Fahri ŞAHİN

Tarih: 12.03.2020 18:45

Aceleye getirilen hayatlar

Facebook Twitter Linked-in

Hep bir koşturma, hep bir telaş. Alacak, verecek, havale edilecek, borçtur, taksittir, okul durumu, iş durumu, askerlikti, evlilikti, eşti, çocuktu derken ve biz sanki bir yere yetişecekmişçesine acele ederken bir bakmışsın ömür bitmiş. Acele ve boğuntuya getirilen bir hayat. ?Ne anladın bu hayattan?? diye sorsak birçoğumuzdan, koca bir ?Hiç? cevabı yankılanır dudaklarımızdan. Koca bir ?Hiç? için aceleyle ve nefes nefese koşturmak. Bir gün dahi olsun içimize soluduğumuz havayı ciğerlerimizle buluşturmanın tadını çıkarmadan. Yatağımızdan kalktığımızda ayaklarımızın üzerine yardımsız ve ağrısız basıyor olabilmenin mutluluğunu tatmadan. Gökyüzünün mavisini, sürekli yer değiştirip şekilden şekle giren o eşsiz bulut kümelerinin beyazlığını, griliğini, kızıllığını hissetmeden. Samimi bir dostunuzla samimi ve içten anlar yaşamadan, kısacası bu hayatta var olmanın o güzel hafifliğini hissetmeden, niye yaşadığını ve niçin bu dünyaya geldiğini bilmeden.
Oysa hayat aceleye ve boğuntuya getirilmeyecek kadar değerli. Ve bizim tek bir yaşam şansımız var. Bugünkü işini yarına, rahatlığını emekliliğe, mutluluğunu istediğini elde etme zamanına erteleyenler içinde bulundukları anın sundukları fırsatları kaçırırlar. Ayrıca bekledikleri zamana kadar yaşayacaklarının bir garantisi yoktur. Üstelik erteleyip durdukları zaman gelse bile elde edilmek istenen şeylerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği de belli değildir. Yarın yoğun bir gündeme, emeklilik bir buhrana, istediğimizi elde etmek bir hayal kırıklığına dönüşebilir. O halde yapılması gereken ana odaklanıp sahip olduğumuz tüm organlarımızın, sağlığımızın, bize hediye edilen her bir günün değerini bilmektir. Bir farkındalık halinde yürüyebilmek, konuşabilmek, düşünebilmek, sevebilmek ve sahip olduğumuz her şey için Yüce Yaratıcımıza teşekkür edebilmektir. Yepyeni bir bakış açısıyla yeni güne uyanmak etrafımızdaki güzellikleri görmeye karar verebilmektir. Eğriyi kırmadan doğrultmaya, yanlışı bıkmadan düzeltmeye niyet edebilmektir. Yapacağımız iyi şeyleri ertelemeden yapmak, söyleyebileceğimiz güzel sözleri çekinmeden söylemektir. Zaten aceleyle yapmaya ve durmadan ulaşmaya çalıştığımız şeylerin tümü bu hayat döngüsü içinde birer duraktır. Kendimizi yıpratmadan ve gereğini yerine getirerek de ulaşacağımız yerlerdir. Öyleyse bunlar amaç ve yaşam gayemiz olamazlar. Eğer olsalardı ?Bu hayattan ne anladın?? sorusuna ?Hiç? diye anlamsız bir cevap vermezdik. Ancak sakin ve duru bir bakış açısıyla bu evrendeki varlığımızı anlayabiliriz. Niçin bu dünyaya gönderildiğimizi kavrayıp sahip olduğumuz bütün nimetlere karşı şükran duyabiliriz. Birbirimizi sevip sayabiliriz. Değer ve kıymet bilenlerden olabiliriz. Birlikte var olmanın tadını çıkarabiliriz. Sakince durup düşüneceğimiz, sahip olduğumuz bütün nimetler için müteşekkir olacağımız o güzel ve mutlu günlere beraberce el ele.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —