Erdek Belediyesine ait büfelerin ihalesi yapıldı.
Kira bedelleri 6 aylık üzerinden en düşüğü 14, en pahalısı da 42 bin liradan istekli buldu
Kullanım alanları 5-6 metre kareyi geçmez buraların alanı
Neresinden bakarsanız bakın adı büfe işte
Ne satılır büfelerde?
Meşrubat, eğer ruhsatı varsa alkollü içkiler, bira ve sigara
Hadi biraz daha iyimser olalım, tost ve benzeri yiyecek türünden şeyleri de sattınız diyelim
Yasa gereği saat 22.00den sonra alkollü içki ve bira satışı yasak
Sabah saat 08.00de açıldığını düşünelim büfenin, içki satışı olmadığına göre kapanışı da erken olacaktır elbette
Sahil mahallesindeki büfeler şehir içindekilere göre biraz daha avantajlı olabilir, en azından ekmek de satabilinir
Eğer alkollü içki ve sigara satmak için ruhsat yok ise, her ikisi için de ayrı ayrı ruhsat almanız gerekli
Bu ruhsatları almak da öyle kolay değil, bin liralar konuşuluyor
Üstüne üstelik esnaf odasına da kayıt yaptırmanız gerekli
Elektrik, devlete ödeyeceğiniz vergiler, eleman yevmiyesi ve de üstüne belediyeye ödeyeceğiniz kirayı koyarsanız astarı yüzünden pahalı olmaması kaçınılmaz olacaktır.
Erdek`te yaz sezonunu en kaba bir hesapla 40 45 gün olarak hesaplarsak, geri kalan günlerde bu büfelerin ne iş yapacaklarını da düşünürsek, kaba tabiri ile Küllüm Zarar yazmaz mı?
Ya bizler hesap bilmiyoruz, ya da büfe işletmeciliğinde gerçekten akıl almaz kazançlar var
Sahildeki çay bahçelerinin dudak uçuklatan ihalesinden sonra büfelerin de kira bedellinin uçtuğunu gördük.
* * *
Nasrettin Hoca, sıram sıram balkabaklarının da bulunduğu bir tarlada; bir ceviz ağacının altına uzanmış, sırtüstü yatıyormuş.
*
Koskocaman bir ağaçta ufarak cevizler ve yerde incecik sapların ucunda, büyük mü büyük balkabakları...
*
Nasrettin Hoca'ya çok ters gelmiş böyle bir ayırım...
Büyük mü büyük balkabaklarının, yerlerde incecik saplar ucunda sıram sıram sıralanmasını çok uygunsuz bulmuş ve onları, altında yattığı koskocaman ağaca daha layık görmüş.
*
Ve tam o sırada ağaçtan bir ceviz düşmüş Nasrettin Hoca'nın kafasına.
*
Hoca:
Tövbe tövbe, demiş; ya benim koskocaman böyle bir ağaca layık gördüğüm bir balkabağı düşseydi kafama, küçük bir ceviz yerine; ne olurdum?
Tanrı'nın işine karışmamak gerek, en iyi o biliyor neyi nereye yerleştireceğini...
* * *
Hesabını bilmeyen kasap, ne satır kor ne masat Atasözü böyle durumlar için söylenmiş olsa gerek
Ya da, Nasrettin Hocanın dediği, Tanrı'nın işine karışmamak gerek, en iyi o biliyor neyi nereye yerleştireceği sözünü değiştirerek, ehlinin işine karışmamak gerek, ihaleyi alanlar nereye neyi yerleştireceğini bizden iyi biliyorlardır demek en doğrusu