Milletvekilliği dokunulmazlığı kaldırılmamış”

Şunu kabul etmek gerekir ki demokrasilerde kürsü dokunulmazlığı şarttır. Düşünce ve ifade özgürlüğü ancak böyle sağlanabilir. Burada sorun yok. Ancak bizde bu dokunulmazlık da birçok hak gibi kötüye kullanılıyor. Nasıl mı? Açıklayayım: Bazı çıkar grupları dokunulmazlık zırhına bürünerek ve de tüm adalet duygularını, yargı sistemini alt-üst ederek af yasaları çıkararak kendilerini yargı denetimi dışına çıkarabiliyorlar. Yine bazıları sırtını bu aşirete dayıyarak aşiretin oylarıyla meclise girip, kazandığı siyasal güçle uyuşturucu işine bile karışıp sonra da işi karakol basmaya kadar götürebiliyor. Bir önceki dönem seçilip de 2007 seçimlerinde meclise giremediği için yargılanacak olan milletvekillerinin dava konularından bazıları aşağıdaki gibidir: (Not: bu liste 19.08.2007 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde yayımlanmıştır.) Resmi evrakta sahtecilik, İhaleye fesat karıştırmak, Kamu kurumunu dolandırmak, Yalan beyanda bulunmak, Hizmet nedeniyle emniyeti suistimal, Görevli memura hakaret, Hırsızlık, Kaçak elektrik kullanmak, Faili belli olmayacak şekilde adam yaralamak, Bir takım kooperatiflere usülsüz arsa tahsisi, Teşekkül halinde akaryakıt kaçakçılığı, Tehdit, Silahlı yağma suçuna azmettirme Sevgili okurlarım, akıl var vicdan var. Yukarıdaki suçları işleyenlere dokunmayan bir adalet sistemi ne kadar inandırıcı, ne kadar adil olabilir! Seçim öncesi meydanlarda işittiğimiz "Biz iktidara gelirsek, milletvekili dokunulmazlığını kaldıracağız...!" türünden söylemleri çok sık duyduğumuz halde ne yazık ki iktidara gelenlerce bu sözlerin tutulmadığını üzülerek tanık oluyorum. Şahsen ben 2010 Anayasasında kürsü dokunulmazlığı hariç, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılacağına ilişkin bir ibarenin yer almasını bekliyordum.
Orjinal Köşe Yazısına Git