Tarih: 04.02.2019 11:38

Yargıtay kararı bozdu

Facebook Twitter Linked-in

Yargıtay, Erdek Asliye Hukuk Mahkemesi´nin 05.03.2015 tarihinde verdiği kararı bozunca, Erdek´e Kongre ve Kültür Merkezi yapılmasının önü açıldı. Böylece 2003 yılından beri süregelen, Kimya Yüksek Mühendisi Nerime Yüksel Kongre ve Kültür Merkezi davası, Erdek Belediyesi lehine sonuçlandı.
DAVA KONUSUNUN AYRINTILARI
Erdekli hayırsever Nerime Yüksel, ?Çuğra? bölgesinde, Agrigento Otel´in arkasında bulunan, 543 ada 1 parseldeki taşınmazını, 07.05.2002 tarihinde, adının taşıyacak ?Kongre ve Kültür Merkezi? yapılması için sözleşmeyle Erdek Belediyesi´ne bağışlamıştı. Ancak binanın yapımına başlanmasına karşın dönemin belediyesi, ekonomik zorluklar nedeniyle binayı tamamlayamayınca inşaat yarıda kalmıştı.
MİRASÇILARI DAVA AÇTI
Bağış yapan Nerime Yüksel, 11.12.2003´te vefat edince mirasçıları olan yeğenleri Yaşar Tolga ve Atilla Merih tarafından, Erdek Belediyesi´nin, söz konusu inşaatın 3 ay içinde başlatıp, 2 yıl içinde tamamlanması koşuluna uymadığı ve böylece hibe koşuluna uymadığı gerekçesiyle Erdek Asiye Hukuk Mahkemesi´nde dava açılmıştı. 

Mirasçılar, Erdek Asliye Hukuk Mahkemesi´ne, 17.07.2012´de açtıkları davada, ?Nerime Yüksel´in, 07.05.2002 tarihli bağış vaadi sözleşmesi ile taşınmaz üzerinde ismi verilerek, 3 ay içinde inşaatına başlanıp, 2 yıl içinde de inşaatın tamamlanacağı bir bina yapılması koşuluyla Erdek Belediyesi´ne hibe etmeyi vadedip, aynı tarihte de devrin gerçekleştiğini, ancak belediyenin, binayı süresi içinde tamamlamadığını? öne sürerek, sözleşmenin iptalini, bağışlanan 2.146,69 metre karelik bölümün iptal edilerek, kendilerine payları ölçüsünde tescilini istediler.
Erdek Belediyesi hukukçuları ise davanın süresi içinde ve usulüne açılmadığını belirterek reddini istediler.
YARGITAY´IN KARARI
Yargıtay, oybirliğiyle verdiği kararda, Erdek Asliye Hukuk Mahkemesi´nin, Nerime Yüksel´in mirasçıları lehine verdiği kararı bozdu. Yargıtay kararında şöyle denildi:
?Bilindiği gibi, bağıştan rücu, bağışlayandan, bağışlanana varması gerekli tek taraflı bir beyanı ile bağışlamanın geriye etkili olarak ortadan kaldırılmasıdır. Rücu hakkı, bir hukuki ilişkiye son veren, yenilik doğurucu ve şahsa sıkı suretle bağlı olup, bağışlananın durumunun ilelebet belirsizlik içinde bulunmaması için de yasa koyucu tarafından haklı olarak bir süre ile kısıtlanmıştır. Ayrıca, 818 sayılı Borçlar Kanunu´nun 246. maddesinin 2. fıkrasında gösterilen istisna dışında kural olarak mirasçılara geçmediği gibi temlik de edilemez.
Somut olaya bu çerçevede bakıldığında, mirasçı olan davacılar tarafından açılan davanın dinlenebilme olanağı yoktur.
Durum böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.?
Haber : Önder Balıkçı




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —