadır. Burada asıl amaç nodüllerin küçükken farkına varılması ve iyi bir şekilde takip edilmesidir. Kanserin geç fark edilmesi hayati kayıplara neden olmaktadır. Erken tanı ve tedavi, her zaman kanser ne kadar kötü de olsa hayat kurtarabilmektedir. Bütün tiroid kanserlerinde, tiroid bezi ameliyatla çıkarılmaktadır. Operasyon öncesi yapılacak ultrasonografi ve USG eşliğinde iğne biyopsisi önemlidir. Bu işlemler ile yapılacak operasyonun şekline karar verilmektedir.
Ameliyat sırasında hızlı mikroskobik inceleme yapılmaktadır
Operasyonla tiroid bezinin tamamı çıkarılır ve etrafındaki lenf bezleri de alınır. Tiroid bezinin tamamının çıkarılması, ameliyat sonrası uygulanan tedavinin etkili olması için şarttır. Bazı hastalarda operasyon yeterli olmamaktadır. Bu nedenle ameliyattan sonra sadece belirli merkezlerde zırhlı hastane odalarında yüksek dozda radyoaktif iyoda maruz bırakılmaktadır. Böylece vücudun başka yerlerinde kalmış olan kanser hücrelerinin öldürülmesi hedeflenmektedir. Bazen vakalarda bu yöntemin tekrarlanması gerekebilmektedir. Tiroid kanserlerinde tedavide amaç geride hiç tiroid dokusu bırakmamaktır. Bu sayede tiroid kanserli hastalar ameliyat sonrası uygun kan tetkikleri ile rahatlıkla izlenebilmekte en ufak değişimler gözlenebilmektedir. Hastalar tedavi sonrası ömür boyu tiroid hormon tedavisi almaktadırlar.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —