ALAADDİN BABUCÇU

Tarih: 06.02.2024 11:02

ACININ SENE DEVRİNDE DÜŞÜNMEMİZ GEREKEN

Facebook Twitter Linked-in

Altı Şubat 2024 Güney Anadolu, Kahraman Maraş, depreminin birinci yıl dönümü.  On iki ili ve milyonlarca insanı doğrudan dehşet ve mağduriyetler içinde bırakan bu tabiat olayı bize her daim hazırlıklı olmamızı ve tekrar geleceğini, sarsa sarsa ve tüm ülkeyi acılar içinde bırakarak hatırlatsa da, aynı filmi, aynı sonuçlarla, yeniden izliyoruz. 23 Şubat 2023’ deki ilk yazımda beklenen Marmara depremi için neler yapabiliriz konusunda on yaşındakinin bile anlayabileceği bir düzeyde, beş madde dahilinde hem sorgulayıp, hem de önerilerde bulunmama rağmen, hiçbir platformda, tüzel ve kurumsal ortamlarda, yerel yönetim bazında, toplum ve ülke dertlerine çözüm üretmek için var oldukları söylenen siyasi parti teşkilatları, ve mülki amirlikçe bahsini ettiğim konuların ışığında olası Marmara-Erdek depremi ile ilgili bir girişim, gelişme, bahis, eylem, çalışma, geniş kamu oyu bilgilendirmesi, konferans, çalıştay, tatbikat, vb. hiç bir şey görmemiş olmam benim şapşallığım olsa gerek diye düşünmeye çalışsam da, her gün takip ettiğim yerel basının pinaların geleceğini ve dağdaki ayıların varlığını kaç kez gündem yaptığını rahatlıkla söyleyebilirim.

Deprem bahsi adı altında asıl söylemek istediğim: Tedbirlerin gerçekliği, kurumların ve sorumluların şu veya bu tedbirleri alıp almamasından, hangi imkanlara ve malzemelere sahip oluşumuzdan, ve ne tür çalışmaların kapalı kapılar ardında yapılmış olmasından çok, benim için düşündürücü ve rahatsız edici olan, karar vericilerin, toplumun önüne düşmüş olanların, farkındalığa ve halkın gerçeklerine, duyuş, düşünüş, fikir, öneri ve eleştirilerine kayıtsız kalarak, hali hazırda çok azalmış, ancak deprem gibi olaylarda çok daha fazla ihtiyaç duyacağımız, sinerjinin, iletişimin, güvenin, yardımlaşmanın ve iş birliğinin bir türlü tesis edilememesine sebep olmalarıdır.

Şu günlerde siyaset kurumunun bütün enstrümanlarla içine daldığı, (istisnalar her zaman olabilir) benim kişisel beka ve çıkar hesabı olarak gördüğüm seçim tantanasının yarattığı sen-ben çekişmesinin her ne kadar gölgesinde kalacağı ve sonuçta yenen her afet şamarını kader planı olarak kabul etmeye alışık büyük bir çoğunluğa rağmen, aynı soruları farkındalığı başlatma umuduyla tekrar sormakta yaşadığım bu coğrafyanın çıkarı açısından fayda görüyorum.  

1)Şimdiye kadar resmi makamlarca  sosyal, ekonomik ve teknik alanlarda alınmış tedbirler ve tedarikler  ( Organize kurtarma ekipleri ve gönüllüleri, toplanma alanlarının isim ve konumları,  seyyar mutfaklar, ağır iş makineleri, el aletleri, elektrikli teçhizatlar, hiltiler, kırıcılar, deliciler, krikolar, termal & solucan kameralar, dinleme, aydınlatma cihazları, jeneratörler, çadırlar, ağır tonaj  kaldırma halatları, demir kesme makasları, vb. malzemeler ve sayıları ) nelerdir?

2) Yukarıda bir kısmını saymaya çalıştığım ve yıkıcı bir deprem sonrasında hayati önem taşıyan bu ekipmanların depremden önce sağlanması, sayılarının arttırılması ve kullanım kabiliyetlerinin oluşturulması hususunda Erdek’ de yaşayan vatandaşların ve sivil toplum kuruluşlarının deprem eylem planlamasındaki rolleri nelerdir?

3) Hali hazırdaki imar düzeni ve oturulan binaların yakın gelecek içinde Jeoloji, Sismoloji,  Dinamik ve Statik biliminin gerçeklerine göre bir anda yıkılarak tekrardan yenilerinin yapılması dünyanın en güçlü ekonomilerini bile zorlayacak durumdayken, güçlü bir deprem sonrasına hazırlanma planı haricinde elimizde bir çözüm var mı? 

4) Deprem anının hemen sonrası için odaklandığımızda, kritik önemdeki ilk bir iki gün içinde kurtarılacak hayatların teminatı sayılabilecek bu malzemeler için olası kullanım zamanına kadar muhafazası ve dağıtımları hangi makamlarca, nerede, ve nasıl yapılacak?

5) Varsa, hazır olan deprem eylem planının gelecek için güncellenmesi, farkındalığın canlı tutulması ve sade vatandaş sıfatı taşıyan insanların bile katılımını sağlayacak, anket, seminer, çalıştaylar, kampanyalar, eğitim programları, tatbikatlar ve bunun gibi projeler planlamalarda yer alacak mı?

Resmi makamlardan gelecek açıklamaların yayınlayıp, depremden  önce sorulan soruların cevaplarının fiilen sahneye koyulduğu, kendimizi biraz daha güvende hissedeceğimiz akıl ve bilimin aydınlattığı birlik dolu  günlere erişmek dileğiyle esen kalın. 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —