Tarih: 13.01.2014 00:00
Yönetmen Tunç Başaran: Türk Sinemasının önü açık
Türk Sineması`nın tanınmış ve ödüllü yönetmenlerinden Tunç Başaran, "Sinemamız, bir gün mutlaka Oscar ödülünü alacaktır" dedi.
Bir süredir, Bandırmalı olan annesi, roman yazarı Pakize Başaran ile Bandırma`da yaşayan, 1 Ekim 1938 yılında, İstanbul`da doğup, Fatih ilçesi nüfusuna kayıtlı bulunan Tunç Başaran, ilk filmini, 1964 yılında, "Hayat Kavgası" ismiyle çekerken, filmin oyuncuları arasında Tamer Yiğit, Semra Sar, Pervin Par ve Semih Sergen de yer aldı.
Türk Sineması`nda seks furyasının yaşandığı yıllarda, birçok yapımcının piyasadan çekilmesine paralel şekilde kendisinin de sinemaya ara vermek zorunda kalıp, 15 yıl süreyle reklâm filmciliğine yöneldiğini vurgulayan Başaran, şunları söyledi:
"Bir sinemacı için film yapmamak, ölmek demektir. Seks filmleri döneminin kapanmasının ardından yeniden sinemaya dönerek, 1986 yılında yeni bir başlangıçyapıp, `Biri ve Diğerleri` filmini çektim. Bunu, `Uçurtmayı Vurmasınlar`, `Piyano Piyano Bacaksız`, `Sen de Gitme`, `Uzun İnce Bir Yol`, `Kaçıklık Diploması` ve `Abuzer Kadayıf` başta olmak üzere birçok film izledi. 1964 yılından bugüne dek 58 film çektim."
Tüm filmlerini çok sevmesine karşın, 1954 yılının sonunda çektiği, Orhan Kemal`in "Murtaza" filminin kendisi için ayrı bir yeri bulunduğunu vurgulayan Başaran, "Bu film, okullarımızda bile ders olarak gösterildi" dedi.
TÜRK SİNEMASI ÖLMEZ
Bazı film eleştirmenleri ve kesimlerin, zaman zaman eski Yeşilçam filmlerini küçümsemeye çalışıp, "Türk Sineması öldü" değerlendirmelerine kesinlikle katılmadığına dikkati çeken Tunç Başaran, şöyle konuştu:
"Türk Sineması asla ölmez. O küçümsenmek istenen eski Yeşilçam filmlerinin kahramanları son derece içten, sıcak kişilerdi. Bu filmlerde, baş rollerin yanı sıra yardımcı oyunculuklar da çok başarılıydı. Yardımcı oyuncular, bir filmin aynasıdır. Örneğin, Ahmet Mekin, hem çok iyi bir yardımcı oyuncu, hem de mükemmel bir insandır. Kimse eski Yeşilçam filmlerini hor görmesin, küçümsemesin. Eski Yeşilçam filmleri olmasa, bugünkü Türk Sineması olmazdı."
TÜRKÂN ŞORAY`IN YERİ AYRI
Türk Sineması`nda, tüm zamanların en iyi oyuncusu konumunda Türkân Şoray`ı bu tahta uygun gördüğünün altını çizen yönetmen Tunç Başaran, Fikret Hakan`ın da çok değerli bir oyuncu olduğunu vurgularken, şu değerlendirmede bulundu:
"Fikret Hakan, yıllardır hemen hemen her rolün hakkını başarıyla vermiş bir oyuncudur. Yine, şu anda Türk Sineması`nda çok başarılı oyuncular ve genç yönetmenler bulunuyor. Bu yönetmenlerden Zeki Demirkubuz ve Fatih Akın, aklıma hemen geliveren isimlerden. Kenan İmirzalıoğlu, Beren Saat, Nurgül Yeşilçay ve Kıvanç Tatlıtuğ`un da oyunlarını beğeniyorum. `Mankenden, modelden oyuncu olmaz` sözüne ise kesinlikle katılmıyorum. İşte Kıvanç Tatlıtuğ, mankenlikten oyunculuğa geçip, kendini yetiştirerek, çok başarılı oldu. Dünyada da durum aynıdır. Başarılı bir oyuncu olan Clint Eastwood, eski bir basketbolcuydu. John Wayne de, hiçbir ciddi oyunculuk eğitimi almadan sinemaya geçmiş, daha sonra kendini yetiştirerek, başarılı olmuştu. Aslında, başarılı bir oyuncu konusunda şunu söyleyebilirim. Oyuncunun içinde aktörlük, aktrislik yeteneği mutlaka olmalıdır. Eğitim ise bu yeteneği doğru kesip, biçerek, bu yeteneği yönlendirir."
TÜRK SİNEMASI`NIN ÖNÜ AÇIK
Son dönemlerde çok önemli filmleri sinemaseverlerle buluşturan Türk Sineması`nın önünün açık, geleceğinin parlak olduğunu vurgularken, sinema eleştirmenlerinin ise başta Atilla Dorsay olmak üzere sinemadan anlamadıklarını öne süren yönetmen Başaran, "Türkiye`de eğer bir işi yapamıyorsanız, eleştirmen olursunuz" diye konuştu.
Kendisinin çalışılması zor değil, disiplinli bir yönetmen olduğuna işaret eden Başaran, "Hiçbir oyuncuya setlerde bağırıp, çağırmadım. Sert davranmadım. Ancak işini ciddiye almayanların da cellâdıyım" değerlendirmesinde bulundu.
"Sanat filmi" değerlendirmelerine de katılmadığını vurgulayan Başaran, şunları söyledi:
"Sanat filmi diye bir şey yoktur. İyi veya kötü film vardır. Türk Sineması`nın geleceğinden çok umutluyum. Bir Türk filmi, bir gün mutlaka Oscar ödülünü alacaktır. Oscar yarışmasında elbette ki çeşitli kulisler, oyunlar dönüyor. Bir filmin, ABD`deki Oscar`a aday gösterilmesi bile bu ödülü kazanmak kadar önemlidir. Yönetmenliğini yaptığım `Uçurtmayı Vurmasınlar` filmi, Oscar`ı sadece 4 oyla kaybetmişti."
ATATÜRK FİLMLERİ YAPILMALI
Atatürk`ün yaşamından alınmış filmlerin yapılmasını önemsediğinin altını çizen Başaran, Ziya Öztan`ın, Atatürk ile ilgili filminin de başarılı olduğunu belirtti. Başaran, bu filmler için en büyük handikaplarından birinin, mekân sorunu olduğuna dikkati çekti.
"TİYATORA"YI ÇEKECEK
Bugüne dek çektiği filmlerin senaryolarının da hemen hemen % 85-90`ını kendisinin yazdığına işaret eden Başaran, hâlen "Tiyatora" ismini verdiği filmin hazırlıkların sürdürdüğünü belirtirken, "Komedi türünde bir dönem filmi olacak bu filmin senaryosunu hemen hemen tamamladım. Filmime, Kültür Bakanlığı`ndan da destek alacağım. Filmin ilgi göreceğine inanıyorum" dedi.
Tiyatroyu sanat olarak görmediğine dikkati çeken Tunç Başaran, "Tiyatro, sanat değildir. Âdeta suya yazılan bir yazıdan farksızdır. Tiyatro yapıtını, uzun yıllar saklama olanağı bile yoktur" dedi.
Televizyonda dizileri seyretmediğini vurgularken, kendisini "Fena halde Fenerbahçe taraftarı" diye tanımlayan Tunç Başaran, "iyi bir solcu" olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Tabii ki, gerçek solculuktan söz ediyorum. Çünkü solculuk başka bir şey! Ancak Türkiye ne çektiyse, solculuktan çekti. Bizde, ne yazık ki slogan sözcülüğü var. Bol bol lâf var, icraat yok. Artık solculukta da değişim gerekir. Bir söz, `Değişim rüzgârları estiğinde aptallar, duvar örer, akıllılar ise yel değirmeni, kurar` diyor. Ancak şu gerçeği de unutmamak gerekir ki, cennet kadar güzel bir vatana sahibiz ve onun değerini bilmeliyiz."
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —