Yeni Türkiye´de Çan´ın Sesi

13 Haziran 2020 günü Çanakkale´nin Çan ilçesinde yayın yapan ?Çan´ın Sesi´ isimli yerel gazete basın tarihimize not düşülmesi gereken bir sayfa ile yayınlanmış. Meslektaşlarımız gelen baskılardan artık ne kadar bunaldılarsa tüm siyasi partilerin gönlünü hoş tutacak başlıklar atmışlar ilk sayfaya? Hoş, dikkat çekici, etkileyici ve Türkiye gibi trajikomik?
48 bin 461 nüfuslu küçük bir ilçede bırakın gazeteciliği hakkıyla yapabilmeyi, gazeteyi ayakta tutabilmek bile büyük bir başarı. Yalnızca Çan´da değil, Türkiye´nin her yerinde yasaların tırpan gibi biçtiği yerel basın son nefesini vermek üzere.
Bir de bunun üzerine yapılan haberlerden bir türlü ?memnun´ olmayanlar olunca Çan´ın Sesi Gazetesi sahipleri çözümü böyle bulmuşlar.
?Yeni Türkiye´ kavramına yazılarımda sıklıkla yer verdiğim gibi gündelik konuşmalarda da sıklıkla kullandığımı fark ettim. Özellikle Mirgün Cabas´ın yazdığı ve Youtube kanalımda da konu ettiğim ?2001-Eski Türkiye´nin Son Yılı´ adlı kitabı okuduktan sonra ?Eski Türkiye- Yeni Türkiye´ kavramları üzerine daha derinlemesine konuşur oldum. 2002 yılından itibaren tanımladığımız ?Yeni Türkiye´ kavramı Siyasal İslamcılığın ülkeyi kaotik bir ortama sürüklediği dönemin özeti.
Bu Yeni Türkiye´de gazetecilerin soru sorması, haber yapması, fotoğraf çekmesi, haber kaynakları ile görüşmesi hiç hoş karşılanmıyor. Öyle bir hale geldi ki; sanki soru sormak bir suç?
Sorduğunuz soru başınıza ne işler açabilir; örneğin işsiz kalabilirsiniz, azarlanabilirsiniz, mesleğiniz sorgulanır (bkz: ?Senin bu yaptığın gazetecilik mi şimdi??) Mesleğinizi öğretmeye kalkanlar, gazeteciler gününde ne kadar ulvi, ne kadar kutsal bir meslek icra ettiğimizi de söylerler. (Sanılanın aksine para karşılığı yapılan hiçbir meslek kutsal değildir; gazetecilik de öğretmenlik de?)
Yeni Türkiye´de haber konusu kişilerin kamuoyu önünde eleştirilmeye tahammülü yok. Eleştirel bir haber yaptığınızda en demokrat geçineni dahi ?niye yazdın, neden sormadın, bu haber mi şimdi?´ sıralamasıyla sizi boğar da boğar. Ama gazetecilik birilerini memnun etmek değildir. O, ?Kurumsal İletişim ve Halkla İlişkiler´e girer ki Türkiye´de de hakkıyla yapan kurum nadirdir.
Yeni Türkiye´de bir gazetecinin soru sorması artık garip karşılanıyor. Hoş, bazı ?gazeteciler´ soru sormaktan çok güzelleme yapmayı da tercih ediyor. Soru sorup can sıkanlar da ya işsiz kalıyor ya manşetlerinde herkesi işte böyle memnun ediyor.