Tarih: 03.01.2014 00:00

Yaşamın içinden öyküler Kimse Bana Sevgilim Demedi

Facebook Twitter Linked-in

Ders kitapları, romanlar ve anı kitabının ardından eğitimci-yazar Selçuk Aybek`in öykü kitabı olan "Kimse Bana Sevgilim Demedi"yi de zevkle okudum. Yaşamın içinden alınmış öyküler, son derece yalın bir şekilde dile getirilmiş.
"Adını Kader Koydum" isimli ilk öykü, çaresizlik ve umutsuzluktan, umuda uzanmaya çaba harcayan bir olayı bizlerle buluşturuyor.
"Parkta Uyumak", küçük yaşta başlayan yaşam mücadelesinin ekseninde, yine mutsuzluk ve umutsuzluklardan, umuda yürümeyi düşleyen bir çocuğun duygularını yansıtıyor.
"Seni Seviyorum" öyküsü, aşkın asla yaşı olmayacağı gerçeğini gözler önüne seriyor.
"Tavlacılar"da, esnafın günlük yaşamından bir kesit, başarılı bir gözlemle dile getiriliyor.
"Kediler ve İnsanlar", "Liz ve Pita", "Hayvan Dostlarım" öyküleri, hayvan sevgisi ve hayvanların, yaşamımızdaki önemini vurguluyor.
"Ana Yüreği"nde, yoksulluğun acımasız yüzü, umutsuzluklar, gerçekçi biçimde anlatılıyor.
"Mehemmet Bey`le Alyoşa", günümüzde artık görmeyi kanıksadığımız üzüntü verici bir evliliği gözler önüne seriyor.
"Dut Ağacıyla Gelen Dostluk", çocukları sevmek ve anlamanın önemine dikkati çekiyor.
"Uzun Donlu Askerler" isimli öykü, "İnsanlar, riskli durumlarda kendilerini tehlikeye atmazlar" mesajını iletiyor.
"Çöp Eşeleyenler", Veli`nin kişiliğinde geçim derdi, yaşamın acımasızlığı, umutsuzluk duygusunu yansıtıyor.
"Down`lu Çocuk" ve "Küçük Kız" öyküleri, gözleme dayalı, yaşamdan bir kesiti dile getiriyor.
"Ninem ve Mariam", ülkeler arası anılar zinciri içinde yaşanan duyguları okurlarla buluşturuyor.
"At Hırsızları" öyküsü, ilginç bir hırsızlık öyküsüyle bizi gülümsetiyor.
"Mutluluk" isimli öyküde, doğanın verdiği mutluluk ve bir kazanın yarattığı hüzün anlatılıyor.
Kitaba ismini veren "Kimse Bana SevgilimDemedi"de, Fahriye kahramanının kişiliğinde, ilk aşk heyecanı yansıtılıyor.
"Köyü Cinler Bastı", köyde heyecan yaratan ilginç bir olayı anlatırken, okurları şaşırtıyor.
"Mezarlıktan Taşınma", insanoğluna, ölümün soğuk yüzünü ama kaçınılmazlığını, sarsıcı bir şekilde anlatıyor.
"Genç Subayın Gücü"nde, asker ocağında anlayışlı bir komutanın, genç bir subaya jestinin güzelliği vurgulanıyor.
"Anlatmak Zor", engellilerin yaşamlarının zorluklarından bir kesiti sunuyor.
"Beni Çok Bekletmeyin" öyküsünde, ölüm gerçeğinin altı çiziliyor.
"Yapraklar Dökülüyor"da, emekli bir ormancının gizemli yaşam öyküsünden kısa bir kesit işleniyor.
"Sevgilinin Büyük Acısı", ensest ilişkinin, bir aileyi nasıl yıktığına dikkati çekiyor.
"Simiiiit"te, küçük bir çocuğun evinin ekonomisine özveriyle katkıda bulunması için çabası gözleri yaşartıyor.
"Yaşam Zor", rekabet ve yaşam kavgasını gözler önüne seriyor.
"Acının Getirdiği", kedi ve hayvan sevgisinin, mutluluğa katkısını anlatıyor.
"Yaşama Tutunanlar"da, hangi yaşta olursa olsun, kişilerin, yaşamaktan vazgeçmemelerinin önemini vurguluyor.
"Dünyanın Tadı Kaçtı"da, yaşamdan bir kesit sunuluyor.
"Yalan ve Kan" ise kan davasının aileleri yıkan acımasız yüzünü bir kez daha ortaya koyuyor.
Yaşamını kışın İzmir`de, yazın ise Erdek Tatlısu Köyü`ndeki yazlığında geçiren Selçuk Aybek hocamızın başarılı öykücülük denemesini de yürekten kutluyor, yeni yapıtlarını bekliyoruz.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —